Mülk Sistemi Nedir, Ne Demektir?
Mülkler, Avrupa feodalizminin bir parçasıdır; ancak bundan başka birçok geleneksel uygarlıkta da bulunmaktadır. Feodal mülkler, birbirine karşı bir bölümünün yasalarla belirlendiği farklı hak ve yükümlülükleri olan tabakalardan oluşan bir sistemdir. Avrupa’da en yüksek mülk, aristokrasi ve soylu toprak beyliğinden oluşmaktaydı. Daha düşük bir statüye sahip olan; ancak belirli nitelikteki çeşitli ayrıcalıkları olan din adamlığı, bir başka mülkü oluşturmaktaydı. “Üçüncü mülk” olarak adlandırılır olanlar da “ortakçılar”dır. Bunlar; serfler, özgür köylüler, tüccarlar ve zanaatkarlardan oluşmaktadır.
Mülk sahipleri, kasttakinin aksine bir dereceye kadar evliliklere ve bireysel akışkanlığa izin vermektedir. Mesela tüccarlar ünvan satın alıp statülerini yükseltebilmekte; ya da kral, herhangi bir “ortakçı”ya hizmetleri karşılığında şövalyelik gibi ünvanlar verebilmektedir. Yani mülk sisteminde, sınıflar arası geçirgenlik çok rahat olmasa da mevcuttur.
Mülkler geçmişte, doğuştan gelen soyluluğa dayanan bir geleneksel aristokrasinin bulunduğu yerlerde ortaya çıkmışlardır. Orta çağ Avrupa’sı gibi feodal sistemlerde, mülkler yerel malikane topluluğuyla sıkı sıkıya bağlantılıdır. Bunlar ulusal değil, yerel bir tabakalaşma sistemi oluşturmaktadır.