Diderot’un Tanrı Anlayışı
Diderot Tanrı konusunda ateist yaklaşımı savunmuş bir filozoftur. Onun ateizmi inananlarla sorun yaşamasına imkân vermeyecek bir ölçülülüğe sahip olmuştur.
Ona göre doğada Tanrı yoktur. O bir Panteist değildir. Ona göre Tanrı yoktur ve olmayacaktır da. Evren sonsuz genişlikte bir bilardo masası gibidir ve üzerinde sonsuz sayıda bilardo topu yuvarlanmaktadır. Bu toplar çoğalır ve karşılaşır, karşılaştıklarında da çarpışırlar. Bu hareketlerin sonu yoktur ve son derece karmaşıktır.
Evrendeki kötülük iyi bir Tanrı düşüncesiyle uyuşmamaktadır. Özellikle Hristiyan ahlakında insan doğasına aykırı bulduğu çilecilik eğilimini eleştirmektedir. İstese kötülüğe engel olabilecek güçte olan bir Tanrı’nın bunu neden yapmadığının mantıklı bir açıklaması olduğunu kabul etmez. Bu düşüncelerini şöyle ifade eder Diderot:
“Bu zavallılar hangi suçu işlemişlerdir? Onları bu işkencelere mahkûm eden kimdir? Kendisine karşı saygısızlık ettikleri Tanrı! -Peki kimdir bu Tanrı?- İyilik dolu bir Tanrı, insanların gözyaşlarıyla banyo yapmaktan nasıl zevk alabilir? Öyle insanlar vardır ki kendilerinden söz ederken Tanrı’ya karşı bir saygı duyduklarını söylemek yerine O’ndan korktuklarını belirtmek gerekir. Yüce Varlık’a ilişkin olarak bana çizilen portreye, O’nun çabuk öfkelenmesi, dinmek bilmeyen öç alıcılığı, yardım elini uzatmaya tenezzül ettiği insanların sınırlı sayısıyla karşılaştırılırsa mahvolmasına ses çıkarmadığı insanların korkunç miktarıyla ilgili olarak bana söylenenlere bakarsa, en adil bir insan bile ‘bu Tanrı keşke hiç var olmasaydı’ diye düşünmekten ve bunu arzu etmekten kendini alamaz.”
Bu sorun yani Teodise sorunu, Tanrının haklı kılınması ve yeryüzündeki kötülüklerden sorumlu olup olmadığı sorunu felsefe tarihinde birçok filozof tarafından ele alınıp tartışılmıştır. Bu konuda en önemli eserlerden birini yazmış olan filozoflardan biri Leibniz’dir. Ayrıca Diderot, d’Holbach kadar sert olmamakla birlikte o da Hristiyan ahlakını doğaya ve hayata aykırı bulur.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım