Yapay zekâyla ilgili riskler ve endişeler hakkında temel okumalar…
Boston Massachusetts Üniversitesi Uygulamalı Etik Merkezi yöneticisi Nir Eisikovits, yapay zekâ uygulamalarının yeteneklerinin sanki bilinçliymişler gibi bir izlenim yaratabileceğini; ancak aslında öyle olmadıklarını belirtiyor:
“ChatGPT ve benzeri teknolojiler gelişmiş metin tamamlama uygulamalarıdır; ne daha fazlası ne de daha azı…”
Ancak yapay zekânın bilinçli olmadığını söylemek onun zararsız olduğu anlamına gelmiyor. Eisikovits bu konuda da şöyle konuşuyor:
“Bana göre asıl soru makinelerin bilinçli olup olmadığı değil, bilinçli olduklarını hayal etmenin bizim için neden bu kadar kolay olduğudur.”
İnsanlar, teknoloji de dâhil olmak üzere hemen her şeye kolayca insani özellikler yüklüyor. Yapay zekânın insanların kendilerini nasıl anladıkları üzerindeki etkisini inceleyen Eisikovits’e göre, bu antropomorfize etme eğilimi “teknolojiyle psikolojik bağ kurmanın gerçek risklerine” işaret ediyor.
Birçok insanın evcil hayvanıyla ve arabasıyla konuştuğu düşünüldüğünde, sohbet robotlarının onlarla etkileşime giren insanlar için çok şey ifade etmesi beklenmedik olmamalı.
ChatGPT en başından beri ebeveynlerin ve öğretmenlerin kopya çekme konusundaki endişelerini artırıyor. Eğitimciler bir kompozisyonun bir insan tarafından mı yoksa bir chatbot tarafından mı yazıldığını nasıl anlayabilirler? Son dönemde şirketler yapay zekâ programlarınca yazılan metinlere veya oluşturulan görsellere filigran eklemeye başladılar. Bu belki de soruna bir çözüm olabilir.
İlgili konu: Yapay zekâ öğrencilere faydalı olabilir; fakat eğitim sürecine büyük zarar da verebilir…
Teknolojinin dil üzerindeki etkilerini inceleyen Amerikan Üniversitesinden dil bilimci Naomi Baron’a göre yapay zekâ, yazma konusunda daha önemli sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. YZ’nin yazmaya yönelik potansiyel tehdidi sadece dürüstlükle ilgili değil, aynı zamanda düşünme yeteneğinin kendisiyle de ilgilidir.
Baron, roman yazarı Flannery O’Connor’ın “Yazıyorum; çünkü yazdıklarımı okuyana kadar ne düşündüğümü bilmiyorum.” sözüne işaret ediyor. Başka bir deyişle, yazmak sadece düşüncelerinizi kâğıda dökmenin bir yolu değildir; ilk etapta düşüncelerinizi çözümlemenize yardımcı olan bir süreçtir.
Baron’a göre yapay zekâ ile metin üretimi kullanışlı bir araç olabilir, ancak “birlikte çalışma ile hak gaspı arasında ince bir çizgi var”dır. Yapay zekânın giderek daha fazla kullanıldığı bir dünyaya adım atarken, “yazılı eser üretmenin sadece bir varış noktası değil, bir yolculuk olması gerektiğini” hatırlamak çok önemli.
İlgili konu: Yapay zekânın doğuracağı ahlaki dilemmaları aşmak mümkün müdür?
Üretken YZ programları sadece metin değil, aynı zamanda kompleks görüntüler de üretiyor. Hatta bunlardan bazıları sanatsal zeminde ödül bile kazandı. Teorik olarak, yapay zekânın incelikli işleri yapmasına izin vermek, sanatçıların yaratıcı çalışmalarını kolaylaştırabilir.
Eisikovits ve aynı zamanda Massachusetts Boston Üniversitesinde felsefeci olan Alec Stubbs, o kadar da değil diyor. İzleyicilerin beğenisini kazanan tasarlanmış nesne, “sanat” dediğimiz sürecin sadece bir parçasıdır. Hem sanatçı hem de alımlayıcı için sanatı değerli kılan, “bir şeyi gerçeğe dönüştürme ve ayrıntılar üzerinde çalışma süreci”dir: Fikirleri, görebileceğimiz, somut bir şeye dönüştürme etkinliği.
Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Molly Jackson’ın “AI is exciting – and an ethical minefield: 4 essential reads on the risks and concerns about this technology” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.
Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM