Kadınların erkeklerden daha az suç işlemelerinin nedeni nedir?
Seri katiller çok fazla görülen suçlular değildir. Hele kadın seri katiller daha da nadir görülür ve bütün seri katiller içinde yaklaşık %10‘luk bir orana karşılık gelir. En ünlü kadın seri katil “Monster” adlı sinema filminde ölümsüzleştirilen Aileen Wuornos olabilir. Bir hayat kadını olarak yaşadığı 1989 ila 1990 yılları arasında yedi erkeği soymuş ve öldürmüştür. Wuornos işlediği suçlar nedeniyle 2002 yılında zehirli iğne ile idam edilmiştir.
Wuornos’un hikâyesi hiç şüphesiz kamuoyunun oldukça dikkatini çekmiştir; çünkü bu, daha önce duyulmamış bir şeydir. Zira tarihsel süreç göz önüne alındığında görülmektedir ki kadınlar her türlü suçu işlemekten kaçınma eğilimindedir. Kadınlar şiddet içeren suçların yalnızca %20‘sini ve mala karşı işlenen suçların %37‘sini işlemektedir. Her 10 cinayetten sadece birini kadınlar işlemektedir. Suç eylemlerini kundaklama, vandalizm ve dolandırıcılık gibi alt gruplara ayırırsanız, kadınlar neredeyse hepsinde azınlıktadır. Erkeklerle kabaca eşit oranlarda işledikleri tek suç zimmete para geçirme ve çocuk ya da üvey çocuk cinayetidir. Peki, neden kadınlar erkeklerden çok daha az suç işleme eğilimindedir?
Kriminologlar bu sorunun cevabını onlarca yıldır bulmaya çalışıyorlar. Bu süre zarfında çok sayıda teori geliştirdiler. Bu teorilerden ilk ve en önemlisi, erkeklerin daha agresif, dürtüsel ve risk almaya meyilli olmalarıdır. Araştırmalar, bu cinsiyet farkının, kültürel etkiler kız ve erkek çocukları öngörülen cinsiyet rollerine “programlamadan” önce, küçük yaşlardan itibaren bile geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da erkeklerin tedbirsizliğinin muhtemelen yüksek testosteron seviyelerinden kaynaklanan biyolojik bir boyutu olduğunu göstermektedir. Bir çalışma, küçük suçlar işleyen her bir ergen kıza karşılık 15 erkeğin aynı suçu işlediğini ortaya koymuştur. Ergen suçluluğundaki bu eşitsizlik, kızları ve erkekleri çok farklı yaşam yollarına sürükleyebilir.
Her ne kadar geçmişte kriminologlar cinsiyetler arasındaki biyolojik farklılıklara işaret etme ve suç işleme konusundaki dengeler söz konusu olduğunda “Konu kapandı!” deme eğiliminde olsalar da bugünün araştırmacıları kadınların suç işleme olasılığını azaltan çeşitli sosyal faktörlere atıfta bulunarak daha seçici davranmaktadırlar. Öncelikle, tarihin büyük çoğunluğunda ve günümüzün birçok kültüründe kadınlar çocuk yetiştirme ve ev içi rollerle sınırlandırılmıştır. Küçük yaşlardan itibaren anaç ve şefkatli olmaya teşvik edilmişlerdir. Büyüdükçe, genellikle erkeklerin aksine bağımsızlıklarından yoksun kaldılar ve bu nedenle suç eylemlerinde bulunmak için daha az zamanları, özgürlükleri ve fırsatları oldu. Örneğin, kadınlara genellikle evin geçimini sağlamaları için baskı yapılmamıştır, bu da onların hırsızlık yapma güdüsünü azaltmıştır.
Bir başka teori de kadınların erkeklere yakın oranlarda suç işledikleri; ancak tarihsel olarak yetkililer tarafından göz ardı edildikleri veya hoşgörüyle muamele gördükleri yönündedir. Erkekler tarihsel olarak kolluk kuvvetlerine her zaman egemen olmuştur ve bu erkeklerin çoğu muhtemelen kadınlar hakkında basmakalıp görüşlere sahipti. Bu görüşler, kadın suçluların yakalanmaktan kaçabileceği anlamına geliyordu: “Bunu yapmış olamaz; çünkü o bir kadın!” Yakalandıklarında ise cezalarını çekmeleri için kocalarına ya da ailelerine teslim edilmiş olabilirler.
1950’lerden bu yana, dünya genelinde kadınlar daha fazla bağımsızlık kazandıkça ve geleneksel toplumsal cinsiyet kalıpları kırıldıkça, erkekler ve kadınlar arasındaki suç işleme uçurumu giderek daralmıştır. Araştırmacılar genel olarak erkeklerin geçmişe kıyasla daha düşük oranlarda suç işlediğini, kadınların ise benzer ya da biraz daha yüksek oranlarda suç işlediğini tespit etmiştir. 1
Yine de, özellikle şiddet suçları söz konusu olduğunda, cinsiyetler arasında önemli bir suç işleme farklılığı varlığını sürdürmektedir. Ve yakın zamanda kapanacak gibi de görünmüyor. Bu durum cinsiyete dayalı kültürel kalıpların hâlâ geçerliliğini koruduğunu gösterebilir; ancak daha büyük olasılıkla bu uçurumun ardındaki itici gücün biyolojik faktörler olduğu anlamına gelmektedir.
Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Ross Pomeroy’un “Why do women commit far less crime than men?” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.
Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım
KAYNAKÇA
- Beatton, T., Kidd, M.P. ve Machin, S. (2018). Gender crime convergence over twenty years: Evidence from Australia. European Economic Review, 109 (-), 275-288, https://doi.org/10.1016/j.euroecorev.2018.01.001