Felsefe hakkında her şey…

Tanrı inancı, psikolojik bir güvenlik ağı görevi görür; Tanrı’ya inanlar, risk almak konusunda daha atılgan oluyorlar…

03.03.2024
132
Tanrı inancı, psikolojik bir güvenlik ağı görevi görür; Tanrı’ya inanlar, risk almak konusunda daha atılgan oluyorlar…

Tanrı’dan korkan Amerikalıların çoğu Tanrı’nın kendilerini koruduğunu düşünüyor: İncil’deki Tanrı’ya inananların yaklaşık %97‘si Tanrı’nın kendilerini herhangi bir durumda ve zamanda kolladığına inanıyor. 1

Peki Tanrı’yı potansiyel sorunlara karşı bir destek olarak görmek kişinin risklere karşı yaklaşımını nasıl etkiliyor? İnananlar Tanrı’nın kendilerini kötülüklerden koruyacağını düşünerek daha fazla mı risk alırlar, yoksa Tanrı’nın riskli kararların sonuçlarını yaşamalarını isteyeceğinden korkarak daha mı az risk alırlar?

York Üniversitesinden Psikolog Cindel White ve British Columbia Üniversitesinden meslektaşları bunu öğrenmek için bir çalışma yürüttüler. 2 White “Tanrı hakkında düşünmenin özel hayatlarında risk almayı etkileyip etkilemediğini bilmek istedik” diyerek şöyle devam etti:

“Bu nedenle, insanların sosyal yaşamlarında, iş hayatlarında ya da eğlence ortamlarında bir risk alıp almamayı düşünürken gerçekten Tanrı’yı düşünüp düşünmediklerini kontrol ettiğimiz çok basit bir deney tasarladık.”

Tanrı hakkında düşünmek, inananları gelecekteki riskleri göze almaya biraz daha istekli hâle getirir.

White ve meslektaşları çalışmaları için 631 Amerikalı Hristiyanı bir araya getirdi ve onlardan göze almayı düşündükleri bir riski anlatmalarını istedi. Daha sonra, aynı deneklere önlerindeki üç ay boyunca bu riski göze almaya ne kadar istekli olacaklarını sordular.

Çalışmada Tanrı’ya olan inançlarının etkisini ortaya çıkarmaya çalışmak için katılımcılar iki gruba ayrıldı: Deney grubuna “Bu soruları yanıtlamadan önce lütfen Tanrı’nın hayatınızda olup bitenler üzerindeki etkisini düşünün. Tanrı’nın hayatınız üzerindeki etkisini göz önünde bulundurduktan sonra bu riskli faaliyet veya davranışta bulunma olasılığınızı düşünün.” Kontrol grubuna ise sadece “Bu riskli faaliyet ya da davranışta bulunma olasılığınızı düşünün” telkini yapıldı. Buradaki düşünce, Tanrı fikrini ön plana çıkararak Tanrı inancının karar verme süreçleri üzerinde sahip olabileceği herhangi bir etkinin vurgulanması ve ön plana çıkarılmasıydı. Sonuçta ise Tanrı üzerine düşünmenin inananları gelecekteki riskleri almaya biraz daha istekli hâle getirdiği ortaya çıktı.

Tanrı inancının risk alma üzerindeki etkisini ortaya çıkarmayı amaçlayan önceki çalışmalar tutarsız sonuçlar vermiştir. White’a göre bunun nedeni, önceki çalışmalarda yeterince derin bir ön hazırlık metodu kullanılmamış olmasıdır.

“Hazırlık yapmanın genel mantığı, katılımcının zihnindeki bazı kavramları etkinleştirmektir. Bu pek çok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bazı çalışmalarda bu çok örtük ve görünüşte bilinçsiz bir şekilde gerçekleşiyor; bir fikir ya da imge katılımcıların farkındalıklarının dışında onlara sunuluyor.”

Diğer bir deyişle bazı araştırmacılar katılımcılara çalışmanın amacı hakkında ipucu vermemek ve sonucu etkilememek için, katılımcılardan ön hazırlık yapıldığı gerçeğini gizleyen yöntemler kullanmaya çalışır. Örneğin, katılımcılardan kelimeleri çözümlemeleri istenir ve deney koşulunda bu kelimelerin yarısı Tanrı ve dinle ilgili olabilir. White’a göre bu “örtük hazırlama” olarak adlandırılır ve din hakkında kararları etkileyebilecek inanç türlerini yeterince harekete geçirmeyen sığ bir ön hazırlama ile sonuçlanır. 3

Elbette açık ön hazırlık yapmanın riski, katılımcıların çalışmacıların ne yaptığını fark etmeleridir ki bu da sonuçları çarpıtabilir; çünkü insanlar çalışmacıların kendilerinden istediğine inandıkları şekilde davranma eğiliminde olacaklardır (buna “talep karakteristiği” denir). White, bu durumun sonuçları etkilemediğinden emin olmak için inananlara deneyin hipotezini tahmin ettirmiş ve tahminlerin %90‘ından fazlasının Tanrı ya da dinle ilgisi olmadığını görmüştür.

İnsanlar daha fazla risk almalı mı? Bazı çalışmalar cevabın evet olduğunu gösteriyor. İnsanlar irrasyonel bir şekilde riskten kaçınma eğilimindedir; daha güvenli seçenekleri, beklenen değeri daha yüksek olan riskli seçeneklere tercih ederler. 4 Ancak Tanrı inancı, öyle görünüyor ki psikolojik bir güvenlik ağı sağlayabiliyor.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Jim Davies’in “Thinking about God may encourage risk taking” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM

KAYNAKÇA

  1. Pew Research Center, “When Americans Say They Believe in God, What Do They Mean?”, Erişim: 02.03.2024, https://www.pewresearch.org/religion/2018/04/25/when-americans-say-they-believe-in-god-what-do-they-mean/
  2. White, C.J.M., Dean, D.M. ve Laurin, K., 2024. “Do reminders of God increase willingness to take risks?”, Journal of Experimental Social Psychology, 110 (-): -. https://doi.org/10.1016/j.jesp.2023.104539
  3. Shariff, A.F., Willard, A.K. ve Norenzayan, A.; 2015. “Religious Priming: A Meta-Analysis With a Focus on Prosociality”, Personality and Social Psychology Review, 20 (1): 27-48. https://doi.org/10.1177/1088868314568811
  4. Hintze, A., Olson, R.S., Adami, C. ve Hertwig, R.; 2015. “Risk sensitivity as an evolutionary adaptation”, Sci Rep 5, 8242 (2015). https://doi.org/10.1038/srep08242
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...