Felsefe hakkında her şey…

Hayalet zaman hipotezi: Orta Çağ aslında hiç yaşanmadı mı?

25.12.2023
247
Hayalet zaman hipotezi: Orta Çağ aslında hiç yaşanmadı mı?

Hayalet zaman hipotezi, MS 614 ila 911 yılları arasındaki tarihsel sürecin aslında hiç yaşanmadığını, tamamen bir kurgu olduğunu savunan bir nevi komplo teorisidir.

Hayalet zaman hipotezi, MS 614 ila 911 yılları arasındaki tarihsel dönemin Papa II. Sylvester ve Kutsal Roma İmparatoru III. Otto tarafından, siyasi ve toplumsal güçlerine dinî bir değer kazandırmak amacıyla kurgulandığını ileri süren bir görüştür.

Muhakkak ki tarihçilerin geçmiş hakkında her zaman şüpheci olmaları gerekse de hayalet zaman hipotezi bilimsel olmaktan çok bir komplo teorisi olarak kabul edilmektedir.

İngilizlerin ünlü kanun kaçağı Robin Hood‘un popüler kültür içindeki yansımaları üzerine gerçekleştirilen bir konferansta gözlerinin içi parıldayan, gayet normal görünümlü bir adamın ayağa kalkarak “Ya bunların hepsi bir yalandan ibaretse?..” dediğini düşünün. Bu adam yüksek ihtimalle MS 614 ila 911 yılları arasındaki dönemin hiçbir zaman yaşanmadığını ve bu döneme ait her bir tarihi eserin uydurma olduğunu iddia eden “hayalet zaman hipotezi”nin bir taraftarıdır.

Hayalet zaman hipotezinin kökenleri

Hayalet zaman hipotezi, 1996’da yayımlanan ve çok tartışma yaratan “Das erfundene Mittelalter: Die grösste Zeitfälschung der Geschichte” isimli kitabıyla dikkatleri üzerine çeken Alman yayıncı ve amatör tarihçi Heribert Illig’in ortaya attığı bir düşüncedir.

Illig, MÖ 45 senesinde Julius Caesar tarafından uygulamaya konulan Jülyen takviminin tarihlendirmesiyle MS 1582 yılında Papa XIII. Gregory tarafından uygulamaya konulan ve bugün hâlâ kullanılan Gregoryen takvimini karşılaştırmıştır. Illig, hesaplamalarına göre iki takvim arasında yaklaşık 297 yıllık bir fark olduğunu iddia etmektedir.

Illig’e göre daha sonra bu kayıp yıllar Papa II. Sylvester ve Kutsal Roma İmparatoru III. Otto tarafından hazırlanan bir komplonun parçası olarak tasarlanarak takvime eklenmiştir. Bu görüşe göre MS 8. yüzyılda yaşayan bu Orta Çağ seçkinleri, kendi hükümdarlıklarının MS 1000 yılına, yani Hz. İsa’nın doğumundan tam olarak bir bin yıl sonrasına denk geldiğini kurgulamak ve güçlerini pekiştirmek için tarihsel zaman hesabında oynama yapmışlardır.

Hayalet zaman hipotezine göre Otto ve Sylvester, kurgularını kendilerinden sonraki kuşaklara aktarabilmek ve yaptıkları şeyi gizlemek için, kurmaca olayları ve kişileri ayrıntılarıyla anlatan Orta Çağ el yazmaları oluşturup bunları çoğaltsınlar diye kâtipler görevlendirdiler. Daha sonra Avrupa’daki tüm manastırlara ve kütüphanelere dağıtılan bu el yazmaları, herkesçe gerçek tarih sanılacaktı. Illig, bu hayali tarih yazmalarının içinde yaratılan figürlerde Frankların Kralı ve “Avrupa’nın Kurucusu” olarak anılan Şarlman ve Vikingleri püskürttüğü söylenen İngiltere Kralı Büyük Alfred gibi ünlü tarihsel şahsiyetlerin de bulunduğunu ileri sürmektedir.

III. Otto'nun, hayalet zaman hipotezinin büyük mimarlarından biri olduğu varsayılıyor. (Kaynak: The Yorck Project / Wikipedia)

III. Otto’nun, hayalet zaman hipotezinin büyük mimarlarından biri olduğu varsayılıyor. (Kaynak: The Yorck Project / Wikipedia)

Illig, Orta Çağ’ın bir kurmaca olduğunu söyleyen tek yazar değildir. Illig’in hayalet zaman hipotezinin Avrupa-merkezci yorumunun bir yanında da Rus-merkezci yorumu mevcuttur. Moskova Devlet Üniversitesi Matematik Profesörü Anatoly Fomenko tarafından gündeme getirilen bu hipotez; klasik Yunan medeniyeti, imparatorluk Roma’sı, hanedanlık dönemi Çin’i, Firavuncu Mısır’ı ve diğer antik toplumları Orta Çağ’da var olan uygarlıklar sayar ve medeniyetin aslında MS 800’lere kadar hiç başlamadığını ileri sürer.

Fomenko’nun uyarlanmış takvimine göre Yeni Ahit, Eski Ahit’ten önce yazılmıştır; Truva Savaşı ile Haçlı Seferleri aynı mücadeleyi ifade etmektedir; Cengiz Han ile Attila aynı kişidir.

Hayalet zaman hipotezi ne kadar doğru?

Çoğu kurgu gibi, hayalet zaman hipotezi de küçük bir doğruluk payı içermektedir. Örneğin, erken Orta Çağ el yazmalarının büyük çoğunluğu orijinallerin kopyalarıdır ve orijinaller ortadan kaybolduğu için bu kopyalardaki detaylar, doğrulukları konusunda şüphe uyandırmaktadır. Ayrıca Avrupa takviminin birçok kez revize edildiği ve bu nedenle birçok rahibin Noel, Paskalya ve diğer dinî bayramların doğru tarihlerini hesap etmek için bir teolojik mayın tarlasına girdiği de doğrudur. Son olarak, tarihin büyük bir kısmının, özellikle de Antik Çağ ve Orta Çağ tarihinin “galipler” tarafından yazıldığı da doğrudur.

Takvimler de dâhil olmak üzere tüm tarihsel veriler, sağlıklı ve şüpheci bir incelemeyle ele alınmalıdır.

Hayalet zaman hipotezi daha yakından incelendiğinde çürütülebilir bir hipotezdir. Avrupa kıtasında erken Orta Çağ’a ait çok sayıda orijinal el yazması bulunmaz. Fakat Asya, Afrika, Avustralasya ve Amerika gibi yerlerden kaynaklanan belgelerde ve tarihsel yapıtlarda, bu kayıp yüzyılların gerçekten yaşandığına dair güçlü deliller vardır.

Kaliforniya'da bulunan 1800 yıllık kızılçam ağacının halkaları.

Kaliforniya’da bulunan 1800 yıllık kızılçam ağacının halkaları.

Aynı duruma dönük başkaca kanıtları doğada da bulmak mümkündür. Ağaç halkaları zamanın geçişini kaydeder ve güneş tutulmaları gibi astronomik olayların Antik Çağ ve Orta Çağ kayıtları, bu olayların gözlemcilerinin farklı dönemlerde yaşadığını gösterir.

“Perspectives on History”nin editörü olan tarihçi Leland R. Grigoli, hayalet zaman hipotezinin neden ortaya çıktığını ve akademik çevrenin dışında bulunan pek çok kişi için neden bu kadar ilgi çekici olduğunu tartışırken, konuyu siyaset ve ideolojiye getirir. Ona göre Alman hipotezinin Avrupa toplumunun durgunlaştığı, diğerlerinin ise geliştiği bir dönemi kabul etmeyi reddetmesi gibi Rus hipotezi de uygarlık tarihinin Rusya’nın atası olarak kabul edilen Kiev Knezliğinin doğuşuyla başladığını iddia etmektedir.

Grigoli’ye göre hayalet zaman hipotezi aynı zamanda Orta Çağ çalışmalarına musallat olan kadim bir ruhun ürünüdür. Örneğin, bağnaz, milliyetçi bir Avrupa-merkezciliği… Avrupa dışında herhangi bir modern öncesi tarih olduğunu reddeden ya da buna inanmayan bir Avrupa-merkezcilik…

Bilimin komplolarla mücadelesi

Hayalet zaman hipotezi, ciddi bir bilimsel çalışma gibi görünen bir komplo teorisidir. İlginç sorular ortaya atabilse de modern öncesi bir çağda insanlığın bir günü, bir ayı, bir yılı unutması mümkün olabilir miydi? Bu gibi teoriler daha sonra dünyayı yöneten ve bütün gerçekliğin arkasında yer alan gölge aileler hakkındaki başka teorilere dönüşüyor.

Tüm akıl dışılığına rağmen, bu gibi hipotezlerin çürütülmesi oldukça güçtür. Bunun nedeni komplo teorilerinin mantıksal olmaktan çok duygusal olmasıdır; kayıp üç yüzyıla olan inanç, her şeyden önce otoriteye karşı duyulan köklü bir güvensizliğe dayandığı için gerçekler yoluyla ortadan kaldırılamaz.

İlgili konu: Politikada yalan ve gerçek-ötesi (post-truth) söylem arasındaki fark nedir?

Bir de konunun şu tarafı vardır: Şarlman’ın var olduğuna ne kadar ikna olursanız olun, bunu kanıtlayabilir misiniz?


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Tim Brinkhof’un “Phantom time hypothesis”: Did a power-hungry pope fabricate centuries of history?” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer YILDIRIM

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...