Edimsel Koşullanmada Genelleme ve Ayırt Etme
Edimsel koşullamada genelleme iki şekilde olur. Kişi, söz konusu bir davranışı ya benzer bir durumda pekiştirildiği için ya da benzer davranışı pekiştirildiği için gerçekleştirir. Yani edimsel koşullamada hem uyarıcı hem de davranış genellemesi mümkündür. Oysa klasik koşullamada sadece uyarıcı genellemesi yapılabilir; davranış genellemesi mümkün değildir. Pavlov‘un deneyinde köpek, zil sesine ve zil sesine benzer seslere hep aynı tepkiyle (salya salgılamayla) karşılık verir; başka bir tepki verme olasılığı yoktur.
Edimsel koşullamada, örneğin bir bebek “anne” sesine benzer bir ses çıkardığı için annesi tarafından kucağa alındı ve sevildiyse sadece annesini değil başka kadınları gördüğünde de “anne” sesini çıkaracaktır. Ama edimsel koşullamdaki genelleme bununla sınırlı değildir; ayrıca davranış genellemesi söz konusudur. Davranış genellemesi aynı uyarıcıya aynı değil farklı ama birbirine benzer tepkiler gösterilmesidir. Babasına “baba” sesine benzer bir ses çıkardığında babası tarafından kucağa alınan çocuk, başka bir zaman babasına bu kez “baba” yerine “gaga” ya da “dada” diyebilir (Morris, 2002).
Edimsel koşullamada ayırt etme, sistematik olarak bazı uyarıcıların varlığında yapılan edimsel davranışların pekiştirilmesi, diğer bazı uyaranların varlığında yapılan edimsel davranışların pekiştirilmemesi esasına dayanır. Bir fare sadece kırmızı ışık yanarken pedala bastığında pekiştirme alıp, mavi ışık yandığında pekiştirme almazsa sadece kırmızı ışık yandığında pedala basma davranışını gösterecek ama mavi ışık yandığında pedala basmaya teşebbüs etmeyecektir. Diğer yandan yukarıda genelleme için verilen örnekleri farklıklaştırarak bu kez ayırt etme için kullanabiliriz; her kadına pekiştrime almak için “anne” diyen bir çocuk, sadece kendi annesine “anne” dediğinde annesi tarafından kucağa alınır ama diğer kadınlara “anne” dediğinde kucağa alınmazsa, annesi ve diğer kadınları ayırt etmiş ve sadece annesine “anne” demeyi öğrenmiş olacaktır. Diğer yandan babasına sadece “baba” dediği zaman pekiştirilen ama “gaga” ya da “dada” dediği zaman pekiştirilmeyen bir çocuk, zamanla babasını gördüğünde sadece “baba” diyecektir (Morris, 2002).
Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Psikolojiye Giriş” ve 2. Sınıf “Deneysel Psikoloji”, 4. Sınıf “Sosyal Psikoloji” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Psikoloji Ders Kitapları ve MEB Liseler İçin Psikoloji Dersi Ders Kitapları