3 Cisim Problemi
Liu Cixin’in Üç Cisim Problemi –Dünya’nın Geçmişini Hatırlamak başlıklı popüler üçlemenin ilk kitabı- 2006 yılında Çince olarak ilk kez yayımlandığından beri okuyucularını hem eğlendirdi hem de onlara sorgulama alanları açtı.
Ünlü Amerikalı bilim kurgu yazarı Ken Liu tarafından 2014 yılında yapılan İngilizce çevirisi, Asya kökenli bir yazara en iyi bilim kurgu romanı dalındaki ilk Hugo Ödülü‘nü kazandırdı. 1
Kitap, modern Çin edebiyatının İngilizcede en çok okunan eserleri arasında yer alıyor ve yazarın eleştirmenler nezdindeki itibarı ve aralarında Barack Obama ve Mark Zuckerberg’in de bulunduğu hayran kitlesi büyümeye devam ediyor. Üç Cisim Problemi‘nin ekrana uyarlanan 30 bölümlük bir versiyonu Çin’de 2023’te yayınlandı. Dizi 2024’ün mart ayında ise Netflix‘te sekiz bölümlük yoğunlaştırılmış hâliyle gösterime girdi.
Kitabın İngilizce dilindeki başarısının temel etkenlerinden biri çevirmen Ken Liu’nun yaptığı tercümenin kitabın içeriğine müdahale etmesi olabilir. Yazarın onayıyla Liu, bölüm sıralamasını yeniden düzenleyerek Cixin’in Çinli yasa koyucuların orijinal kitaba olan dikkatini sınırlamak için önceden aldığı tedbirleri ortadan kaldırıyor. Böylece İngilizce roman, Kültür Devrimi‘nin yarattığı kaos ve göstermelik duruşmalarıyla başlıyor.
Aileleri parçalayan ve bir nesli derinden sarsan bu kargaşa ortamı, yazar Liu Cixin’in erken çocukluk dönemine de damgasını vurmuştur. Bir maden enstitüsünün işçisi olan babası, Shanxi eyaletindeki madenlerde çalışmak üzere Pekin’den gönderilmiştir. Liu Cixin’in en eski anılarından bazıları silah sesleri ve Kızıl Muhafızlar tarafından takılan kolluklardır. Yaşadıkları şehir bir çatışma noktası haline gelince, genç Liu birkaç yıllığına kırsal kesimde yaşayan büyükanne ve büyükbabasının yanına gönderilmiştir.
Olay örgüsü
Romanın ilk bölümünün kahramanı Ye Wenjie, fizik profesörü olan babasının Kızıl Muhafızlar tarafından suçlanıp küçük düşürülmesine tanık olan bir öğrencidir. Kızıl Muhafızlar, babasının teorik fizik öğretiminin, Batılı burjuvaların çalışmalarına dayanması nedeniyle vatan hainliği olduğunu iddia etmektedir.
Wenjie’nin annesi ve kız kardeşi onunla tüm aile bağlarını koparır, ancak Wenjie inatla babasını suçlamayı ya da ona yapılan zulme katılmayı reddeder. Babası öldürüldükten sonra bile uzlaşmayı ve iş birliği yapmayı kabul etmez.
Kendisi de gelecek vadeden bir bilim insanı olan Wenjie’nin babasına olan sadakati onu hapse ya da ölüme mahkûm edecek gibi görünmektedir, ancak bunun yerine gizemli ve beklenmedik bir şekilde gizli bir üste alt düzeyde teknik bir göreve getirilir.
Romanın geri kalanı “kırk küsur yıl sonra”, yani 2000’li yıllarda Pekin’de geçiyor. Yetkililer ve uzmanlar, görünüşe göre bilimlerinin temellerini sorgulamaya başladıkları için, üst düzey fizikçiler arasında aniden ortaya çıkan intihar vakalarıyla sarsılırlar. Biri intihar notunda şöyle yazmıştır: “Fizik hiçbir zaman var olmamıştır ve hiçbir zaman var olmayacaktır.”
Bu arada, yetkililer üç cisim oyunu denen bir şeyle büyülenmiş bir grubu takip etmektedir. Casus filmi ve Matrix karışımı bu labirentimsi olay örgüsünde rehberimiz Wang Miao adında bir nanobilimcidir.
Wang, oyunun web sitesini ziyaret edip bir sanal gerçeklik kıyafeti giydiğinde, kendini Trisolaris adlı bir gezegenin tarihinin önemli anlarına sürüklenmiş bulur. Oynadığı bölümler onu, gezegenin uygarlığının ya çok fazla ya da çok az güneş nedeniyle parçalanmak üzere olduğu anlara yerleştiriyor. Güneşlerin öngörülemeyen hareketleri, Newton fiziğinin hâlâ genel bir çözümü bulunmayan bir ikilemi olan üç cisim probleminden kaynaklanmaktadır.
Görev esnasında sık sık Da Shi adında kaba saba, kavgacı, boş konuşan bir polis partnerinin eşlik ettiği Wang, intiharlar ile oyun arasında bir bağlantı olduğundan emindir. Ölen fizikçilerden birinin annesiyle karşılaşır, bu kadın Ye Wenjie’den başkası değildir.
Ye Wenjie Wang’a ölümler hakkında bildiklerini açıklayıp geçmişini anlatırken (ve biz de gizliliği kaldırılmış bazı ek belgeler okurken), çalıştığı üssün uzaylı yaşam formlarıyla temas kurmaya odaklandığını öğreniriz.
Bu arada, fizik kuralları altüst oluyor gibidir. Saatler içinde bir geri sayım belirir – önce Wang’ın kamerasında, sonra görüşüne kazınır – sanki biri ona bir mesaj göndermeye ya da onu delirtmeye çalışıyormuş gibi. Geri sayım yaklaşık 50 gün içinde sıfıra ulaşacaktır.
Bu geri sayımın rakamları ancak araştırma projesini kapattığında kaybolur. Kısa bir süre sonra, evrenin kozmik arka plan radyasyonu (bir gözlemevinden ölçülen), görünüşe göre Wang’ı dehşete düşürmek için duyurulan bir zamanda dalgalanır. Belli ki büyük güçler onun araştırmasını durdurmaya çalışmaktadır.
Önemli meseleler
Roman ilerledikçe, Dünya’da birilerinin dünya dışı varlıklarla temas kurmaya çalıştığı ve bir yanıt alındığı ortaya çıkar. Gerçekten de, bu uzak gezegenin sakinleri olan Trisolarlılar dünyaya doğru yola çıkmışlardır – burası yaşadıkları güneşle kavrulan gezegenden çok daha umut vericidir.
Trisolaris’in üç güneşi gezegeni sürekli istikrarsız ve varoluşsal açıdan güvencesiz hâle getirmiştir. Aradaki büyük mesafe, temasın yüzlerce yıl boyunca gerçekleşmeyeceği anlamına geliyor – peki bu ne şekilde gerçekleşecek? Ve uzaylı istilası tehdidi Dünya’nın birliğine mi ilham verecek, yoksa daha fazla bölünmeye mi neden olacak?
Dahası, görünen o ki Trisolaranlar uzaktan da eyleme geçebiliyorlar. Geçen yıllar içinde insanlığı istikrarsızlaştırmak için neler yapabilirler? Okuyucu ise üçlemenin ilerleyen bölümlerinde gerçekleşecek ilk teması beklemek zorunda kalacak. Şu an için asıl soru, insanlığın kendini savunmaya hazırlanıp hazırlanamayacağı, hatta hazırlanması gerekip gerekmediğidir.
Romanın temel etik, metafizik ve epistemolojik kaygıları yavaş yavaş ön plana çıkıyor.
Uzaylı istilası tehdidi, kendi çevremiz için yarattığımız tehditten daha mı yıkıcıdır? Teknik ilerlemelerimizin sınırları nedir ve bunlar insan uygarlığının gelişmesine mi yoksa yok olmasına mı yol açacaktır?
İnsan uygarlığının değeri nedir? Sahip olduklarımız savunulmaya değer mi? İnsanlığın kendi yarattığı karmaşa göz önüne alındığında, gezegenler arası karanlığa doğru bir yolculuk daha iyi bir şey sunabilir mi?
Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım
KAYNAKÇA
- The Guardian. ‘No award’ sweeps the Hugo Awards following controversy. Erişim: 25.03.2024. https://www.theguardian.com/books/2015/aug/23/no-award-hugo-awards-following-controversy