Felsefe hakkında her şey…

Kınalızade kimdir?

03.11.2022
507

Kınalızade 1510 ila 1572 yılları arasında yaşamış olan Osmanlı dönemi İslam düşünürüdür.

Kınalızade özellikle hikmet üzerinde duran düşünürlerinden biridir. Ahlaki Alai adlı kitabında ahlakı, hikmetin bir bölümü olarak tanımlayın Kınalızade, öncelikle hikmetin tanımları üzerinde durmuştur.

Hikmetin genel kabul görmüş olduğunu belirttiği tanım şöyledir: Hikmet, harici varlıkları ilk planda ne halde ise, o hal üzere bilmektir. Kınalızade’ye göre bu tanım, doğruya yakın ve makbul olmakla birlikte, amelin kendine şamil değildir. Bazı filozoflar şöyle tarif etmişlerdir:

Hikmet, insan nefsinde ilim ve amelin meydana gelmesi ve insan nefsinin bu iki yönden kemal mertebesine ulaşmasıdır (Kınalızade 1, 28).

Kınalızade’ye göre nazari hikmet üç kısımdır:

  1. Hariçte ve zihinde cismani bir maddeden uzak olan varlıklardır. Cenabı Hak, mücerret akıl ve ruh gibi, cisimden (heyuladan) ve maddeyle birleşmekten uzak olanlar. Bunlardan bahseden ilme, ilahi ilim (ilm-i A’lâ) denir. Zira cismin maddesi sefil ve noksan olduğundan, en yüce konuları içine alan ilme en yüce (ilahi) demek uygundur.
  2. Zihinde maddeden uzak, fakat hariçte maddeye muhtaç olan küre, üçgen ve dörtgen gibi varlıklardır. Bunların hariçte muayyen maddesi vardır. Bunlarla ilm-i riyazi ya da ilm-i evsat uğraşır. Riyaziye ilmi dört kısımdır: Heyet (yıldızlarla ilgili hesap), hendese (geometri), hesap (cebir) ve Musiki.
  3. Zihinde ve hariçte maddeye muhtaç olanlar. Bundan bahseden ilme İlm-i Tabii ya da ilm-i Esfel denir. Zira tabiat, hareket ve sükunun başlangıcıdır. İşte bu ilim bundan bahseder. “İlm-i Efsel” denmesinin sebebi, hariçte ve zihinde eksik olan maddeye muhtaç olmasıdır (Kınalızade 1, 31-32).

Kınalızade’ye göre, hikmetin konuları arasında olan harici varlıklar iki kısımdır:

  1. Varlığında, insanın güç ve iradesinin etkisi olmayanlar. Yer, gök, şahıslar, insan ve hayvan gibi.
  2. Varlığı, insanın güç ve iradesine bağlı olanlar. İnsanının ortaya koyduğu fiiller, hareketler ve ameller gibi (Kınalızade 1, 29).

Harici varlıkların ikiye ayrılması gibi, hikmet de ikiye ayrılır:

  1. İnsanın güç ve iradesinden bağımsız varlıklardan bahseder. Buna nazari hikmet denir. Zira bunu elde etmenin yolu, tetkik ve incelemeye bağlıdır.
  2. İnsanın güç ve irademizin de tesiri muhakkak olan ve onlarsız meydana gelmeyen harici varlıklardan bahseder ki, buna da Ameli hikmet denir. Amelin nasıllığından bahsettiği için, amele nispet ederler (Kınalızade 1, 29). Ameli hikmet, fertlerin fiil ve amellerinden insan nefsinden bahseden ilimdir (Kınalızade 1, 29).

Kınalızade’nin verdiği malzemeler, hikmetin bilgi temelli bir yapı olduğu ortaya koymaktadır. Hikmetin özellikle de ameli hikmetin amacı, insanın saadetidir. Kınalızade’ye göre amel, salih ve makbul olduğunda, insan nefsini hakiki saadete ulaştırır. Fasid ve çirkin olan ameller, insanı ahirette zarara götürür (Kınalızade 1, 29).

Ameli hikmetin faydası salt mücerret ilim sevgisi olmayıp, asıl kaygı, ameli mükemmelleştirmek ve davranışları güzelleştirmektir. İlim ağacı, amel meyvesini vermezse, itibar dairesinin dışında kalır (Kınalızade 1, 30).

Kaynak: TÜRKİYE’DE FELSEFENİN GELİŞİMİ I, s. 11-12, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2456 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1428

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...