Felsefe hakkında her şey…

Tam Fikirler (Adaequata Ideas) ve Eksik Fikirler (Inadaequata Ideas)

21.05.2020
1.058

Spinoza bir yandan felsefesini yapılandırırken, bir yandan da insan zihninde bulunan yanılgıları temizler. İnsanın Tanrı hakkındaki antropomortik bakışı, gibi yanlışlıkları bize kendini zorunlu olarak empoze etmektedir.

Spinoza’ya göre Tanrı’nın gerçekten ne olduğunu bilmekle, yani Tanrı hakkında (upuygun) adaequata bilgilere ulaşmakla bu tür antropomorfik Tanrı anlayışlarından kurtulabiliriz. Yanlışlık bu kişilerin kendi ruhları hakkında elde ettikleri, inadequata (yanlış, hatalı, eksik veya sahte) bilgileri bütün ruhların ölçüsü yapmalarından kaynaklanan antropomorfik Tanrı anlayışları Sokratik söylemle epistemeyi değil, doksayı işaret ederler.

Spinoza’da adaequata, inadequata bilgi ne demektir? Ve bu bilgiler insanda nasıl oluşur?

Spinoza bir düşüncenin doğru, hakikar olmasına adaequata ide der: “Yeterli idea (idea adaequata) ile öyle bir ideayı anlıyorum ki nesne ile ilişki olmaksızın kendinde görüldüğü sürece, gerçek bir ideanın özelliklerinin ya da içsel imlerinin (denominations intrinsecas) tümünü taşır. Adaequata ideler Tanrı’da bulunduğundan, bir şeyin hakiki, mükemmel bilgisi ancak onun adaequata idesi ile mümkündür. Adaequata bilgi, bir şeyin konusunu nedeni ile kavramayı bilmektir. “Bizde saltık olan, ya da, yeterli ve eksiksiz olan her idea gerçektir.”

Algıladığımız şey, dış cisim hakkında yeterli bilgiyi, gerçeği içermemektedir. “İnsan bedenine ait herhangi bir duygulanışın fikri dış cisme ait upuygun bilgiyi kuşatmaz.” Algıladığımız şey, dışsal bir objenin duyularımıza yapmış olduğu etkiden ibarettir. İnsan, imgeleme yoluyla baktıkça, dış cisimler hakkında tam bir bilgiye ulaşamayacağı gibi, bedeni hakkında da tam bir bilgiyi elde edemez.

“İnsan bedeninin duygulanışlarının fikirleri yalnız insan ruhuna nispet edilirse, açık ve seçik değil, fakat karışıktırlar (bulanıktırlar)” Spinoza için fikirler zihnin doğal çalışmasına dayandıkları sürece, açık ve seçik olamaz. Doğanın genel düzeni içinde (rastlantısal olana dayalı, kendi içinden belirlenmeyen) olduğunuz sürece, kendimiz, kendi bedenimiz ve dış cisim hakkındaki bilgi hep eksik bilgi (inadequate ideas) olacaktır.

“İnsan bedeni başka cisimler tarafından etkilenir ve böylece üretilen her değişki ya da durum bir ideada yansıtılır. Öyleyse bu tür idealar az ya da çok duyumdan türetilen idealara eşdeğerdir, ve Spinoza bunları imgelemin ideaları olarak adlandırır. Bunlar mantıksal çıkarsama yoluyla öteki düşüncelerden türetilmemişlerdir ve anlık böyle idealardan oluştuğu sürece edilgindir, etkin değil. Çünkü bu idealar anlığın etkin gücünden kaynaklanmazlar, tersine öteki cisimler tarafından yaratılan bedensel değişim ve durumları yansıtırlar.”

O halde insan zihninki duyulan sayesinde elde ettiği bilgi, hep eksik kalıyorsa nasıl adaequata bilgileri elde ediyoruz? Tam anlamıyla dış nesneyi yansıtmasa da adaequata bilgileri ancak ve ancak düşüncenin oluşmasını zorunlu kılan, nedensellik sürecini aniamalda elde edebiliriz. Şeylerin, aralarındaki benzerlik ve farkları fark edip, birçok şeyi aynı zamanda görmekle eksiksiz, “upuygun (adaequata) bilgiler” elde edebiliriz. Özel, bireysel varlıkların “süreleri” hakkında upuygun (adaequata) bilgiye ulaşamayız.

“Bedenimizin süresi konusunda ancak çok yetersiz bir bilgimiz olabilir.”Kendi bedenimiz ya da bedenimiz dışında algıladığımız şeylerin, süreleri hakkındakiler türlü bilgi eksik (inadequata) bilgidir. Çünkü bu varlıkların varoluşları zorunlu olmayıp, kendi özlerinden kaynaklanmaz. Bu nedenle sonsuz değil, sürelidir. Tüm özel şeyler olumsaldır ve yok olmaya zorunludur. Gerçi her şeyin sonsuz olduğu bir ortamda süre de olmazdı. Her tekil şey, var olmaya ve eylemde bulunmaya bir başka tekil şey tarafından belirlenir ve bu da bir başkası tarafından ve böylece sonsuza kadar devam eder. Süre her koşulda, Doğa’nın genel düzenine, şeylerin yapısına bağlıdır. “Dışımızda olan tekil şeylerin süresi konusunda ancak çok yetersiz bir bilgimiz olabilir.”

Tanrı, zihnimizin özünü oluşturduğundan, ona bağlı fikirler kusursuz ve doğrudur. Inadequata bilgiler zihnimizi meşgul etmedikçe, yanlışlık oluşmamaktadır. Inadequata ve adaequata ideler aynı doğal zorunluluktan ortaya çıkar. O halde insan neden aynı zorunluluktan, inadequata bilgilere kendini teslim eder? Kendimizi bilgi açısından eksik bırakmakla, yanılgının sorumlusu oluruz. Yanlışın nedeni, kişinin bireysel zihnine bağlı idesini kriter olarak alıp, genellemeye gitmesidir. Doğru ise kişinin bireysel zihnine değil, Tanrı’ya bağlı olmayı ifade eder. Yanlışlık, bireyin imgelemi sonucunda oluşan her hangi bir duygu tanımı, o duygulanımı oluşturan şeyin doğasına eklemesi ile oluşmaktadır.

Yani yanlışlık, insanın inadequata ideyi, adaequata bir ide olarak kabul etmesidir. Herkes için geçerli olan yanlış fikirlerden biri kendimizi özgür sanmamızdır.

“…insanlar kendilerini özgür görmede aldanırlar, ve bu sanılan= biricik nedeni eylemlerinin bilincinde iken onları belirleyen nedenlerin bilgisizi olmalarıdır. Buna göre özgürlük ideaları eylemlerinin nedenini bilmemeleri anlamına gelir. Çünkü insan eylemlerinin istence bağımlı olduğunu söylediklerinde, bunlar kendilerine ilişkin hiçbir idea taşımadıkları sözlerdir. İstemin ne olduğunu ve bedeni nasıl devindirdiğini hiç biri bilmez, çünkü bunun tersini ileri sürerek ruba içinde oturmak üzere bir yer uyduranlar ya bizi güldürür ya da tiksinmemize yol açarlar…”

Spinoza bu sözleri ile günümüz psikanalistlerine yüzyıllar öncesinden çok önemli mesajlar verir. Doğa’daki zorunluluk kendini inadequata idelerde de göstermektedir. “Upuygun olmayan, bulanık olan fikirler de zorunlu olarak upuygun (veya) açık ve seçik fikirler kadar objelerinin tabiatına bağlıdırlar (onlardan çıkarlar).”

Bu ideler oluştukları anda onay beklemeden ziline yerleşirler. İdelerimiz dinamiktir; fikirler, zihnimizin duvarında asılı duran dilsiz bir resim değildir. Doğru fikir eğer yanlış fikirden daha güçlü ise yanlış fikrin yerine geçer. Doğru fikrin yanlış fikri ilhakı özgür irade ile gerçekleşmez. Yanlış bilgi de doğru bilgideki aynı zorunluluk gereği oluşur. Bu anlamda yanlıştan kurtulmak istiyorsak bilginin analizi gereklidir.

Spinoza’da upuygun (adaequata) bilgiler, Sokratik bir özellik göstermektedir. Spinoza’da upuygun bilgiler (idea ile şeyin arasındaki uygunluk) Tanrı’da olduğundan, dış dünyadaki her türlü olup biten, bizler için bilinebilir özellik taşımaktadır. Adaequata bilgiler, Platon’daki gibi anımsama türünden olmasa da keşfedilmek için Tanrı ya da Doğa’da, hazır bir şekilde ona ulaşmamızı beklemektedir.

Kaynak: Yüksek Lisans Tezi, Spinoza’da İnsan Anlayışı, Handan Aydın

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...