Felsefe hakkında her şey…

James Angell’in İşlevsel Psikoloji, İşlevselcilik Anlayışı

07.11.2019
1.692

Angell 1904 yılında işlevselciliğin psikolojiye yaklaşımını somutlaştıran Psikoloji isimli ders kitabını yayımladı. Dönemin işlevsel düşüncesinin bir başvuru kaynağı olan bu kitap öylesine başarılı oldu ki 1908’den önce sekiz baskısı yapıldı. Bilincin işlevlerinin organizmanın uyum yeteneklerini geliştirmek olduğunu ve psikolojinin, organizmanın çevresine uyum sağlamada zihnin ona nasıl yardım ettiğini araştırması gerektiğini söyledi.

Angell’ın işlevsel psikolojiye daha önemli bir katkısı 1906 yılında Amerikan Psikoloji Derneği’nde verdiği başkanlık söylevidir. 1907 yılında Psikoloji Eleştirileri’nde yayınlanan “İşlevsel Psikolojinin Uzmanlık Konusu” işlevsel düşünceyi açıkça ortaya koyuyordu.

Angell şunlara dikkatleri çekmişti:

İşlevsel psikoloji şu an bir bakış açısı, bir program ve bir tutku olmanın sadece biraz ötesine geçebilmiştir. İşlevselcilik ilk olarak belki de insan zihninin araştı­rılmasında bir başka başlangıç noktasının tartışılmaz üstünlüğüne bir karşı çıkış olmasıyla canlılık kazanmış ve saygıdeğer ve alışılmış olmadan önce, en azından geçici bir süre, çoğunlukla her tür Protestancılığın ilk aşamalarına iliştirilen olağandışı güçten yararlanmıştı (Angell.1907, s. 61).

Gördük ki yeni bir hareket canlılığını ve gelişim hızını sadece, daha önce kabul ettirilmiş olan düşünceye başvurarak veya ona zıt olarak kazanır. Angell mücadele sınırını baştan belirlemiş fakat giriş niteliğindeki düşüncelerini alçakgönüllülükle sona erdirmişti: “Yeni planları faaliyete geçirmekten resmi olarak vazgeçiyorum; gerçek koşullanıl tarafsız anlatımlarıyla kastedilenler neyse onlarla meşgul olacağım.”

Angell işlevsel psikolojinin, hiçbir şekilde psikolojinin yeni bir parçası değil, aksine en erken dönemlerden bu yana, en önemli parçası olduğunu iddia etmişti. Kendisini psikolojinin erken dönemlerinden ayrı tutan yapısalcılık idi. Angell, işlevsel hareketin temel temaları olduğunu düşündüğü üç ana görüşü bir araya getirmiştir:

1. İşlevsel psikoloji zihinsel elementler psikolojisinin (yapısalcılığın) tersine zihinsel işlemler psikolojisidir. Titchenercı elementçilik hala çok güçlüydü ve Angell işlevselciliği elementçiliğin tam tersi istikamette bir hareket olarak tanıtmıştı. İşlevselciliğin görevi zihinsel bir oluşumun nasıl işlediğini, neleri başardığını ve hangi koşullar altında meydana geldiğini keşfetmekti. Angell zihinsel bir işlevin çabuk bozulan ve anlık bir şey olmadığını belirtmişti. Zihinsel bir işlev biyolojik işlevlerle aynı tarzda uzun süre devam eder ve bulunduğu durumu sürdürür. Fizyolojik bir işlev farklı yapılar yoluyla, zihinsel bir işlev de içerik açısından faklı fikirler yoluyla işleyebilir.

2. İşlevselcilik bilimin temel faydaları psikolojisidir. Bu faydacı ruh açısından ele alınan bilinç, organizmanın ihtiyaçları ile çevrenin istekleri arasında arabuluculuk yapar. İşlevselcilik zihinsel işlemleri ayrı ve bağımsız olaylar olarak değil, biyolojik etkinliklerin gelişmeyi sürdüren aktif bir parçası ve organik evrim hareketinin daha geniş bir parçası olarak araştırır. Organizmanın yapı ve işlevleri, organizmanın yaşamını sürdürebilmesi için çevresel koşullara adapte olmasını sağladıkları için vardır. Angell’a göre bilinç var olduğuna göre, organizma için hayatsal önem taşıyan görevlerini de yerine getirmek zorundadır. İşlevselcilik sadece bilinç açısından değil, arınca muhakeme ve irade gibi daha fazla zihinsel işlem için bu görevin ne olduğunu tam olarak keşfetmek zorundadır.

3. İşlevsel psikoloji organizmanın çevresiyle olan ilişkilerinin bütünüyle ilgilenen psikofiziksel ilişkiler (ruh/beden) psikolojisidir. İşlevselcilik tüm ruh-beden işlevlerini kuşatır ve bilinçdışı veya alışkanlık davranışlarının araştırılmasına açık hale getirir. İşlevselcilik zihinsel ve fiziksel olanın arasında bir ilişkinin, fiziksel dünyadaki güçler arasında ortaya çıkan aynı türler arasında karşılıklı etkileşim olduğunu kabul eder. İşlevselcilik ruh ve beden arasında gerçek bir ayrım olmadığına inanır. Bu ikisini aynı düzene ait farklı varlıklar olarak ele alır ve birinden ötekine kolayca geçiş yapılabileceğini kabul eder.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...