Felsefe hakkında her şey…

Yaralı şifacılar iyidir: Bazen sadece, “Yaşadıklarının nasıl bir şey olduğunu biliyorum…” cümlesini duymak istersiniz.

15.12.2024
Yaralı şifacılar iyidir: Bazen sadece, “Yaşadıklarının nasıl bir şey olduğunu biliyorum…” cümlesini duymak istersiniz.

Yiğit uzun süredir birlikte olduğu sevgilisinden ayrılmıştır. Yalnızdır ve kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok ayrılık acısı çekmektedir. Kendini karanlığa sıkışmış hissettiğinde telefonunu eline alır ve Alp’a bir mesaj gönderir. Alp onun çok yakın bir arkadaşı değildir; ama Yiğit babasını, kardeşini ve en iyi arkadaşını aramak yerine Alp’ı aramayı seçmiştir; çünkü Alp bir önceki yıl yıkıcı bir ayrılık süreci yaşamıştır; onun çektiği acının nasıl bir şey olduğunu o da biliyor olmalıdır.

Selma’ya meme kanserine yakalanmış olduğu yeni söylenmiştir. Doktor hem genç hem arkadaş canlısıdır ve Selma’ya olumlu anlamda tüm gerekli bilgileri vermiştir; ama Selma yine de doktorun karşısında haykırarak ağlamaya başlamıştır. Doktor Selma’ya hastalığıyla ilgili bir bilgi kartı verir. Selma bu bilgi kartını defalarca okur ve sonra buruşturarak çöpe atar. Daha sonra bir hemşire ona, “Beş yıl önce ben de meme kanserine yakalanmıştım. Şimdi ise her şey yolunda; iyileştim.” der ve Selma başını kaldırarak hemşireye bakar. Bundan sonra, az önce doktoru dikkate almayan Selma, hemşirenin süreçle ilgili kendisine anlatabileceği her şeyi dinlemek için can atar.

Yusuf 13 yıldır alkol kullanmayan bir bağımlıdır. Kendi kendine alkolü bırakmayı denemiş ama hep başarısız olmuştur. Arkadaşlarına ve ailesine danışmış, çevresinden yardım talep etmiştir. Bir terapiste bile gitmeyi denemiştir; ama kimse ona yardım edememiştir. Yusuf bir terapi grubunda tam pes ettiğini söyleyecekken grup liderinin “Benim adım Tekin; ben bir alkoliğim!” dediğini duymuş ve pes etmekten vazgeçmiştir.

Her üç hikâye de Chiron Etkisi olarak adlandırılan ve genellikle “yaralı şifacı” olarak bilinen, oldukça yaygın bir fenomenle ilgilidir. Bu fenomenin adı, Yunan mitolojisindeki çoğu masalın önemli rol oyuncusu olan sentor Chiron’dan kaynaklanmaktadır.

Chiron henüz bir bebekken annesi su perisi Philyra tarafından terk edilmiştir. Genç çocuk-at daha sonra hekimlerin tanrısı Apollon tarafından bulunmuş, Apollon onu yanına almış ve ona şifa zanaatıyla ilgili bazı şeyler öğretmiştir. Chiron’un yetenekleri tüm Yunan dünyasında bilinir olmuştur; Herkül’ün onu yanlışlıkla zehirli bir okla vurmasından sonra ünü ve iyileştirici güçleri giderek efsanevi bir hâl almıştır.

Chiron ölümsüz olduğu için zehir onu öldürmemiştir ve Chiron günlerini acı içinde kıvranarak geçirmiştir. Buna rağmen, Yunan mitolojisinin büyük kahramanlarına -Aşil, Jason ve Asklepios gibi isimlere- bakım vermeye ve onları tedavi etmeye devam etmiştir. Ancak tanrıların bile sorumluluklarının bir sınırı vardır. Sonunda Chiron ölümsüzlüğünden vazgeçip ölümü kucaklamış ve yıldızlara karışmıştır.

Chiron örnek bir yaralı şifacıydı. Derin, acı dolu sesiyle size “Yaşadıklarının nasıl bir şey olduğunu biliyorum…” diyebilirdi. Bilen birinin şefkatiyle büyük yaraları ve feryat figan acıları merhemleyip dindirebilirdi. Yunanistan’ın en iyi savaşçılarının tüm öfkesi, kibri ve gösterişi, Chiron’un gözlerinde yatan büyük ızdırap deryası karşısında yetersiz kalırdı. Chiron şifacıların en iyisiydi; çünkü o da yaralıydı.

Yaralı şifacıya ilişkin modern anlayışımızı büyük ölçüde Carl Jung’a borçluyuz. Jung’a göre en iyi terapist, travma yaşamış ve travmayı atlatmış olan kişidir. O, yeraltı dünyasına gitmiş ve oradan geri dönmenin yolunu bulmuş bir kılavuzdur. Bu durumun önemi, yaralı psikoterapistin, özellikle de inkâr ya da baskılama altındaki acıların göstergelerini fark edebilmesidir.

Yine de Jung bunun iki ucu keskin kılıç olduğunu göremeyecek kadar kör değildi. Yaralı bir terapist, hastasıyla ders kitabından öteye geçemeyen bir terapistten daha fazla ilişki kurabilir ve özdeşleşebilirken aynı zamanda kendi sorunlarını hastasına yansıtma ya da aktarma riskini de taşıyordur. Babasıyla sorunlar yaşamış ve problemli bir ilişkisi olan bir psikoterapist, herkesin sorunlu bir baba figürüyle baş başa olduğunu söyleyebilir. Ancak iyi bir yaralı şifacı bunun farkındadır ve genellikle yaralarından dolayı daha anlayışlıdır.

Psikoterapi genellikle psikoloji ve spiritüalizm arasındaki huzursuz çizgide yol alır ve yaralı şifacı motiflerinin pek çok teosidede ortaya çıkmış olması bu bağlamda hiç de şaşırtıcı değildir. Birçok din, daha yeni, daha kutsal bir yeniden doğuş için “eski” beni ritüel olarak arındırmayı veya kurban etmeyi içerir. Eğer büyüyecekseniz kendinizi arındırmalı ve yaralamalısınız.

Şimdiye kadar yaralı şifacı fikrini inanç, kurmaca ve bir psikanaliz unsuru olarak gördük. Bunların hiçbiri deneysel ve teknik bir ortamda geçerli değildir. O hâlde yaralı şifacı varsayımına dair neler söyleyebiliriz?

Sağlık alanında, yaralı şifacılara değer verilir, onların klinik açıdan uzman olmaları da gerekmez. Bir onkoloğun kendi işinde kusursuz olabilmesi için illa kanser hastalığı geçirmiş olması gerekmez. Ancak 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, tedavi söz konusu olduğunda, hastalar hem yetkin hem de şefkatli bir tıp doktorundan destek almayı tercih ediyorlar. Araştırmacılar çalışmalarında, “kişisel hastalık deneyimi olan doktorların empati düzeyinin istatistiksel olarak daha yüksek olduğunu” keşfetmişlerdir. 1

Benzer, daha yeni bir çalışma da COVID-19 hemşireleri arasında aynı durumu belgelemiştir. Bu hastalığa yakalanan hemşireler işlerine “hastalara daha fazla şefkatle ve onların temel ihtiyaçlarına daha fazla dikkat ederek bakım vererek geri dönmüşlerdir.” 2

Psikoterapi alanında işler biraz daha muğlaktır. Psikanalizde zaten genel olarak gördüğümüz durum burada da geçerlidir ve bu konudaki çalışmalar da çok değişkendir ve bunların doğrulanması ya da çürütülmesi zordur. Birkaç anekdot veya küçük ölçekli görüşmeye dayalı araştırma vardır ve bunlar terapistlerin genellikle bir şekilde “yaralandığını” savunur.

Ancak bu çalışmalar iki sorun taşımaktadır. Birincisi, çalışmaların az sayıda olması ve küçük örneklemler içermesidir. İkinci ve daha önemli sorun ise “yaralı” kavramının psikanalitik bir şekilde nasıl sınıflandırılacağıdır. Neredeyse tüm psikanalitik ekoller, bastırılmış ya da kabul edilmiş olsun, çoğu insanın bir şekilde travma yaşadığını savunur. Bir psikanalitik terapist asla böyle bir travmadan ve iyileşmeden etkilenmediğini iddia etmeyecektir. Bunu yapmak kendi düşünce ekollünü sarsmak olacaktır.

Bununla birlikte, Chiron Etkisi‘nin yine de hissedilir bir ağırlığı vardır. Izdırap, yoldaşlardan hoşlanır. İnsanları tanımak için onların ızdıraplarını anlamamız gerekir. Kafanın İçindeki Filler Okulu sizi bilge yapabilir. Başınız ağrıdığında veya acı çektiğinizde, bunun nasıl bir şey olduğunu anlayan ve uygulanabilir, ilişkilendirilebilir bir çıkış yolu sunabilecek birilerini işte bu nedende ararsınız.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. C Brady, R M Bambury, S O’Reilly (2015), Empathy and the wounded healer: a mixed-method study of patients and doctors views on empathy. Ir Med J. 108 (4), 125-126. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26016309/
  2. Michela Piredda, Jacopo Fiorini, Anna Marchetti, Chiara Mastroianni, Beatrice Albanesi, Lucilla Livigni ve arkadaşları (2022), The Wounded Healer: A Phenomenological Study on Hospital Nurses Who Contracted COVID-19. Front Public Health. 10 (-), 867826. https://doi.org/10.3389/fpubh.2022.867826
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...