Yapay zekâ, insan üretimi müziğin sonunu getirebilir mi? İşte bu biraz zor görünüyor…
Son zamanlarda SOUNDRAW ve Loudly gibi hemen her sanatçının tarzıyla müzikal kompozisyon oluşturabilen yapay zekâ (YZ) programlarının piyasaya sürüldüğünü görüyoruz.
Büyük yıldızların da başkalarının seslerini taklit etmek de dâhil olmak üzere kendi çalışmalarında yapay zekâyı kullandıklarına şahit oluyoruz. Örneğin 2024’ün nisan ayında ünlü şarkıcı Drake, efsanevi rapçi Tupac Shakur’un sesini taklit etmek için yapay zekâyı kullanarak bir diss parçası yayınladıktan sonra büyük tepki çekmişti. Yeni ChatGPT modeli GPT-4o ileyse işler bambaşka bir seviyeye ulaşacak gibi görünüyor. Hem de süratle…
Drake just dropped a track called “Taylor Made Freestyle” on IG with AI verses from Tupac and Snoop Doggpic.twitter.com/rtELoS8Qs2
— Complex Music (@ComplexMusic) April 20, 2024
Peki insan tarafından yaratılan müziğin sonu mu geliyor?
Yapay zekânın müzik endüstrisini altüst edeceği ve hatta müzikle olan ilişkimizi kökünden etkileyeceği açık olsa da insan yapımı müziğin bir yere gitmeyeceğini söylemek için geçerli nedenlerimiz var.
Konu Başlıkları
Teknoloji ile müzik ilk kez etkileşmiyor
Yapay zekânın esasen hayatımızı kolaylaştırmayı amaçlayan bir araç olduğu söylenebilir. İnsanlar hem müzikte hem de neredeyse diğer tüm alanlarda uzun zamandır bu gibi araçlar geliştiriyorlar.
Teknolojiyi gramofonun icadından bu yana müzik icra etmek için kullanıyoruz. Makinelere karşı insanların oluşturduğu müzisyen sınıfına ilişkin tartışmalar da yaklaşık olarak 20. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanan kendi kendine çalan piyano kadar eskidir.
Günümüzün örnekleriyse DJ’lik, ototune teknolojisi ve yapay zekâ tabanlı mastering (temel amacı şarkıyı oluşturan farklı unsurları dengelemek ve kullanılan hoparlörlerden bağımsız olarak iyi ses alabilmeyi sağlamak olan çalışma) ve prodüksiyon yazılımlarıyla sanatsal özgünlük tartışmalarını körüklemeyi sürdürüyor.
Ancak yeni YZ çalışmaları bütün bunlardan daha farklı. Öyle ki bugün herkes mevcut herhangi bir türde, çok az bir çabayla yeni bir müzik eseri yaratabilir; şarkılara enstrümanlar ekleyebilir, müziğin “havasını” değiştirebilir ve hatta sözleri seslendirmesi için sanal bir şarkıcı bile seçebilir.
Endüstrinin sanatçıları uzun süredir sömürdüğü göz önüne alındığında ve özellikle de müzik akışının artmasıyla YZ’deki son gelişmelerin bazı müzisyenleri neden korkuttuğunu anlamak daha da mümkündür.
Müzik son derece insan işi bir şeydir
Tüm bu gelişmeler aynı zamanda insanların neden müzik yaptığı üzerine düşünmek için de bir fırsat sunuyor. Müziği uzun zamandır öykümüzü anlatmak, kendimizi ve insanlığımızı ifade etmek için kullanıyoruz. Bu öyküler bize öğretir, bizi iyileştirir, bize enerji verir ve kimliklerimizi şekillendirmemize yardımcı olur.
Yapay zekâ teknolojisi ile yapılan müzik tüm bunları yapabilir mi? Belki yapabilir. Ancak YZ’nin insan deneyimini bir insanla aynı şekilde ifade edebilmesi pek olası değildir; bunun nedeni YZ’nin insan deneyimini bizim algıladığımız gibi algılayamamasıdır.
Ayrıca mevcut yapay zekâ sistemlerinin hâlihazırda var olan müzikal paradigmaların dışında yeni eserler yaratması da pek olası değildir; çünkü YZ teknolojisi mevcut eserlerden yola çıkan algoritmalara dayanır. Dolayısıyla yeni müzikal fikirler yaratmak için muhtemelen yine yaratıcı gücümüze ihtiyaç duyulacaktır.
Müziğin “algoritmalar” tarafından kontrol edilmesinin aslında yeni bir olgu olmadığını da belirtmekte fayda var. Ana akım pop sanatçılarının müzikleri uzun zamandır belirli formüller kullanan sektörün “hit yapımcıları” tarafından hazırlanıyor.
Kültürel bir pratik olarak müzikle bağını koruyan ve bu nedenle yeni tarzların gelişmesini sağlayanlar genellikle müzikle para için uğraşan sanatçılar ve para için ortaya konan ürünlerden ziyade sınırdaki müzisyenlerdir.
Belki de asıl soru müzisyenlerin yapay zekâya karşı nasıl rekabet edeceği değil, toplum olarak müzik dünyalarımızı ve kültürlerimizi yaratmaya yardımcı olan müzisyenlere ne kadar değer vermemiz gerektiğidir.
Müzik, maliyetten tasarruf etmek için yapay zekâya teslim etmekten mutlu olacağımız bir iş midir? Yoksa böylesine önemli bir rol doktorlara, diş hekimlerine, politikacılara ve öğretmenlere sağlandığı gibi iş güvencesi ve adil bir ücretle desteklenmeli midir?
“Sanat için sanat”
Yapay zekânın insan emeğinin ürünü olan müziğin sonunu getirmeyeceğinin çok daha esaslı bir nedeni daha var. Çoğu müzisyenin de belirteceği gibi, müzik yapmak insana iyi gelir. Yapılanın satılıp satılmayacağı, kaydedilip kaydedilmeyeceği ya da hatta duyulup duyulmayacağı her zaman önemli değildir.
Örnek olarak dağ tırmanışını ele alalım. Artık insanları zirveye çıkarmak için telesiyejler, gondollar, fünikülerler, helikopterler, uçaklar, trenler ve arabalar olmasına rağmen, insanlar zihinsel ve fiziksel getirileri için dağlara tırmanmaktan hâlâ büyük keyif alıyorlar.
Benzer şekilde, müzik yapmak da para kazanmanın çok ötesine uzanan faydaları olan eşsiz bir deneyimdir. Atalarımız mağaralarda taşları birbirine vurmaya başladığından beri müzik bizi başkalarına ve kendimize bağlamıştır. 1
Müziğin sağlık açısından faydaları da oldukça fazladır. Başka hiçbir aktivite beynin bu kadar çok bölümünü harekete geçirmediği için müziğin nörolojik faydaları da hayret vericidir. 2
Bilgisayarlar müzik yapma konusunda ne kadar iyi olursa olsun, aktif müzik katılımı ruh hâlimizi ve sinir sistemimizi düzenlemenin her zaman önemli bir yolu olmaya devam edecektir.
Ayrıca organik gıdalar, plak kayıtları ve sürdürülebilir moda ile olan ilişkilerimiz bir şey ifade ediyorsa insan yapımı müzik için daha fazla para ödemeye istekli bir grup bilinçli tüketicinin her zaman var olacağını da söyleyebiliriz.
Bir fırsat olarak yapay zekâ
Bunun yanı sıra, yapay zekâ muhtemelen bildiğimiz müzik endüstrisini altüst edecek olsa da yeni nesil sanatçılar için yaratıcı özgürlüğü artırma konusunda da müthiş bir potansiyele sahiptir.
“Müzisyen” ve “müzisyen olmayan” arasındaki ayrımı yumuşatarak, muhtemelen daha fazla insanın müzik yapmanın tüm ilişkili faydalarına erişmesine olanak tanıyabilir.
Burada müzik eğitimi için de muazzam bir potansiyel söz konusu; zira öğrenciler müzikal sürecin tüm yönlerini tek bir derste keşfetmek için yapay zekâdan faydalanabilirler.
Sağlık bağlamında, kişiselleştirilmiş şarkılar ve albümler, terapistlerin danışanlarının ihtiyaçlarına göre uyarlanmış parçalar oluşturmasına izin vererek müzik terapisi için önemli etkilere sahip olabilir. Örneğin, bir terapist, terapi sırasında müzikle ilgili tetikleyicilerden kaçınmak için danışanın daha önce hiçbir çağrışım yaşamadığı bir şarkı üretmek isteyebilir. 3
Yapay zekâ destekli müzik, insanların deneyimlerini kişiselleştirmek, düzenlemek ve yeniden şekillendirmek için psikedelik terapide zaten kullanılıyor.
Geçtiğimiz 100 yıl boyunca, müzikle etkileşim biçimimizde devrim yaratan birçok yenilik gördük. Yapay zekâ bu süreçte bir sonraki adım olarak anlaşılmalıdır. Değişim belirsizlik getirse de umut da vadediyor.
Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Alexander Crooke’nin “No, AI doesn’t mean human-made music is doomed. Here’s why” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.
Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım
KAYNAKÇA
- Mntagu, J. (2017). How Music and Instruments Began: A Brief Overview of the Origin and Entire Development of Music, from Its Earliest Stages. Sec. Evolutionary Sociology and Biosociology, 2 (-), -, https://doi.org/10.3389/fsoc.2017.00008
- Alluri, V., Toiviainen, P., Jääskeläinen, L.P., Glerean, E., Sams, M., Brattico. E. (2011). Large-scale brain networks emerge from dynamic processing of musical timbre, key and rhythm. NeuroImage, http://dx.doi.org/10.1016/j.neuroimage.2011.11.019
- McFerran, K.S., Saarikallio, S. (2014). Depending on music to feel better: Being conscious of responsibility when appropriating the power of music. The Arts in Psychotherapy, 41 (1), 89-97, https://doi.org/10.1016/j.aip.2013.11.007