Felsefe hakkında her şey…

Toplumsal hafıza

19.08.2024
Toplumsal hafıza

Toplumsal hafıza bir toplumsal grubun üyeleri için ortak olan geçmiş olaylara ilişkin geliştirilen zihinsel temsiller. Örneğin, maden işçileri bir iş arkadaşlarının kaza sonucu ölümünü genel halktan farklı bir şekilde hatırlayabilirler, tıpkı genç ve yaşlı insanların önemli tarihi olayları farklı şekilde hatırlayabilmeleri gibi.

Toplumsal hafıza; sözlü ve yazılı anlatılar, anıtlar ve hafıza yapıları, anma ritüelleri ve semboller de dâhil olmak üzere çeşitli şekillerde ifade edilir ve ilişki kurma ve sürdürme, başkalarına öğretme veya onları bilgilendirme ve grup kimliğini destekleme gibi çeşitli işlevlere hizmet eder.

Hafıza toplumun ortak bilincini ifade etse de bireyler tarafından ortaya konulur ve araştırmalar bireylerin kişisel hafızalarını bir uyum süreci aracılığıyla toplumunkine koordine ettiklerini göstermektedir: Kişinin sosyal grubu tarafından deneyimlendiği varsayılan olaylar hem bilişte hem de davranışta daha belirgindir; çünkü daha fazla dikkat odağı veya daha ayrıntılı kodlama görürler ve bu da erişilebilirliklerini artırır.

Toplumsal hafıza; kültürel hafıza ya da kolektif hafıza olarak da adlandırılır.

Toplumsal Hafıza Nedir?

Toplumsal hafıza, ister küçük (aile, okul) ister büyük (siyasi parti, ulus) olsun, bireylerin ait oldukları grupların üyeleri olarak sahip oldukları hatıraları ifade eder. Bazı gruplara üyelik, kişinin bireysel kimliğinin güçlü bir parçasını oluşturabilir. Toplumsal hafıza, insanların hatırladığı tarihtir; resmî tarih değildir; çünkü bir grubun “anıları” genellikle tarihsel gerçeklerle çelişir.

Toplumsal hafıza, psikolojik varsayımlarla dolu olsa da sosyolojik bir kavramdır. En önemli teorisyeni, Les Cadres sociaux de la memoire (Hafızanın Sosyal Çerçeveleri, 1992) ve La Memoire Collective (Kolektif Hafıza) ([1950], 1992) kitaplarını yazan, Emile Durkheim’ın ikinci kuşak öğrencisi olan Maurice Hawlbachs’tır. Hawlbachs ve toplumsal hafıza geleneğinde çalışanlar sadece bireylerin değil, kolektivitelerin de hatırladığını öne sürmektedir.

Psikologlar, psikanalistler ve nörologlar arasında bireylerin hatırlama süreçlerini (hatırlamanın nasıl, ne zaman ve neden gerçekleştiğini) keşfetmeye, tanımlamaya ve belirlemeye yönelik büyük bir ilgi olduğu gibi, sosyal bilimciler de (sosyologlar, tarihçiler, antropologlar, siyaset bilimciler) kolektivitelerin (aileler, gruplar, uluslar) geçmişi hatırladıkları, anlatı yapıları aracılığıyla kavramsallaştırdıkları ve anıtlar, müzeler, törenler ve diğer anma biçimleri aracılığıyla hafızalaştırdıkları sosyal süreçlerle ilgilenirler.

Toplumsal hafıza, grupların geçmişlerini nasıl hatırladıklarını ifade eder. Çinliler aşağılanma yüzyılını hatırlarken, Amerikalılar 11 Eylül ve sonrasındaki olayları ve birçok ulusun üyeleri İkinci Dünya Savaşı dönemini hatırlar. Toplumsal hafıza daha yerel düzeylerde de ortaya çıkabilir. Aileler kendi tarihlerini ya da dikkat çekici bir olayı (örneğin egzotik bir yerde yapılan bir tatil) hatırlayabilirler. Her birimiz ait olduğumuz önemli bir sosyal grup için bir tür toplumsal hafızaya sahibiz. Bu toplumsal hafızalar gerçekler hakkında olabileceği gibi, siyasal olayların hatırlanmasında olduğu gibi, farklı bakış açıları ve yorumlar hakkında da olabilir.

Bir ülkenin anılarını anlamak, o ülkenin ulusal kimliği ve bakış açısı hakkında önemli bir şeyi kavramak demektir. Elbette ülkelerin anıları yoktur; anıları saklayanlar o ülkedeki insanlardır, ancak genellikle ortak temalar vardır. İkinci Dünya Savaşı’nı hatırlamaları istendiğinde Amerikalılar çok sayıda olaydan bahsetse de çoğunluk Pearl Harbor saldırısı, D-Day ve Hiroşima ile Nagazaki’nin bombalanması olaylarını anlatmaktadır. Ruslardan İkinci Dünya Savaşı’nın kritik olaylarını sıralamaları istendiğinde, çoğunlukla Sovyetlerin Almanları geri püskürttüğü, yaklaşık 2 milyon askerin öldüğü ya da esir düştüğü Stalingrad Savaşı ve tarihteki en büyük tank savaşı ve bir başka belirleyici Sovyet zaferi olan Kursk Savaşı gibi farklı bir dizi olayı sıralıyorlar. Ruslar buna İkinci Dünya Savaşı bile demiyor; onlar için bu Büyük Vatanseverlik Savaşı’dır.

Özetle diyebiliriz ki toplumsal hafıza, bir toplumun veya sosyal grubun geçmişle ilişkisini inşa ettiği ve yeniden ürettiği karmaşık sosyal sürece işaret eder. Toplumsal hafıza temel olarak, toplumsal kimliklerin ortaya çıkışını, dönüşümünü ve yok oluşunu etkileyen geçmişle ilgili kültürel pratiklere ve toplumsal bilgiye atıfta bulunur.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...