Felsefe hakkında her şey…

Motivasyonunuzu mu kaybettiniz? “Skinner Yasası” size yardımcı olabilir…

20.08.2024
Motivasyonunuzu mu kaybettiniz? “Skinner Yasası” size yardımcı olabilir…

Jeremy Bentham, 1780 yılında Londra’daki evinde bir masanın üzerine eğilmiş, en ünlü eserlerinden birinin ilk bölümünün ilk cümlelerini yazıyordu:

“Doğa insanlığı iki güçlü egemenin yönetimi altına vermiştir: acı ve haz. Ne yapmamız gerektiğini belirtmek ve ne yapacağımızı tayin etmek yalnızca onların elindedir.”

İngiliz filozof bütün felsefe anlayışını bu fikir üzerine kurmuştu: Hepimiz haz ve acı ile güdüleniriz.

Ne mutlu ona ki bugün sosyal bilimlerin neredeyse tamamı onunla hemfikirdir. Bizler dünyanın acı veren canavarlarından korkan hedonist, mutluluk peşindeki bir türün üyeleriyiz. Tüm bu gösterişin ve hamasetin ötesinde, temelde ödül ve cezanın yarattığı itme-çekme ilişkisine indirgenebiliriz. Bunun aşağılayıcı ve moral bozucu basitliğini aştıktan sonra, bundan birkaç önemli ders çıkarabiliriz. Kendi işleyiş sistemimiz üzerinde değişiklikler yapabilir ve Benthamcı güçlü egemenleri manipüle edebiliriz. Her şeyi yapabiliriz; zira bütün bu her şey yazar George Mack’in Skinner Yasası” dediği şeyle ilgilidir.

Mack’e göre Skinner Yasası, bir işi ertelediğinizde ya da yapmakta zorlandığınızda iki seçeneğiniz olduğunu söyler:

  1. “Yapmamanın acısını yapmanın acısından daha şiddetli hale getirin.”
  2. “Yapmanın hazzını yapmamanın hazzından daha şiddetli hale getirin.”

Yalnızca iki şey tarafından güdülendiğimizi bildiğimize göre, bu gerçeği kendi yararımıza kullanmak için daha ileri, rasyonel yetilerimizi devreye sokabiliriz.

Skinner Yasası adını, fareler ve güvercinler üzerinde yaptığı deneylerle edimsel koşullanma fikrini geliştiren Amerikalı davranış bilimci B. F. Skinner’dan almıştır. Skinner’ın ana argümanı, tıpkı fareler gibi insanların da doğru acı-haz uyaranları verildiğinde belirli bir şekilde davranmaya koşullanabileceğiydi.

O hâlde işin sırrı, belirli bir görevi yapmak veya yapmamak için kendinize haz verecek ödüller veya acı verecek cezalar belirlemektir. Esasen, kendinizi motive etmenin iki yolu vardır: İçsel ve dışsal. İçsel motivasyon, bir şeyi içsel bir dürtü veya arzudan dolayı yapmak istemenizdir. Örneğin sadece acılı bir lahmacun yemek istiyor olabilirsiniz. Dışsal motivasyon ise bir şeyi başka bir fayda veya ödül için ya da bir cezadan kaçınmak için yapmanızdır. Bu da şu demektir: Acılı lahmacun yemiyorum; çünkü yaz tatilim için zayıf kalmak istiyorum. Skinner Yasası‘nın ardındaki maharet, en güçlü içsel motivasyon kaynağımız olan hazzı dışsal bir ödüle dönüştürmesidir.

Milkman bu tür tekniklerin davranışsal psikoloji literatüründe bağlılık araçları olarak adlandırıldığını ifade ediyor. Milkman’a göre bağlılık arçaları, “bir kişinin kendi kendini motive etmesi için gerekli olan araçlardır.” Bu, dışsal bir ödül sistemi yaratmayı tercih ettiğiniz bir durumdur. Sigarayı bırakmaya çalışan tiryakilerle ilgili bir çalışmada her birine aynı “standart sigara bırakma ürünleri” verilen iki grup vardır; ancak bir gruba ayrıca “altı ay içinde nikotin idrar testinde başarısız olurlarsa projeden para alamayacakları” söylenmiştir. Bunun da bu grup içindeki sigarayı bırakma oranlarını yaklaşık %30 artırdığı tespit edilmiştir.

Güçlü egemenler

Demek ki herhangi bir işte başarılı olmak istiyorsak bizi yolumuzda tutmaya devam edecek ya da riskleri azaltacak güçlü bağlılık araçları oluşturmamız gerektiğini biliyoruz. Bir sonraki soru şu: En iyi bağlılık aracını nasıl yaratabiliriz? Kendinize haz vadetmek mi yoksa kendinizi acıyla tehdit etmek mi daha iyi sonuç verecektir?

Acının açık ara daha güçlü bir motivasyon kaynağı olduğu kanıtlanmıştır. Daniel Kahneman 2002 Nobel Ödülünü ‘Beklenti Teorisi’ adlı çalışmasıyla kazanmıştır. O ve Amos Tversky, acıyı eş değer hazdan daha motive edici gördüğümüzü ispatlamışlardır. Örneğin, 200 lira kaybederseniz üzülürsünüz; 20o lira bulursanız mutlu olursunuz; fakat kaybettiğinizde üzüldüğünüz kadar mutlu olmazsınız. Acı, hazdan daha ağır basar.

Peki ne yapmalıyız?

Bir bahse girin!

Bir arkadaşınızla ya da ailenizden biriyle, belli bir şeyi yapacağınıza dair bir miktar para ya da değer verdiğiniz bir eşya üzerine bahse girin.

“Tamam baba, eğer doğum günüme kadar 5 kilo zayıflamazsam PlayStation 5’imi elimden alabilirsin.”

En ideali, “bahsi” bir tür aracı konuma yerleştirin, böylece kaybederseniz anlaşmadan geri dönemezsiniz. Bağlılık araçları ancak onlardan kaçamıyorsanız işe yarar.

Toplumsal hesap verebilirlik

Herkese bir şey başarmaya çalıştığınızı söyleyin. Onlara hedefinizi ve hedefinize ulaşmak için belirlediğiniz son tarihi aktarın. İnsanları ilerlemeniz hakkında bilgilendirin. Bu iki amaca hizmet eder: Ceza ve ödül sunmak. Ödül, en yakınlarınızdan övgü, destek ve teşvik almanızdır. Ceza ise başarısız olursanız mahcup olmanız ya da utanç duymanızdır.

Can sıkıntısından kaçının

Can sıkıntısının haz ve acı arasında bir yerde orta, nötr bir durum olduğunu varsaymak kolaydır; bu sadece bir boşluktur. Ama Milkman’a göre öyle değil. Onun ifadesiyle, “Can sıkıntısından temelde hoşlanmadığımızı gösteren araştırmalar var. Sıkılmak bize acı veriyor. 2016 yılında yapılan bir araştırma, uzun, monoton ve sıkıcı bir film fragmanı sunulduğunda, insanların sıkılmaktansa şaşırmayı tercih ettiklerini gösterdi. Dolayısıyla, genel bir kural olarak, kendinizi meşgul kılmaya çalışın.”

Unutmayın: Boş duran eli şeytan doldurur; sıkılan insanlar budalaca şeyler yapar; sıkılmayın.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Jonny Thomson’ın “Feeling unmotivated? Use “Skinner’s Law” to get yourself back on track” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...