Felsefe hakkında her şey…

Sıradan iyilik davranışları göstermek nadir görülür; çünkü iyilik yapmanın değerini anlamıyor ve yanlış biçimde, karşımızdakinin de bunu anlamayacağını düşünüyoruz…

11.11.2024
Sıradan iyilik davranışları göstermek nadir görülür; çünkü iyilik yapmanın değerini anlamıyor ve yanlış biçimde, karşımızdakinin de bunu anlamayacağını düşünüyoruz…

Çoğu insan daha nazik olmak ister; ancak iş başkaları için nezaket göstermeye geldiğinde kendisini geri çeker. Araştırmacılar bu durumun birkaç basit ama şaşırtıcı nedenini ortaya koydular ve bizlere bunların nasıl aşılacağı konusunda birkaç tavsiye sunuyorlar.

Nezaket Testi

Geçtiğimiz yılın Ağustos ayında BBC Radyo 4, Sussex Üniversitesindeki psikologlarla iş birliği yaparak Nezaket Testi‘ni 1 uygulamaya koydu. 144 ülkeden 60.000’den fazla kişi, başkalarına iyi davranmakla ilgili bir çevrim içi anketi yanıtladı.

Katılımcılardan, kendilerine yöneltilen çok sayıda soru arasında, nazik eylemlerde bulunmalarını engelleyen faktörleri sıralamaları istendi. Açık ara farkla en yaygın yanıt yanlış yorumlanma korkusu oldu. Ankete katılanlar, örneğin, yardım tekliflerinin başkaları tarafından yanlış anlaşılabileceğini ya da rastgele verilen bir hediyenin art niyetli algılanabileceğini düşündüklerini dile getirdiler.

Nezaket Testi sonuçları bu sosyal kaygının yersiz olduğunu göstermiştir. İnsanların yüzde birinden daha azı bir iyilik karşısında mahcup olacaklarını söylemiştir. Bunun yerine, çoğu kişi “mutlu”, “minnettar” veya “sevildiğini” hissedeceğini belirtmiştir. Nazik olmak iyi olma hissini artırma eğiliminde olduğundan, nezaket davranışları gerçek anlamda bir kazan-kazan ilişkisi doğurur.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışma, Nezaket Testi‘nin bulgularını pekiştirdi. 2 Texas-Austin Üniversitesinde pazarlama alanında yardımcı doçent olan Amit Kumar ve John Templeton Keller ile davranış bilimi profesörü ve Chicago Üniversitesi Davranış Araştırmaları Merkezi Direktörü Nicholas Epley, insanların neden daha sık iyilik yapmadıklarını keşfetmek amacıyla bir dizi deney yapmak üzere bir araya geldiler.

Kumar ve Epley bu deneylerden birinde MBA öğrencilerine, biri bir arkadaşlarına diğeri de bir yabancıya olmak üzere iki iyilik yapma görevi verdi. Bu eylemler, birinin yiyeceklerini taşımasına yardım etmek gibi küçük eylemlerden birinin yemeğinin parasını ödemek gibi büyük eylemlere kadar her şey olabilirdi. Her davranıştan sonra MBA öğrencileri yardım alanların e-postalarını ve kısa bir anket doldurup dolduramayacaklarını sordular. Anket için MBA öğrencileri, davranışlarının karşı taraftaki kişileri nasıl hissettirdiğini -5 ile +5 arasında bir ölçekte değerlendirdi. Hedef kitle de aynı ölçeği kullanarak davranışların kendilerine nasıl hissettirdiğini cevapladı. Öğrenciler eylemden hemen sonra kendi iyilik davranışlarına ortalama 2,32 puan verirlerken alıcılar, yani iyilik yapılanlar, ortalama 3,55 puan rapor ettiler. Başka bir deyişle, öğrencilerin yaptıkları iyiliğin olumlu etkisini önemli ölçüde küçümsedikleri ortaya çıkmış oldu.

Benzer bir başka deneyde, araştırmacılar Chicago’daki Maggie Daley Park’a giderek 84 katılımcıyı ya ücretsiz bir fincan sıcak çikolata almaları ya da bunu bir yabancıya vermeleri konusunda yönlendirmişlerdir. 3 Araştırmacılar, hediyelerini başkasına vermeyi tercih eden katılımcılara, bu hediyenin bir yabancıyı nasıl hissettireceğini düşündüklerini yine -5 ila +5 ölçeğinde sormuşlardır. Daha sonra içecekleri yabancılara dağıtmışlar ve onlara bu hareketin kendilerini nasıl hissettirdiğini sormuşlardır. Tıpkı MBA deneyinde olduğu gibi, hediye verenlerin yaptıkları iyiliğin değerini hafife aldıkları görülmüştür. Onlar bu davranışa 2,7 değer biçerken alıcılar kendilerine yapılan iyiliğe 3,5 değer biçmişlerdir.

Farklı bir günde, araştırmacılar aynı parkta 200 katılımcıyla daha büyük bir deney gerçekleştirdiler, ancak bu sefer malzeme kek oldu. Bazı katılımcılar sadece araştırmacılardan bir kek alırken diğerleri bunun kek alanlara nasıl hissettireceğini düşündüklerini değerlendirdi. Başka bir grup katılımcı ise yabancılara kek vermekle görevlendirilirken diğerleri bunun yabancıları nasıl hissettireceğini değerlendirdi. Katılımcılar genel olarak bir araştırmacıdan veya bir yabancıdan kek almanın aynı düzeyde mutlulukla sonuçlanacağını düşünseler de yanıldılar. Bir yabancıdan kek almanın, sadece çalışmaya katıldıkları için kek almaktan daha fazla mutluluk yarattığı belirlendi.

Nezaketin değerini bilmiyoruz

Her deneyde, katılımcılar nazik davranışların olumlu etkilerini hafife aldılar. Kumar, buna şöyle açıklık getiriyor:

“İyilik yapanlar, sıcak davranışlarının eylemin kendisinden kaynaklanan bir değer sağladığını tam olarak hesaba katmıyorlar. Başkalarına iyi davranıyor olmanız, o şeyin ne olduğunun ötesinde çok fazla değer yaratır. Alıcı, o şey hakkında düşünür, ayrıca o şeyin kendisine nezaketen verilmiş olduğu gerçeğini göz önünde bulundurur. Bunun onlar için gerçekten önemli olacağının, o gün başlarına gelen en iyi şeyin bu olabileceğinin farkında değilsiniz.”

Bu sistematik değersizleştirme, rastgele nezaket eylemlerinin neden daha yaygın olmadığını açıklayabilir.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. https://www.sussex.ac.uk/broadcast/read/57547
  2. Kumar, A. ve Epley, N. (2023), A little good goes an unexpectedly long way: Underestimating the positive impact of kindness on recipients. Journal of Experimental Psychology: General, 152 (1), s. 236–252, https://psycnet.apa.org/doi/10.1037/xge0001271
  3. https://www.eurekalert.org/news-releases/962165
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...