Şerefsizliği Affetmek, Ona Davetiye Çıkarmaktır! Karaktersizlere Son Şans Vermeyin!

Sadakat Size Lüks, İhanet Ona Özgürlük!
Sen, geceleri gözyaşları içinde uyuyorsun. O ise senin verdiğin “son şansı” bir başka bedende harcıyor! Aptal mısın, yoksa gönüllü bir kurban mı? Sadakat gösterdiğin kişi, seni her fırsatta hiçe sayarken, hâlâ ona sarılacak kadar onur yoksunu musun? Uyan! Birinin seninle dalga geçmesine izin verdikçe, ona yeni bir ihanete davetiye çıkartıyorsun.
Psikoloji, insanın öğrenen bir varlık olduğunu söyler. Peki sen? Sen neden öğrenmiyorsun? Seni aldatan biri, seni bir seçenek olarak gördüğünde bunu değiştirmez, güçlendirir. Sen affettikçe o güçlenir, sen inandıkça o dalga geçer. Gerçek şu: O sana sadık değil, seni kullanabileceğini biliyor! Ve sen bunu fark edemeyecek kadar aptalsın!
Şerefsizleri Affedenlerin Sonu Çöp Tenekesidir!
Onu affettiğinde ne oldu? Seni daha çok sevdi mi? Daha sadık mı oldu? Hayır! O sadece daha iyi yalan söylemeyi öğrendi. Artık aldatırken yakalanmamayı öğrendi! Çünkü seni test etti ve kazandı. Artık senin sınırın olmadığını, onursuzluğu tolere ettiğini biliyor. Senin gözünde aşk, sadakat ve güven gibi kutsal değerler var. Onun gözünde ise sen, rahatlıkla kandırılabilen bir zavallısın!
Sen bir çöp kutususun! Onun kirli geçmişini, yalanlarını ve ihanetlerini barındıran bir atık deposu! Senin için ilişki, bir umut kapısı; onun içinse bir eğlence alanı. Sen ona “son bir şans” verirken, o başka birinin koynunda gülüyor. Çünkü biliyor ki, ne yaparsa yapsın, sen yine geri alacaksın. Seni yok sayarak, aşağılayarak, dalga geçerek mutlu oluyor!
Karaktersizlere Son Şans Verenler, Kendilerine İhanet Eder!
Aldatan biri affedildiğinde, hatasını değil, senin zayıflığını görür. O an anlar ki, senin için hiçbir çabanın önemi yoktur. Yaptığı her ihanetten sonra birkaç gözyaşı dökmesi yeterlidir. Sen de “Bu kez düzelir” yalanına kanmaya devam edersin. O ise “Aptalı buldum” der ve ihanetinin dozunu artırır.
İhanet bir hastalıktır, ama tedavi edilmesi gereken hasta sen değilsin! Asıl hasta, ihaneti normalleştiren, yalanı karakter haline getiren, sadakati küçümseyen o şerefsiz! Ama eğer sen hâlâ “Bu kez değişir” diyorsan, hasta olan sensin! Oynadığı bu oyunu kazanan o, rezil olan sensin! Ve aptalların sonu hep aynıdır: Gurursuzluk içinde tükenmek!
Aldatanları Affetmek, Kendi Mezara Kendi Küreğini Vurmaktır!
Sana yalan söyleyen biri, artık gözünün içine baka baka dalga geçiyordur. Çünkü senin “affediciliğin” ona sınırsız bir özgürlük sundu. Artık ne yaparsa yapsın, senin geri döneceğini biliyor. Senin affetmen, onun ihanete daha rahat devam etmesini sağlıyor. Senin merhametin, onun alçaklığını besliyor. Ve sen her defasında kendini daha da küçültüyorsun.
Bir insanı bir kez affetmek belki bir hatadır, ama ikinci kez affetmek kendine ihanet etmektir! İhanet eden biri değişmez, sadece seni daha aptal yerine koymayı öğrenir. Bir kere affedildikten sonra, daha da rahat hareket eder. Çünkü onun gözünde artık senin bir değer yoktur. Yalvaran, affeden, sevilmeyi hak etmeyen bir zavallısın!
Bu Yazıyı Okuyup Hâlâ Bir Şans Veriyorsan, Kendi Aptallığının Kurbanısın!
Buraya kadar okudun mu? Şimdi sor kendine: Ne kadar daha kandırılacaksın? Ne kadar daha onurunu çiğneteceksin? Aldatan biri değişmez, ama sen hâlâ değişebileceklerini sanıyorsan, senden büyük aptal yok! Eğer bu yazıyı okuyup hâlâ ona “son bir şans” vereceksen, artık kimseye şikayet etme! Çünkü ihanete bile bile göz yuman bir aptalsın!
Bu dünya iki tür insanla dolu: Kullanılanlar ve kullananlar! Sen bir kurbansın, bir seçenek, bir aldatılmaya hazır kuklasın. Ve o, senin aptallığının farkında! Bir kez aldattı, affettin. Bir daha aldattı, yine affettin. Artık onun gözünde ne sadakat değerli, ne de senin varlığın. Çünkü sen artık bir insan değil, bir paspasmışsın!
Son sözüm şu: Eğer ihaneti affediyorsan, hak ettiğini yaşıyorsun demektir! Şimdi git, aldatanın ayaklarına kapan ve onurunu ayakları altına sermeye devam et! Çünkü senin gibiler, bu dünyada sadece ezilmek için var!