Felsefe hakkında her şey…

Savaş birçok çocuk için hayatın olağan bir parçası haline geldi ve kız ve erkek çocukları farklı etkiliyor..

02.10.2024
Savaş birçok çocuk için hayatın olağan bir parçası haline geldi ve kız ve erkek çocukları farklı etkiliyor..

Savaş birçok çocuk için hayatın olağan bir parçası hâline geldi. Milyonlarca çocuk savaşın dehşetinin kurbanı ve tanığı durumunda. Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü uzmanlarının son tahminleri, dünya genelinde her altı çocuktan birinin çatışma bölgelerinde yaşadığını ve çatışmalardan etkilenen çocuk sayısının en yüksek olduğu bölgenin de Afrika olduğunu göstermektedir.

Birçok çocuk, çocuk asker olmaya zorlanmaktadır. Ruanda’da 1994 yılında yaşanan soykırımda olduğu gibi başka durumlarda da şiddet çocukları hedef almaktadır.

Son yıllarda çeşitli alanlardan araştırmacılar savaş bölgelerinde büyümenin çocuklar üzerindeki etkilerini incelemektedir. Örneğin psikologlar çatışmaların çocukların ruh sağlığını ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştırmaktadır. 1 Ekonomistler, diğer konuların yanı sıra, bu ortamlarda büyümenin gelecekteki ekonomik kabiliyetleri nasıl etkileyebileceğini incelemişlerdir. 2 Başka bilim insanları ise savaşın bu çocukların uzun vadeli siyasi tutumlarını nasıl şekillendirdiğini araştırmıştır. 3

Giderek artan bu araştırmalara rağmen, biz iki temel eksiklik tespit ettik.

Bunlardan birincisi şöyle: Literatürün büyük bir kısmı, çocukların deneyimlerini farklı bağlamlarda aynıymış gibi ele alıyor. Mesela çok az çalışma kız çocuklarının asker olarak yaşadıkları farklı deneyimleri ya da bunların erkek çocuklarının deneyimlerinden nasıl farklılaştığını değerlendirmiştir.

İkincisi, bazı araştırmalar bu cinsiyet farklılıklarını irdelese de genellikle sadece çatışma sırasında olanlara odaklanıyor. Çatışma sona erdiğinde bu deneyimlerin sosyal ilişkileri nasıl etkilediğini dikkate almıyor. Bu durum, akademisyenlerin ve politika yapıcıların kız çocuklarının savaş deneyimlerinin, toplumdaki farklı statüleri ve rolleri nedeniyle erkek çocuklarınınkinden temelde farklı olduğunu vurgulamalarına rağmen böyledir. 4

Bu eksiklikleri gidermek için 2018-2019 yılları arasında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DKC) çatışma sırasında kız ve erkek çocukların deneyimleri üzerine deneysel bir çalışma yürüttük. 5  Bu cinsiyetçi deneyimlerin savaştan sonra sosyal ilişkilerini nasıl etkilemiş olabileceğini inceledik. Çatışmaya farklı düzeylerde maruz kalmış, yaşları 12 ila 18 arasında değişen 315 çocukla görüştük. Buna silahlı gruplara katılmış olan 186 çocuk da dâhildir.

Yakın zamanda yayınlanan çalışmamız, beklendiği gibi, pek çok çocuğun yaşamları boyunca çatışmayla ilgili çeşitli olaylara tanıklık ettiğini veya bunları deneyimlediğini ortaya koymuştur. Çocukların çoğu evlerinin ve mülklerinin tahrip edildiğini gördüklerini ve birçoğu da insanların silahlı güçler tarafından dövüldüğüne veya işkence gördüğüne şahit olduklarını bildirmiştir. Daha az sayıda çocuk cinsel saldırıya veya tecavüze uğradığını ya da silahla vurulma veya bıçaklanma gibi silahlarla yaralandığını bildirmiştir; ancak ne yazık ki bunlar da nadir görülen olaylar değildir.

Erkek çocukların kız çocuklara kıyasla genel olarak çatışmalara daha fazla maruz kaldığını tespit ettik. Bu fark büyük ölçüde erkek çocukların silahlı gruplara daha fazla dahil olmalarından ve şiddet uygulama olasılıklarının daha yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu çatışma deneyimlerinin çocukların aileleri, arkadaşları, öğretmenleri ve diğer önemli sosyal gruplarla ilişkileri üzerinde kalıcı etkileri olabilir. Bu ilişkiler çocuğun gelişimi ve refahı için hayati önem taşımaktadır. 6

Erkek ve kız çocukların etkilenme biçimleri arasındaki farklar, çatışma veya çatışma sonrası durumlarda toplumsal cinsiyete özgü ihtiyaçları ele alan araçlarla uygun ve etkili psikososyal destek programlarının oluşturulmasında önemli hususlardır.

Araştırma

Kongolu çocuklarla yapılan 315 yapılandırılmış görüşmeden bilgi topladık. Bu erkek ve kız çocuklarından bazıları Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğu eyaletlerindeki silahlı gruplara aktif olarak katılmışken, diğerleri çatışmaya daha az doğrudan maruz kalmıştır.

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde çatışma ve insan hakları ihlalleri yaygındır. World Vision, ülkede on yıllardır süren çatışmayı “dünyadaki en kötü çocuk hakları ihlalleri krizlerinden biri” olarak nitelendirmiştir. Ayrıca, BM’nin çocuklar ve silahlı çatışmalarla ilgili yakın tarihli bir raporunda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde çocuklara yönelik 3.377 doğrulanmış ağır ihlal tespit edilmiştir. Bunların %46’sı, bazıları beş yaşına kadar olan çocukların silahlı güçler veya gruplar tarafından silah altına alınmasını içeriyordu.

Silahlı çatışmanın Kongolu kız ve erkek çocukları nasıl etkilediğini incelemek için 2018 ve 2019 yılları arasında Doğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Güney Kivu eyaletinde veri topladık. Katılımcılarımızı beş yerel çocuk koruma kuruluşunun yardımı ve rızasıyla seçtik.

Analizimiz ilk olarak erkek ve kız çocuklarının çatışma sırasında neler yaşadığını ortaya koydu. Daha sonra bu cinsiyetlendirilmiş deneyimleri sosyal davranışlardaki farklılıklarla ilişkilendirdik. Çocukların aileleri, arkadaşları ve diğer sosyal gruplar ve öğretmenleriyle olan temel ilişkilerinde cinsiyet farklılıkları olup olmadığına baktık.

İlk olarak, savaşın ailenin emniyet ve güvenlik sağlama yetisini sarstığını ve hem çocukların hem de ebeveynlerinin çatışmanın duygusal ve psikolojik etkilerinden zarar görebileceğini tespit ettik. Çalışmamız, kız çocukların çatışma sonrasında erkek çocuklara kıyasla aileleri ve bakıcılarıyla daha güçlü bir ilişki kurma eğiliminde olduğunu ortaya koymuştur. Bu, erkek çocukların aile ilişkilerini sürdürmede daha fazla zorlukla karşılaşabileceğini öne süren önceki araştırmalarla uyumludur. 7 Bu durum özellikle çocuk asker olarak aktif olanlar için geçerlidir.

İkinci olarak, analizimiz, eski erkek askerlerle kız askerleri karşılaştırırken bile, erkek çocukların kızlardan daha çeşitli arkadaşlık ağlarına sahip olma eğiliminde olduğunu ortaya koymuştur. Arkadaşlıklar bir çocuğun refahı için hayati önem taşır. Güçlü ve çeşitli arkadaşlıklar daha iyi ruh sağlığı, hoşgörü ve anlayışla bağlantılıdır.

Son olarak, cinsiyet ve savaş deneyimlerinin öğrenciler ve öğretmenler arasındaki ilişkileri nasıl etkileyebileceğine baktık. Silahlı çatışmaların çocukların eğitim kazanımları üzerinde yıkıcı etkileri olabilir. Ancak eğitim, savaştan etkilenen çocukları ve ergenleri birkaç önemli yolla desteklemektedir. Yapılandırılmış okul kuralları, yönetmelikler ve faaliyetler, çocukların iyileşme süreci ve refahı için çok önemli olan bir normallik duygusu oluşturur. Genel olarak, görüşülen çocuklar okulları veya eğitim programları hakkında çok olumlu görüşlere sahipti. 8 Kendilerini güvende hissetmekte, sınıf arkadaşlarıyla vakit geçirmekten keyif almakta ve öğretmenlerini yardımsever ve şefkatli olarak görmektedirler. Bununla birlikte, kız çocukları, özellikle de eski kız askerler, öğretmenlerinin sempatik ve şefkatli olduğunu erkek çocuklardan önemli ölçüde daha fazla bildirmiştir.

Bulgular neden önemli?

Araştırmamız, erkek ve kız çocuklarının savaşı nasıl deneyimledikleri ve bu deneyimlerin sosyal ilişkilerini nasıl şekillendirdiği konusundaki önemli farklılıkları vurgulayan ilk çalışmalardan biridir.

Çatışma sonrasında erkek ve kız çocuklarının ihtiyaçlarındaki farklılıkların ele alınması sadece onların refahını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda tüm haneleri, çatışma sonrası bölgeleri ve çatışma sonrası ülkeleri de olumlu yönde etkileyebilir. Çalışmamız bu farklılıklara ışık tutsa da bunları daha derinlemesine anlamak ve en önemlisi bunların neden meydana geldiğini açıklamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Bu farklılıklar psikolojik travmanın mı, davranış değişikliklerinin mi yoksa çatışma öncesinde veya sırasında meydana gelen belirli gelişmelerin mi sonucudur? Dahası, savaşa maruz kalmanın uzun vadeli etkileri hakkında çok az şey biliyoruz. Bu farklılıklar zamanla azalıyor mu, yoksa devam mı ediyor? Ve toplumlar çocukların bu zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmada nasıl bir rol oynayabilir? Bu farklılıkları başka dönemlerde başka çatışmalarda da gözlemliyor muyuz?

Bu farklılıkları anlamak, etkili destek programları geliştirmek için çalışan politika yapıcılar için kilit önem taşımaktadır. Toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, çatışma sonrasında çocukların direncinin artırılmasına yardımcı olabilir. Ayrıca çatışma öncesinde de çocukların eylemliliklerini ve dayanıklılıklarını güçlendirmek için çalışabilir.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Roos van der Haer ve Kathleen J. Brown’ın “War affects girls and boys differently: what we found in our study of children in the DRC” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. Hermenau, K., Hecker, T., Maedl, A., Schauer, M., Elbert, T. (2013), Growing up in armed groups: trauma and aggression among child soldiers in DR Congo. Eur J Psychotraumatol., 4 (-), 24224078, https://doi.org/10.3402%2Fejpt.v4i0.21408
  2. Blattman, C. ve Annan, J. (2010), The Consequences of Child Soldiering. The Review of Economics and Statistics, 92 (4), 882–898, https://doi.org/10.1162/REST_a_00036
  3. Bauer, M., Cassar, A., Chytilova, J. ve Henrich, J. (2014), War’s enduring effects on the development of egalitarian motivations and in-group biases. Psychol Sci., 25 (1), 47–57, https://doi.org/10.1177/0956797613493444
  4. Abidi, C.B. (2021), Prevention, Protection and Participation: Children Affected by Armed Conflict. Front. Hum. Dyn., 3 (-), 624133, https://doi.org/10.3389/fhumd.2021.624133
  5. van der Haer, R. ve Brown, K.J. (2024), The effect of war exposure on children; an exploration of conflict and post-conflict gendered experiences. The International Journal of Human Rights, – (-), 1-22, https://doi.org/10.1080/13642987.2024.2377328
  6. Peltonen, K., Qouta, S., Diab, M., & Punamäki, R.-L. (2014). Resilience among children in war: The role of multilevel social factors. Traumatology, 20 (4), 232–240. https://doi.org/10.1037/h0099830
  7. Qouta, S., Punamäki, R.-L., & El Sarraj, E. (2008). Child development and family mental health in war and military violence: The Palestinian experience. International Journal of Behavioral Development, 32(4), 310–321. https://doi.org/10.1177/0165025408090973
  8. Yablon, Y. B. (2015). Positive school climate as a resilience factor in armed conflict zones. Psychology of Violence, 5(4), 393–401. https://doi.org/10.1037/a0039600
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...