Felsefe hakkında her şey…

Ölüm, kusursuz bir felaket midir? Ölüm kötü müdür veya ölümü kötü yapan şey nedir?

15.12.2024
Ölüm, kusursuz bir felaket midir? Ölüm kötü müdür veya ölümü kötü yapan şey nedir?

Felaketlerin en korkuncu olan ölüm bizim için bir şey ifade etmez, çünkü biz var olduğumuz sürece ölüm bizimle birlikte değildir; ölüm geldiğinde ise biz artık yokuz demektir. O zaman ölüm ne yaşayanları ne de ölüleri ilgilendirir, çünkü birinciler için ölüm yoktur, ikinciler içinse artık söz konusu değildir.

Epikür

Ölümün kötü bir şey olduğu yargısında neredeyse tüm insanlar hemfikirdir. Bununla birlikte ölüm canlılar için ve özellikle de insani bakış açısından en büyük felaketmiş gibi görünse de aslında problematik olarak kendine özgü, kendi içinde bir felakettir. Epikür’den alıntıladığım giriş paragrafında da belirtildiği gibi, ölüm olayı, olağan diğer felaketlerin aksine, gerçekleştikten sonra işlerin bizim için kötü gitmesine neden olmaz; çünkü öldükten sonra artık var olmayız. Bu nedenle, ölümden sonraki zamanlarda bizim için işler kötü gitmeyecek gibi görünür. Buna Özne Yoksunluğu Problemi diyebiliriz.

Özne Yoksunluğu Problemi, ölümün, bir kişi için, ölümünden sonraki zamanlarda kötü olmamasını gerektirir. Diğer tüm felaketler belirli zamanlarda meydana gelir. Başımı mutfak dolabıma vurursam bu olay, gerçekleştikten sonraki zamanlarda benim için kötüdür; çünkü başımın ağrısını kafamı vurmamdan sonra da hissederim. Çıplak ayak parmağımı sehpaya çarparsam bu olay gerçekleştikten sonraki zamanlarda benim için kötü olacaktır; çünkü parmağımdaki zonklamayı olayın gerçekleşmesinden sonra yaşarım. Bunlar gibi başkaca kötü olaylar da belirli zamanlarda kötü olduğu için ve eğer ölüm bizim için belirli bir zamanda kötü değilse o zaman ölümün bizim için “kötü olmadığı” şeklindeki Epikürcü sonuca doğru sürükleniriz.

Burada Epikürcü argümanı şu şekilde özetlemek mümkündür:

  • (1) Birisi için kötü olan her şey, onun için belli bir zamanda kötü olmalıdır.
  • (2) Ölümün ölen kişi için kötü olduğu bir zaman yoktur.
  • (S) O hâlde ölüm, ölen kişi için kötü değildir.

Tüm kötü olayların bireyler için belli bir zamanda kötü olması gerekiyorsa ve ölüm, sonrası için kötü değilse o zaman ölen kişi için ne zaman kötüdür? Şimdi bu soruya verilen ve her birini kısaca ele alacağım dört yanıtı açıklayarak sıralamaya çalışacağım.

Atemporalizm (Zaman kavramsız varolmak: Ölüm, kurbanı için zamansız olarak kötüdür.)

Thomas Nagel, yukarıda örneklediğim Epikürcü argümanın (1) numaralı önermesini reddederek ölümün ölen kişi için “zamansız bir şekilde kötü” olduğunu savunur. Nagel’in Epikürcü argümana verdiği yanıtın temel sorunu, ölümün de diğer kötülük türlerine benzemesine rağmen ondan özel bir anlam çıkarıyor olmasıdır. Ölüm benim için belirli bir zamanda, yani öldüğüm ve yaşamanın güzelliklerinden mahrum kaldığım zamanda kötüdür. Peki görünüşte benzer olan diğer felaketler zamansız değilken ölümün zamansız bir kötülük olmasına neden olan şey nedir?

Sonsuzculuk (Eternalizm: Ölüm, ölen kişi için her zaman kötüdür.)

Fred Feldman gibi sonsuzlukçulara göre, ölüm her zaman kötüdür. Feldman, ölümün bir kişi için, eğer o kişi ölmemiş olsaydı kişinin hayatının daha fazla değer içerecek olması durumunda kötü olduğunu savunmaktadır. Feldman’a göre, bir kişinin ölümü gerçekleşmeseydi hayatının daha fazla değer içereceği her zaman doğru olduğundan, ölüm her zaman kötüdür.

Epikürcü argümana verilen sonsuzcu yanıt tam olarak tatmin edici değildir. Zira çıplak ayak parmağımı sehpaya çarpmamış olsaydım hayatımın daha fazla değer içereceği her zaman doğru olsa da ayak parmağımı sehpaya çarpmam benim için her zaman kötüdür. Bu ‘her zaman’, parmağımı çarptıktan sonra acı hissettiğim zamandır. Feldman’ın görüşünün aksine, acı dindikten sonra, ayak parmağımı çarpmış olmam artık benim için kötü bir şey değildir.

Öncelikçilik (Priorizm: Ölüm, kurbanı için ölümünden önce kötüdür.)

Öncelikçiliğe göre, ölen kişi için ölüm gerçekleşmeden önce kötüdür. Bu görüşe göre, ölüm olayı, ölümün gerçekleşmesinden önceki zamanlarda kişinin hayatının değerine olumsuz etki eder; çünkü kişinin geriye dönük olarak kurguladığı daha önceki heveslerinin boşa çıkmasına neden olur. Öncelikçilikle ilgili sorun, atemporalizme benzer şekilde, ölümün yalnızca kişiye özel bir felaket olduğunu söylüyor olmasıdır. Diğer kötü olaylar, meydana gelmeden önceki zamanlarda bizim için kötü görünmez. Ben Bradley bu konuda şöyle der:

“Eğer dün, bugün kar yağmamasını dilediysem; ama bugün kar yağıyorsa işler dün benim için kötü gitmiyordu; aksine, bugün kötü gidiyor demektir.”

Eş zamancılık (Ölüm, ölen kişi için ölüm anında kötüdür.)

Eş zamanlıcılar, ölümün kötülüğünün tamamının, yaşamsal yetilerimizin yok olduğu, ölümün gerçekleştiği zaman aralığında yer aldığını savunurlar. Steven Luper bu konuda şöyle der:

“Ölümün öznesi canlı bir varlıktır; ölüm bu varlığın yaşamsal yetilerini yok ederek ona zarar verir ve bu zarar tam da yaratığın öldüğü anda gerçekleşir.”

Belki de eş zamancılık ölümün kötü yanının bir kısmını yansıtıyor olabilir; ancak elbette konu tamamen bundan ibaret değildir. Geçici bir komaya girersem komanın kötülüğü kısmen, koma başladıktan sonra, tadını çıkarabileceğim pek çok şeyden mahrum kalmamla açıklanabilir. Benzer şekilde, ölümün kötülüğü de kısmen kurbanını mahrum bıraktığı şeylerle açıklanmalıdır. En iyi ihtimalle, eş zamancılık bize meselenin sadece bir bölümünü sunmaktadır.

Sonuç

Epikürcü argümana verilen hiçbir yanıt tamamen tatmin edici görünmemektedir. Ölümün kötülüğünün ortaya çıktığı bir zaman belirlemenin zorlukları ışığında, belki de ölümün zamansız bir felaket olma ihtimalini yeniden düşünmeliyiz. Bu, ölümü benzersiz bir vaka hâline getirecektir; ancak ölümün gerçekleşmesi öznesinin varoluşunun sona ermesiyle aynı zamana denk geldiği için, ölüm zaten benzersiz bir vakadır.

Yazan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...