Felsefe hakkında her şey…

Çoklu Zeka Kuramı

11.06.2021
4.109
Çoklu Zeka Kuramı

Çoklu zekâ kuramı ya da çoklu zekâ teorisi, Amerikalı psikolog ve düşünür Howard Gardner tarafından geliştirilen ve insan zekâsını çeşitli, özel boyutlardan oluşan bir yapı olarak tanımlayan zekâ modeldir.

Gardner bu kuramıyla insanların kavrama ve eyleme dökme gibi alanlarda diğerlerine göre daha başarılı olduğu değişik alanlar bulunduğunu ifade etmiştir. Ona göre insanlar bu alanlarda, gene diğerlerine göre zekâya dayalı büyük beceri farklılıkları gösterebilirler. Bu bağlamda Gardner, “Çoklu Zeka Kuramı”nı tanımlayarak eğitime yeni bir yaklaşım getirmiştir.

Çoklu Zekâ Kuramının Gelişimi

Howard Gardner çocuklar ve beyin tahribatına uğramış yetişkinler üzerinde yaptığı çalışmalar sırasında kafasında oluşan bazı soruları cevaplamak üzere yola çıkar ve sonuçta “Frames of Mind: The Theory of Multiple Intelligences” adlı eserini ortaya çıkarır.

Her insanın farklı yeteneklere sahip olduğu hemen herkes tarafından bilindiğinden, Gardner bu kuramında daha çarpıcı ve dikkat çekici bir terim olan zekâ’yı kullanır ve bilinçli olarak birbirinden bağımsız olan Müzik Zekâsı’ndan, Kendini Tanıma ve Anlama Zekâsı’na kadar uzanan bilinmeyen sayıda zekâyı vurgulamak için Çoklu Zekâ kavramını ortaya atar.

Gardner, bu kuramının bağlı bulunduğu ve araştırmalarını sürdürdüğü psikoloji disiplinine ait çevreler tarafından ilgi ile karşılanacağını düşünse de en büyük ilgiyi eğitim camiasından görür.

Howard Gardner

Howard Gardner

Proje Sıfır’da yer alan araştırmacılardan biri olan Kornhaber (2001), Kuzey Amerika’da öğretmenlerin ve siyasetçilerin Gardner’ın Çoklu Zekâ Kuramını neden bu kadar olumlu karşıladıkları hakkında görüşlerini sıralarken şöyle konuşur:

“(…) Kuram eğitimcilerin günlük deneyimlerini doğrulamaktadır. Öğrenciler birçok farklı yolla düşünür ve öğrenirler. Kuram, aynı zamanda eğitimcilere eğitsel uygulamalarını gerçekleştirmek ve müfredata dair değerlendirmeleri organize etmek için kavramsal bir çerçeve sağlamaktadır. Bunun doğal bir yansıması olarak da pek çok eğitimci sınıflarındaki farklı yapılardaki öğrencilerin ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilmek için yeni yöntemler geliştirme olanağı elde etmiştir.”

(Kornhaber, 2011:276)

Çoklu Zekâ Kuramının Ortaya Çıkışı

Gardner, “Frames of Mind: The Theory of Multiple Intelligences” adlı eserinin yayınlanmasından birkaç ay sonra Ulusal Bağımsız Okullar Derneği’nin yıllık toplantısında konuşma yapmak üzere çağrı alır. Hiç beklemediği bir şekilde binlerce insanın önünde konuşarak kuramını anlatma olanağı bulur. Bu olaydan sonra bütün gücünü bu kuramı daha da geliştirmeye ayırır ve 1993 yılında “Multiple Intelligences: The theory in practice” adlı kitabını yayınlar.

Howard Gardner’ın Çoklu Zekâ Kuramı; bizim, insanın yeterlilikleri konusundaki düşüncelerimizi kökten değiştirmemize yardım edecek bir potansiyele sahiptir.

Gardner, zekâyı; kültürel bir ortamda, problemleri çözümlerken veya bir kültür grubu tarafından değer verilen ürünleri ortaya çıkarırken, bilgiyi işlemeye yarayan biyopsikolojik bir potansiyel olarak tanımlar.

Çoklu Zeka Türleri

Çoklu Zeka Türleri

Gardner’ın bu kuramdaki asıl hedefi; zekânın tek bir yapıdan meydana gelmediğini ve insanların birbirinden bağımsız en az yedi ayrı zekâya sahip olduğunu ve bunların zaman içinde geliştirilebileceğini insanlara kanıtlamaktır (Gardner, 1999).

Çoklu Zekâ Kuramı başlangıçta yedi zekâdan bahsetmektedir.

Çoklu Zekâ Türleri

Sözel/Dil Bilimsel Zekâ

Sözel / Dilsel Zekâ

Sözel / Dilsel Zekâ

Sözel/Dilbilimsel Zekâ, bir insanın kendi dilini gramer yapısına, sözcük dizimine, kavram telaffuzuna ve sözcüklerin anlamına uygun olarak büyük bir ustalık ve beceri ile kullanmasını gerektirir.

Sözel-dilsel zekâya sahip insanlar, kendi ana dilleri yanında başka bir dilde de kendi düşünce ve duygularını etkili bir şekilde ifade etme yeteneğine sahiplerdir.

Dili hem sözlü hem de yazılı olarak etkin kullanmak. Örnek beceriler arasında; bilgiyi hatırlama, diğer insanları ikna etme ve dil hakkında konuşma gösterilebilir. En geniş şekliyle belki de şairler tarafından sergilenen bir zekâdır.

Sözel/dil bilimsel zekâsı güçlü olan insanların özellikleri

Bu zekâ alanı kuvvetli olan bir insan;

  • Uzun hikayeler ve fıkralar anlatır.
  • İsimler, yerler ve tarihler ile ilgili iyi bir hafızaya sahiptir.
  • Sözcükleri anlamlarına uygun bir biçimde kullanır.
  • Yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahiptir.
  • Başkalarıyla yüksek düzeyde sözel iletişime girer.
  • Tekerlemeleri, anlamsız ritimleri ve sözcük oyunlarını sever.
  • Okumayı sever.
  • Dinleme becerisi yüksektir; dinleyerek daha iyi öğrenir.
  • İyi bir hafızası vardır.

Mantıksal/Matematiksel Zekâ

Mantıksal Zekâ

Mantıksal Zekâ

Mantıksal/Matematiksel Zekâ, insanların mantık kurallarına ve benzerliklerine, neden-sonuç ilişkilerine ve bunlara benzer soyut işlemlere karşı çok hassas ve duyarlı olmalarını gerektirir.

Bu kişiler kategorilere veya sınıflara ayırarak, genelleme yaparak, hesaplayarak, mantık yürüterek ve soyut ilişkiler üzerinde çalışarak iyi şekilde öğrenirler.

Rakamları etkin kullanma ve ortaya çıkan sonuçları iyi bir nedene bağlayabilmek. Örnek beceriler arasında; sayılara ilişkin temel kavramları, sebep-sonuç ilişkilerini anlayabilme ve onları tahmin edebilme gösterilebilir.

Mantıksal/Matematiksel zekâsı güçlü olan insanların özellikleri

Mantıksal/matematiksel zekâsı kuvvetli bir insan;

  • Olayların oluşumu ve işleyişi hakkında çok soru sorar.
  • Soyut ve kavramsal düşünebilir.
  • Bilgiler arasında bağlantılar kurar.
  • Güçlü bir muhakemesi vardır.
  • Satranç ve briç gibi oyunları oynamaktan zevk alır.
  • Matematiksel problemleri kafasında kolayca ve çabucak çözer.
  • Matematik dersini sever.
  • Matematiksel hesaplama oyunlarını ilginç bulur.
  • Mantıksal bulmacaları çözmeyi ve satranç veya dama gibi stratejik oyunları oynamayı sever.
  • Olayları ve nesneleri kategorilere ayırmayı veya onları hiyerarşik olarak düzenlemeyi sever.
  • Yüksek düzeyde bilişsel düşünme becerisi içeren deneylere katılmayı sever.
  • Yaşıtlarına kıyasla soyut düşünebilme ve sebep-sonuç ilişkisi kurabilme kabiliyetleri çok iyi gelişmiştir.

Müziksel/Ritmik Zekâ

Müziksel Zekâ

Müziksel Zekâ

Bu zekâ türü ile bir kişinin bir müzik parçasındaki ritme, akustik düzene, melodiye, müzikteki iniş ve çıkışlara, müzik aletlerine ve çevreden gelen seslere olan duyarlılığı kastedilir.

Bu zeka türündeki bireyler en iyi ritim, melodi ve müzikle öğrenirler.

Ritme, sesin yüksekliğine ve melodiye duyarlılık. Örnek beceriler arasında; şarkıları ezberleyebilme, melodilerdeki hızı, tempoyu ve ritmi değiştirebilme gösterilebilir. Ünlü müzisyenlerden Mozart’ın bu zekâya fazlasıyla sahip olduğu söylenebilir.

Müziksel/Ritmik zekâsı güçlü olan insanların özellikleri

Bu zekâ alanı kuvvetli olan bir insan;

  • Şarkıların melodilerini çok iyi hatırlar.
  • Güzel şarkı söyleyebilme sesine ve yeteneğine sahiptir.
  • Bir şarkının makamını, notalarını, eslerini ayırt edebilir.
  • Öğrendiği şarkıları paylaşmak ister.
  • Herhangi bir müzik aletini çok iyi çalar ya da bunun eğitimini almak ister.
  • Konuşurken veya hareket ederken elleri ve ayakları ile ritim tutar.
  • Farkına varmadan kendi kendine mırıldanır.
  • Ders çalışırken farkında olmadan masaya vurarak ritim tutar.
  • Çevresindeki seslere duyarlıdır.
  • Bir şarkı duyduğunda farkında olmadan ona eşlik eder.
  • Müzik çalan bir ortamda daha verimli çalışır.

Uzamsal/Görsel Zekâ

Uzamsal Zekâ

Uzamsal Zekâ

Bu zekâ alanı, bir bireyin objektif olarak gözlemleme veya görsel ve uzaysal fikirleri grafiksel olarak  sergileme kabiliyetlerini içerir.

Bu zekâya sahip olan insanlar renge, çizgiye, şekle, biçime, uzaya ve bu olgular arasındaki ilişkilere karşı aşırı duyarlıdırlar. Bu kişiler varlıkları veya olguları görselleştirerek veya renklerle ve  resimlerle çalışarak en iyi şekilde öğrenirler.

Biçime, şekle, boşluğa, renge ve çizgiye duyarlılık. Boşluğu zihinde canlandırabilme ve bu modeli kullanarak uygulamalar yapabilmek. Örnek olarak, görsel ve uzaysal fikirleri grafiklerle anlatabilme yeteneği gösterilebilir. Denizcilerin, heykeltıraşların, ressamların, cerrahların, v.b. bu zekânın hayli gelişmiş formlarına sahip olduğu söylenebilir.

Uzamsal/Görsel zekâsı güçlü olan insanların özellikleri

Bu zekâ alanı kuvvetli olan bir insan;

  • Haritaları, çizelgeleri ve diyagramları yazılı materyallerden daha kolay okur.
  • Sanat içerikli etkinlikleri sever.
  • Arkadaşlarına oranla daha çok hayal kurar.
  • Yaşına göre yüksek düzeyde beceri gerektiren figürleri ve resimler çizer.
  • Filmleri, slaytları ve diğer görsel sunuları izlemeyi tercih eder.
  • Bulmaca çözmekten hoşlanır.
  • Renklere karşı çok duyarlıdır.
  • Resimli yayınlardan daha çok hoşlanır.
  • Elinde bulunan materyallere bir şeyler çizer.
  • Daha önce gittiği yerleri kolay hatırlar.
  • Yaşına göre ilginç üç boyutlu yapılar veya modeller oluşturur.
  • Okurken kelimelere oranla resimlerden daha çok öğrenir.
  • Varlıkların görsel imgelerini çok iyi çizer.

Bedensel/Kinestetik Zekâ

Bedensel Zekâ

Bedensel Zekâ

Bu zekâ alanı koordinasyon, denge, güç, esneklik ve hız gibi bazı fiziksel özelliklerin yanı sıra, dokunsak nitelikteki bazı becerileri de içermektedir.

Bu zekâ türüne sahip bireyler, yaparak ve yaşayarak, dokunarak ve hareket ederek en iyi şekilde öğrenirler.

Fikirleri ve duyguları ifade etmek için, vücudu kullanabilme ve problemleri çözebilmek. Örnek beceriler arasında; koordinasyon, esneklik, hız ve denge gösterilebilir. Dansçıların, atletlerin, cerrahların ve zanaatkârların bu zekânın gelişmiş formlarına sahip olduğu söylenebilir.

Bedensel/Kinestetik zekâsı güçlü olan insanların özellikleri

Bedensel/kinestetik zekâ alanı kuvvetli olan bir insan;

  • Duygularını belirgin olarak vücut diliyle ifade eder.
  • El becerileri iyidir.
  • İnsanlara, canlı ve cansız varlıklara dokunmaktan hoşlanır.
  • Bir veya birden fazla sportif faaliyetlerde başarılıdır.
  • Bir yerde uzun süre kaldığında hareket etmeye, kımıldamaya ihtiyaç duyar.

Kişilerarası/Sosyal Zekâ

Sosyal Zekâ

Sosyal Zekâ

Bu zekâ türü ile bir insanın diğer insanlardaki yüz ifadelerine, seslere ve mimiklere olan duyarlılığı ve diğer insanlardaki farklı özelliklerin farkına vararak onları en iyi şekilde analiz etme, yorumlama ve değerlendirme kabiliyeti kastedilir.

Diğer insanların ruh hallerini, duygularını, güdülerini ve niyetlerini, nasıl çalıştıklarını, onlarla nasıl ortaklaşa çalışılabileceğini anlayabilme, problemleri ve karışıklıkları çözebilmek. Başarılı satıcılar, politikacılar, öğretmenler ve din adamlarının yüksek seviyelerde bu zekâya sahip oldukları söylenebilir.

Kişilerarası/Sosyal zekâsı güçlü olan insanların özellikleri

Sosyal zekâsı güçlü olan bir bireylerin bazı özellikleri şunlardır:

  • Arkadaşlarıyla ya da akranlarıyla sosyalleşmeyi çok sever.
  • Grup içerisinde doğal bir lider görünümündedir.
  • Problemi olan arkadaşlarına her zaman yardım eder.
  • Dışarıda iken kendi başının çaresine bakabilir.
  • Başkaları ile birlikte ders çalışmayı veya oyun oynamayı çok sever.
  • En az iki veya üç yakın arkadaşı vardır ve onları sık sık arar.
  • Başkaları daima onunla birlikte olmak ister.
  • Başkalarına selam verir, onların hatırlarını sorar ve onları önemser.
  • Empati yeteneği çok iyi gelişmiştir.
  • Bir şeyi başkalarıyla işbirliği yaparak, onlarla paylaşarak ve öğreterek öğrenmeyi sever.

İçsel Zekâ

İçsel Zekâ

İçsel Zekâ

Bu zekâ alanı kişinin kendini tanıması, kendisi hakkındaki düşünce, bilgi ve becerileri ile çevresine uyum gösterme yeteneğidir.

Bu zeka türü gelişmiş olan kişilerden; kendini objektif olarak değerlendirmesi, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olması, olaylara mantıklı yaklaşması, amaçlarıyla düşüncelerinin tutarlı olması beklenir.

Kendi kendini tanımanın anahtarı durumundadır. Bireyin, kendinin kuvvetli ve zayıf taraflarını, ruh halini, niyet ve isteklerini anlayabilmesi ve bunlardan yola çıkarak yaşamın daha etkin bir şekilde devam ettirebilmesi. Örnek beceriler arasında; kişinin kendinin diğerleriyle olan benzerliklerini ve farklılıklarını anlayabilme, bir şeyi yapması gerektiğini kendi kendine hatırlatabilme ve kendi duygularını kontrol edebilme gösterilebilir.

İçsel zekâsı güçlü olan insanların özellikleri

İçsel zekâya sahip bireylerin bazı özellikleri şunlardır:

  • Bağımsızlık duygusu gelişmiştir.
  • Güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadır.
  • Bireysel çalışırken daha başarılıdır.
  • Amaç ve hedeflerine ilişkin iyi bir anlayışa sahiptir.
  • Düşünce ve davranışları arasında tutarlılık vardır.
  • Kendisine her zaman güvenir.
  • Yaşadıklarında her zaman ders alır.

Gardner’ın başlangıçta ortaya attığı Çoklu Zekâ Kuramında yer alan bu yedi ayrı zekâya ilaveten, Goleman (1995), Duygusal Zekâ diye adlandırdığı ve Gardner’ın Kişilerarası ve İçsel Zekâlarının bileşimi gibi görülebilecek bir zekânın varlığını ortaya atmış ve bir hayli dikkat çekmiştir.

Gardner (1999), başlangıçtaki söylemini kanıtlarcasına daha sonra Doğacı Zekâ (Natural Intelligence) ve Varoluşçu Zekâ (Existential Intelleigence) diye iki yeni aday Zekâ’yı, zekâ spektrumuna eklemiştir.

Gardner, Doğacı Zekâsı daha gelişmiş bir bireyi doğal kaynaklara ve sağlıklı bir çevreye yoğun ilgisi bulunan, flora ve faunayı tanıyan, bunların sonuçlarının ayrımını doğal dünyada yapabilen ve yeteneklerini üretken olarak kullanabilen biri olarak tanımlamaktır.

Varoluşçu Zekâ’yı ise insanoğlunun varoluşu ile ilgili sorulara karşı hassas olma ve bu soruları çözmeye çalışma becerisi ile açıklamaktadır. Bu sorular, “Dünyaya nasıl ve niçin geldik? Bilinç ne demektir? Ölüm var mıdır? Neden ölürüz? Bir başka insana neden âşık oluruz? Veya bir sanat dalına kendimizi neden adarız?” gibi sorulardır.

Derleyen: Sosyolog Ömer Yıldırım
Kaynak: F.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi 2012-22/1

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...