Felsefe hakkında her şey…

Ahlaksızın Aşkı: Şerefsizliğinle Yatağını Isıtıyorsun, Ruhunu Çürütüyorsun!

06.02.2025
Ahlaksızın Aşkı: Şerefsizliğinle Yatağını Isıtıyorsun, Ruhunu Çürütüyorsun!

İhanetin Çıplak Yüzü: Şerefsizliğinizi Aşk Diye Satmayın!

Aşk dediniz, ama aslında şehvetinize kibar bir isim buldunuz. Sevmek dediniz, ama yalnızca kendi egonuzu beslemeyi kastettiniz. Bağlılık dediniz, ama gözünüz hep diğer seçeneklerdeydi. Siz, ahlaksızlar ordusu! Aşkı oyuncak ettiniz, sadakati aptallıkla eş tuttunuz, ihanetinize romantik kılıflar uydurdunuz. Sizin gibiler, sevmeyi bilmeyen, sadece tüketen, bitiren, kirleten yaratıklarsınız!

Aldatırken “hata yaptım” dersiniz, terk ederken “seni korumak için” yalanına sarılırsınız. Ulan, neyi koruyorsun? Karaktersizliğini mi? Ahlaksızlığını mı? Kendi pisliğinize bahane bulmaktan vazgeçin! Siz, aşkı değil, arzularınızı seviyorsunuz. Yeni bir oyuncak bulunca eskisini buruşturup atan, menfaati bitince kaçan zavallılarsınız! Sizin sevgiye dair tek bildiğiniz şey, onun nasıl suistimal edileceğidir.

Sadakat mi? Sizde Olsa Ne Yazar, Hayvan Bile Daha Sadık!

Sadakat, adam olana erdemdir. Kadın gibi kadın, erkek gibi erkek olana kutsaldır. Peki size ne oldu? En ufak bir zorlukta başka kucaklara koşan, en küçük huzursuzlukta yeni bedenler keşfetmeye çıkan bir güruh haline geldiniz. Adınız insan, ama sadakatiniz sokak köpeklerinden bile az! Hiçbir şeye bağlanamaz, hiçbir şeye sahip çıkamazsınız. Çünkü yüreğiniz yok, omurganız yok, şerefiniz yok!

“Sadık olacağım” diyerek başladığınız ilişkileri, “Artık heyecan kalmadı” diye bitiren şerefsizlersiniz. Tüketim alışkanlığınız gibi aşkınızı da hızlı tüketiyorsunuz. “O beni anlamıyordu” bahanesiyle ihaneti meşrulaştıran, “Herkes yapıyor” diye şerefsizliği sıradanlaştıran sizlersiniz! Ne kadar sevildiğiniz değil, kaç kişinin sizi arzuladığı umurunuzda. Siz sevgiye değil, sadece beğenilmeye bağımlısınız!

İhanetinizi Savunmayı Kesin, Siz Sadece Karaktersizsiniz!

Aldattın mı? Evet! O zaman neyin bahanesini uyduruyorsun? “Eksiktim” mi diyorsun? Yeter ulan! Eksik olan senin karakterin, senin ruhun, senin insanlığın! Bunu kabul etmek yerine hâlâ kendini masum göstermeye mi çalışıyorsun? Tiksiniyorum sizden! Sadakat yemini edip sırtından bıçaklayan, ihaneti marifet sanan, rezilliğinizi özgürlük diye savunan yaratıklarsınız!

Bir insan, ya sadıktır ya değildir! Sadakat, en zor zamanda bile kalabilmektir. Ama siz ne yapıyorsunuz? İlk fırsatta kaçıyor, ihanetinizi aklamak için de “Aslında hiç mutlu değildim” yalanına sarılıyorsunuz. Mutlu değil miydin? O zaman neden açık açık konuşmadın? Neden çözüm aramak yerine yatak değiştirdin? Çünkü şerefsizsin, çünkü kolayı seçtin, çünkü senin gibi insanlar için en büyük gerçek, sadece kendileridir!

Sevgi mi İstiyorsun? Bok Yersin!

Şimdi de sevgi istiyorsun, öyle mi? Kimse seni gerçekten sevmiyor diye ağlıyorsun. Zavallısın! Sen önce insan ol! Sen önce sadakat nedir öğren! Sen önce bir insana değer vermenin ne demek olduğunu anla! Sonra belki bir gün sevginin kıymetini bilirsin. Ama yok, sen sevgi istemiyorsun, sen sadece tapınılmak istiyorsun. Sana sadık olacak, seni her durumda affedecek, ihanetini bile görmezden gelecek bir aptal arıyorsun.

Ama üzgünüm, artık kimse senin gibi ruhu çürümüş insanlara tahammül etmeyecek! Sen kimseyi sevmedin, kimseye değer vermedin. İnsanları bir eşya gibi kullandın. Şimdi de yalnızsın! Ve yalnız kalmaya mahkûmsun! Çünkü herkes senin ne olduğunu anladı: Karaktersiz, şerefsiz, vefasız bir zavallı! Hayatında gerçek sevgiyi hiç tatmadan öleceksin ve işte en büyük cezan da bu olacak!

İhanetle Isıttığın Yatakta Tek Başına Donacaksın!

Siz, aşkı kirletenler! Siz, sadakati küçümseyenler! Siz, şehvetinize tapanlar! Unutmayın, günü gelir o yatağınız da soğur, o sizi seven aptallar da gider, o göz boyamalarınız da işe yaramaz olur. Ve işte o zaman yalnız kalırsınız. Sırtınızı yaslayacak kimse bulamazsınız. Bütün yalanlarınız, bütün ihanetleriniz, bütün şerefsizlikleriniz sizi boğar. O yatağı ihanetinizle ısıttınız ama bir gün gelecek, o yatakta tek başınıza donacaksınız!

Bundan sonrası mı? Umurumda bile değil! Hak ettiğiniz sonu yaşıyorsunuz!

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...