Felsefe hakkında her şey…

İnsanlar tercih edilebilir bireyler olmak istiyorlarsa ahlaki tercihlerini toplumsal kurallara göre mi yapmalılar?

12.06.2024
İnsanlar tercih edilebilir bireyler olmak istiyorlarsa ahlaki tercihlerini toplumsal kurallara göre mi yapmalılar?

Kontrolden çıkmış bir tramvayın ondan kaçamayacak beş kişilik bir gruba doğru hızla ilerlediğini hayal edin. Siz ise yukarıda bir yaya geçidinde, iri yarı bir adamın yanında duruyorsunuz. Eğer yanınızdaki iri yarı adamı köprüden aşağıdaki rayların üzerine iterseniz adamın bedeni tramvayı, tramvay beş kişiye çarpmadan önce durdurabilecek. Sizin ittiğiniz adam ölecek; ama diğer beş kişi kurtulacak. Adamı köprüden aşağı itmeli misiniz?

İlgili konu: Philippa Foot kimdir?

Kararınızı vermeden önce, tercih edilme durumunuzun buna bağlı olabileceğini bilmelisiniz. Cornell Üniversitesinden David Pizarro öncülüğünde yürütülen ve 2.400’den fazla katılımcının yer aldığı yeni bir araştırmaya göre, “tramvay ikilemine” verdiğiniz yanıt, insanların size ne kadar güveneceği üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. 1

“Evet, adamı aşağı iterdim.” diyebilirsiniz; beş kişinin hayatını kurtarmak, bir kişiyi öldürmenin getireceği olumsuzluktan daha ağır basar. Kararınıza saygı duyacak birileri de muhakkak olacaktır: Sonuçsalcı ahlak teorileri doğrultusunda ahlaki bir karar vermiş olacaksınız. Sonuçsalcılar, bazı olumsuzluklara neden olsa bile, örneğin beş kişiyi kurtarmak için bir kişiyi öldürseniz bile, en fazla sayıda insan için en büyük iyiyi hedeflememiz gerektiğine inanırlar.

Öte yandan, “Hayır, adamı aşağı itmezdim.” de diyebilirsiniz; zira getireceği olumlu sonuçlar ne olursa olsun birini öldürmek her şartta yanlıştır. Burada, ahlaki kurallara, haklara ve ödevlere odaklanan “deontolojik” ahlak teorileri doğrultusunda ahlaki bir karar vermiş olursunuz. “Öldürmeyeceksin!” ve “Başkalarına, sana davranılmasını istediğin gibi davran.” (altın kural) gibi anlayışlar bu kategoriye girer.

Tercih senin…

İstatistiklere göre, diğer beş kişiyi kurtarmak için adamı köprüden aşağı itmenin yanlış olduğunu düşünenlerin sayısı oldukça fazla. 2 Bir açıdan bir arkadaşınızın ya da ortağınızın sizin daha büyük bir iyilik için feda edilip edilmeyeceğinize dair bir fayda-maliyet analizi yapması düşüncesinden ürperiyorsunuz. Peki neden insanlar ahlak konusunda bu kural temelli yaklaşımı tercih ediyorlar?

Bazı akademisyenler deontolojik öngörülerin “irrasyonel” duygusal tepkilerden kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. 3 Ancak biz başka bir açıklama olabileceğini düşünüyoruz: Tercih edilmenin gücü. Eğer ahlaki kurallara bağlı kalan insanlar daha iyi sosyal paydaşlar olarak görülüyorsa bunun neden daha fazla insanın deontolojik görüşü benimsediğini açıklayabileceğini öne sürüyoruz.

İnsan evrimi boyunca bu süreç, tüm insanlar arasında bir tür ahlaki düşüncenin diğerine tercih edilmesine yol açmıştır. Dolayısıyla irrasyonel ya da duygusal düşünmeyi yansıtmaktan ziyade, kurallara dayalı ahlaki yargılarda bulunmak zihnimizin evrimsel bir özelliği olabilir.

Bu hipotezi “tramvay ikileminin” çeşitli biçimlerini kullanarak test ettik ve deontolojik veya sonuçsalcı ahlaki yargılarda bulunan kişilerin sosyal paydaş olarak tercih edilip edilmediğini sorgulandı.

Dokuz deney boyunca, ikilemlerde deontolojik bir yaklaşım benimseyen kişilerin daha esnek, sonuçsalcı bir yaklaşımı savunanlara göre daha güvenilir olarak görüldüğü tespit edildi

Çoğu insan bir deontoloji yanlısına bir sonuçsalcıdan daha çok güveneceklerini söylemekle kalmadı, aynı zamanda uygulamanın sözden daha etkili olacağını ifade ederek bunu uygulamaya geçirdi. Başka bir kişiye bir miktar para emanet etmeleri istendiğinde, katılımcılar, kurtarılan toplam hayat sayısını en üst düzeye çıkarmayı seçen biriyle karşılaştırıldığında, birçok kişiyi kurtarmak için bir kişiyi feda etmeyi reddeden biribi tercih ettiler ve paralarını bu kişiden geri alacaklarından daha emin oldular.

Ancak hikâyenin tamamı bu değil: Önemli olan tek şey masum bir insanı feda edip etmemeye karar vermek değil. Seçimin nasıl yapıldığının da çok önemli olduğu fark edildi. Beş canı kurtarmak için bir canı feda etmeye karar veren, ancak bu kararı vermekte zorlanan birine, bu kararı vermekte zorlanmayan birine kıyasla daha fazla güveniliyordu.

Masum bir insanı öldürmeyi reddedenlere her zaman daha fazla güvenilmediği de ortaya çıktı. Kurban edilebilecek kişinin yaşamak için belirli bir arzu ya da ölmek için bir istek belirttiği durumlarda, insanlar bu isteklere saygı duyan bireyleri tercih etmiştir, bu istek öldürmeyi gerektirse bile.

Bu bulgular sadece ahlaki yargılara nasıl ulaştığımızı açıklamaya yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda ahlaki yargıların dünya sahnesinde nasıl rol oynadığını da açıklıyor. Sonuçlar, ahlaki kurallara dayalı basit mesajlar veren siyasi liderlere neden ilgi duyduğumuza da ışık tutabilir.

Örneğin, eşcinsel evliliğin yasal olması gerektiğini; çünkü evliliğin adil ve demokratik bir toplumda temel bir hak olduğunu söyleyen bir siyasetçiyi düşünün (deontolojik bir bakış açısı). Bu kişi, eşcinsel evliliğin olumlu ekonomik veya sosyal sonuçları olduğu için (daha sonuçsalcı bir bakış açısı) yasal olması gerektiğini söyleyen bir kişiye göre muhtemelen daha ahlaki ve güvenilir olarak görülecektir.

Bir dahaki sefere zor bir karar vermek durumunda kaldığınızda, unutmayın: İnsanlar ahlaki kurallara uyan insanları severler.

 


Bu makale Sosyolog Ömer Yıldırım tarafından www.felsefe.gen.tr için, Jim A.C. Everett ve Molly Crockett’nin “Want to be popular? You’d better follow some simple moral rules” isimli makalesinden Türkçeye çevrilip derlenerek hazırlanmıştır. Alıntılanması durumunda kaynak gösterilmesi, ahlaklıca olanıdır.

Çeviri ve Derleme: Sosyolog Ömer Yıldırım

KAYNAKÇA

  1. Everett, J. A. C., Pizarro, D. A., & Crockett, M. J. (2016). Inference of trustworthiness from intuitive moral judgments. Journal of Experimental Psychology: General, 145 (6), s. 772–787. https://doi.org/10.1037/xge0000165
  2. Cushman, F., Young, L., Hauser, M. (2006). The role of conscious reasoning and intuition in moral judgment: testing three principles of harm. Psychol Sci., 17 (12), s. 1082-1089. https://doi.org/10.1111/j.1467-9280.2006.01834.x
  3. Greene, J. (2007). The secret joke of Kant’s soul. Moral Psychology, 3 (-), s. -. https://philpapers.org/rec/GRETSJ
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...