Felsefe hakkında her şey…

Şuurun Dolaysız Verileri Üzerine Deneme

05.11.2019
1.648

Şuurun Dolaysız Verileri Üzerine Deneme’de Bergson zaman ve mekân, tin ve madde ikiciliği inşa eder. Bu koşut farklılıkların arasındaki farklılık bir derece farklı lığı değildir, bir doğa farklılığıdır. Varlık böylece zamansal olan tin ile mekânsal olan madde biçiminde ikiye ayrılır.

Deneme, zamanın bilince verilişini “sürem” kavramıyla ele alır. Eserin başında Bergson bilinç hallerinin miktarlar ve nicelikler olmadığını, nitelikler (qualités) ve yoğunluklar (intensités) olduğunu söyler. Bilinç hayatının doğal hâli bu yaşantıların sürekli bir değişim içinde bulunmasıdır. Ancak bu değişim derece derece olur, bir bilinç hâlinden bir diğerine aniden geçmek nadir bir olaydır. Bilinç yoğunluklardan ibaret birçokluk olduğu hâlde, onda sürekli değişim yüzünden parçalanmaz bir birlik de vardır. Eski felsefe ve bilim zamanı homojen ve ölçülebilir bir mekâna indirgemiştir. Hâlbuki hakiki zaman saatlerin akrep ve yelkovanın hareketiyle mekanik bir biçimde mekânda temsil ettikleri zaman değil, her anı farklı oluşlarla beliren sürekli bir değişme, durmayan bir oluştur. Hakiki zaman bilinç hallerimizin eşsiz değişiminden başka bir şey değildir. Bu çokluk ölçülemeyip bilince his yoluyla verilir ve idrak edilebilir.

Bergson “sürem” fikrini “hafıza” ile ilişkilendirir. Bilinç hafızadır, hatıraların korunması ve hatırlanması tinin işi, varlığın bir özelliğidir. Sürem bilinçteki her anın onun ardından gelen anla bütünselleştiği bir harekettir. Bergson’a göre süremdeki bir an yok olmaz, onu takip eden anda erir. Anların birbirini takip etmesi sürekli bir bütünselleşmedir. Öyleyse, yaşadığım her şu anda, her şimdide geçmişim de bütünüyle mevcuttur. Buna rağmen, geçmiş şimdide bütünüyle temsil edilmez, geçmişi tüm ayrıntılarıyla eksiksiz hatırlayamayız, unuturuz. Bunun açıklaması nedir? “Sürem” fikrinde yalnızca “süreklilik”, “varlıkta devam etme” anlamları bulunmaz; süren yıpranmaya, eskimeye, yaşlanmaya, yok olmaya karşı direnirken değişmekte, devinmektedir. Geçmiş geçip gitmez, varlıkta baki kalır, bilinçte bir kez var olan yok edilemez fakat bu baki kalış devingendir, şu an, şimdi, geçmiş şimdilere eklenir eklenmez anların hareketli bütünü de değişir.

O hâlde Bergson’da akışkanlık veya devinim varlığın sürekliliğinin kaybı anlamına gelmez. Sürem hem özdeş hem de değişken varlığın adıdır. Bu bilinç, mekânsal olan maddeden farklı yeni bir tözdür. Bu bilinç anlayışı ruhun yekpare veya parçalardan oluşan fiziksel bir cevher olmadığını ima eder. Sürem fikrine dayanarak Bergson, Elealı Parmenides’i takip ederek değişimi reddeden geleneğe de itiraz eder. Ona göre bu gelenek, zamanı uygun bir biçimde düşünememektedir. Bu gelenek de (Batı düşüncesinde çoğunlukla olduğu gibi) metafiziği “zêka”yı kullanarak düşünmüştür, bu yüzden gerçekliğin bütününü kavrayamama zaafına düşer. Oysa “sezgi” ile yakalanan gerçeklik hem varlık hem de değişimdir. Görüldüğü gibi, Bergson değişimi reddeden varlık felsefelerine de varlığı reddeden değişim anlayışlarına da karşıdır.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...