Felsefe hakkında her şey…

Parmenides Kimdir?

11.11.2019
17.522
Parmenides Kimdir?

Parmenides, doğa filozoflarından sayılmakla birlikte Antik Yunan felsefesinde rasyonalizm geleneğinin ilk filozoflarından biridir. Parmenides’in M.Ö. 600 ila M.Ö. 500’lerde yaşadığı ve yalnızca bir filozof olarak değil ayrıca yasa koyucu ve devlet adamı olarak da döneminde etkin rol oynadığı düşünülmektedir.

Parmenides’e göre, evrende değişen hiçbir şey yoktur. Gerçeklik, yani varlık, mutlak anlamda birdir, kalıcıdır, süreklidir, yaratılmamıştır, yok edilemez; o ezeli ve ebedidir; onda hareket ve değişme yoktur.

Felsefi görüşlerinde Anaximenes, Xenophanes ve Pythagorasçılar’ın etkileri olduğu görülen Parmenides, kendi felsefesinde daha çok kavramsal düşünmeye yönelmiştir. Doğru ile sanıyı kavramlar üzerinden ayırmaya çalışmıştır. O birci görüşüyle, birtakım mantıksal çıkarsamalarla evrende değişimin olmadığını kanıtlamaya çalışmıştır.

Parmenides için varlık hakkında söylenebilecek tek şey varlığın var olduğudur. Parmenides, “Varlık var olandır, hiçlik ya da var olamayan ise var değildir.” der ve yalnızca var olanın düşünülebilir ve var olmayanın ise düşünülemez olduğunu belirtir.

Buna bağlı olarak da yaşadığımız dünyanın bir görünüşler dünyası olduğu, gerçek olmadığı önermesine varılır. Ontolojik düzlemde görünüş ile gerçeklik, epistemolojik düzlemde akılsal ile duyumsal olanın ayrıştırılması böylece ortaya konulmuş olunmaktadır.

Parmenides

Parmenides

Parmenides’ten günümüze “Doğa Üstüne” adında sadece fragmanları bulunan uzun şiiri kalmıştır. Parmenides bu şiirinin kendisine Tanrıça’nın hakikati ilhamı üzerine genç yaşta kaleme almıştır. Şiirinde Parmenides Tanrıça’nın katına yükseltildiğini ve dizelerini ondan aldığını söyler. Parmenides’in dönemindeki diğer yazarlarda da gökyüzüne yükselme veya cehenneme inişi teması sık görülmektedir.

Eser iki bölüme ayrılmaktadır; ilk bölümde hakikat ikinci bölümde illüzyon dünyası ele alınır. Duyu dünyası yanılgı üretir. Görünenlerin ardında değişmeyen, sınırlanmayan, bölünmeyen bir şey bulunmaktadır ancak bu fenomenal dünyanın algısından doğrudan çıkarılamaz. Görünen fizik dünyanın gündelik algısı illüzyon üretir (Parmenides buna doksa der) dünyanın gerçekliği ise yukarıda sıfatları sayılan “Bir Varlık”a dayanır.

Parmenides’in PisagorEmpedokles ve diğerleri gibi peygamber, büyücü ve şifacı olduğu, felsefesini mitoloji ve karışık mistik vizyonlarla edindiği ve dizelerle sunduğu söylenmiştir; çünkü kendisi öne sürdüğü felsefeyi yer altı dünyasının Tanrıçası Tartaros’tan aldığını söylemiştir.

Eserde Tanrıçanın şu ifadeleri de bunu göstermektedir:

“Hoş geldin ölümsüz sürücülerin kendisiyle ilgilendiği ve yolculuğunda seni bulunduğumuz yere kısrakların taşıdığı genç adam. Bu yolda seni bekleyen kötü kader yok ve bu yol insanların genelinin hak ve adalet dışında çıktığı bir yol da değil. Burada her şeyi, içinde hiçbir doğru inancın olmadığı ölümlülerin hakikat ve görüşlerinin etrafında dolaştığı sarsılmaz kalbi bulacaksın.”

Parmenides

Parmenides

PARMENİDES’İN FELSEFE TARİHİNDEKİ YERİ

Elealı Parmenides, birçok bakımdan Antik Yunan düşüncesinde bir dönüm noktasıdır. Artık rastgele konuşma dönemi kapanmış, görüşlerimizi mantıksal argümanlarla temellendirmek zarureti doğmuştur. Parmenides’in açtığı yol, belirli bir çerçeve içinde Platon’a kadar devam etmiştir.

Parmenides ile birlikte felsefe bir doğa felsefi olmaktan çıkıp bir metafizik ve ontoloji hâline gelmeye başlamıştır. Filozofların konusunu fizik nesneler değil, var olanlar çekmeye başlamıştır. Var olan nedir sorusu artık felsefinin gündemine girmiştir. Daha önce fizik nesne, doğa nedir sorusu vardı. Şimdi ise varlık nedir sorusu vardır.

Parmenides’in ortaya koyduğu felsefe, Elea adı verilen bölgede etkinlik gösteriş olması nedeniyle Elea felsefesi olarak anılır.

Ona göre her şey ezelî ve ebedî ise hiçbir şey vardan yok olmaz, yoktan var olmaz ise değişme denen şey de herhangi şeyin kaybolup yeni bir şey olması ise o hâlde değişme yoktur. Değişim ve çokluk sadece duyuların bir yanıltmacasıdır.

Ona göre birden çok çıkması mümkün olmadığı gibi varlıkta bir değişim olması da mümkün değildir. Her şey ezelî ve ebedîdir. Yoktan varlık, varlıktan yokluk meydana gelmez. Her şey “bir”dir ve sadece “bir” vardır. Değişme yoktur.

Böylece Parmenides görünüş ile gerçeklik arasında bir ayrım yapmış, görünüşün duyusal olduğunu ve aldattığını gerçekliğin ise ancak akılla kavranan değişmez bir yapı olduğunu söylemiştir.

Ona göre nesnenin en ayrılmaz özelliği varlığıdır. Ondan her özellik kaldırılabilir ama varlık kaldırılamaz.

Parmenides’e göre evrene duyularıyla yönelen insan yanılır, aklıyla yönelen insan değişmez hakikati, gerçekliği kavrar. Aynı zamanda Parmenides’e göre düşünce ve gerçeklik özdeştir. Böylece her düşünce varlığın düşünülmesidir. Yokluk düşünülemez.

Parmenides düşünce ile varlığı özdeşleştirerek bir anlamda her düşünce varlığın düşünülmesidir ya da düşündüğüm her şey doğrudur der. Bu da yanlış düşünme ve konuşmanın imkânını başlıca bir felsefi sorun hâline getirir. Bu sorun Platon tarafından çözülmeye çalışılmıştır.

İlgili konular:

Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 3. Sınıf “Çağdaş Felsefe Tarihi” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); “Felsefe Sözlüğü” Orhan Hançerlioğlu

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...