Felsefe hakkında her şey…

Giordano Bruno ve Rönesans’a Etkisi ve Katkısı

05.11.2019
1.885

Giordano Bruno (1548-1600), bir rahip olmakla birlikte iyi bir matematik, astronomi ve felsefe eğitimi almış ve bu alanlarda orijinal düşünceler üretmiştir. Ömrü Avrupa’yı bir kaçak gibi dolaşarak geçtiği halde birçok metin üretmiştir.

Kozmolojik yazılarına ek olarak anımsama sanatı üzerine de geniş kapsamlı çalışmalar yapmıştı r. Copernicus’un güneş-merkezci astronomi görüşünü içtenlikle benimsemiştir. Buna göre Dünya Güneşin çevresinde ve ayrıca kendi ekseni etrafında dönmektedir. Güneş dâhil, öteki gök cisimlerinin dünyanın çevresinde dönüyor gibi görünmeleri dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşünden kaynaklanan bir duyu yanılsaması dır. Dünya güneş çevresindeki dönüşünü bir yılda, kendi ekseni etrafındaki dönüşünü ise yirmi dört saatte, yani bir günde tamamlamaktadır. Güneş gökyüzünde birbirinden bağımsız olarak devinen sınırsız sayıdaki yıldızlardan sadece birisidir. Öteki yıldızların çevresinde de daha başka gezegenler dönmektedir. Güneş kendi gezegenleriyle birlikte evrende bir sistem oluşturur- Güneş Sistemi. Öteki yıldızların da kendi sistemleri vardır. Geleneksel sistemde ay altı ve ay üstü dünyaların ana kurucu maddeleri de birbirlerinden yapıca farklı idiler. Bruno bu noktayı da yadsıyarak, evrenin ay altı ve ay üstü gibi ayrımlaştırmadan her noktasında homojen bir yapıya sahip olduğunu öne sürer. Bu söylemle bağlantılı olarak evrenin hiyerarşik bir yapı taşıdığı fikri de düşmüş olur. Dünyamız da tıpkı güneş gibi bir gökcismidir. Evrenin her noktasında aynı fiziksel yasalar geçerlidir. Buraya dek Copernicusçu evren anlayışının bir tür tekrarı olmuş oldu.

Bruno Copernicusçu evren açıklamasından evrenin süreklilik gösteren bir varlı k olduğu sonucunu çıkarmıştır. Evren her noktasından dışa doğru yayılan bir sürekliliktir (continuum). Evren aynı zamanda sonsuzdur; sonsuz olan Tanrının sonsuzluğunu sınırsız büyüklüğü içinde yansıtır. Böylece o da sonsuz olur. Tanrı doğalaştıran doğadır (natura naturans), evren ise doğalaştırılmış doğadır (natura naturata). Şu halde Tanrı evrenin öncesiz sonrasız varlık nedeni ya da ilkesidir. Evren ise doğallaştırılanların -meydana getirilenlerin toplamından başka bir şey değildir. Tanrının etkin neden oluşuna karşılık evren edilgin varlıktır. Dinsel açıdan tümtanrıcılığı (panteizm) kabul eder gibi görünmemekle birlikte, evren ve Tanrı bir madalyonun iki yüzü gibidir. Tanrı bir bakıma evrendir. Çünkü var olanların içkin ve sürekli nedeni, onları oluşturan, düzene koyan, yöneten, hem özdeksel hem formel nedendir; hiçbir varoluşsal ilişkiye girmeden cinslerin, türlerin ve bireylerin sayısız çokluğunu oluşturur. Bruno bu evren-Tanrıyı bazen ‘madde’ terimiyle de karşılamaktadır.

Bu anlayışta madde Aristoteles’in prote hyle (ilk madde) dediği şeydir; bu madde aslında soyut bir fikirden başka bir şey değildir; yer kaplamaz, varlığını kendisinden başka bir ilkeden (formdan) almaz; tersine bütün formların temelidir. Her şey tohum olarak onda saklıdır ve onları zamanı geldikçe varlığa getirir, mutlaktır ve sonsuzdur. Görüldüğü gibi burada sözü edilen maddenin bildiğimiz somut maddi cisimlerin hem maddi hem de formel nedeni olduğu açıktır; bu şekliyle de tanrılık bir ilke olduğu ortadadır. Bruno bu görüşleriyle 17. yüzyılın büyük panteist düşünürü Spinoza’yı öncelemiş görünüyor. Panteist görüşleri ve Copernicuscu gökbilim kuramını savunması nedeniyle sapkınlıkla suçlanmış, yakılarak idam edilmiştir.

Bruno’ya göre evren Tanrı’nın sonsuzluğunu sınırsız büyüklüğü içinde yansıtır. Tanrı doğallaştıran doğa, evren ise doğalaştırılmış doğadır.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...