Felsefe hakkında her şey…

Sonsuz Dönüş (Bengi Dönüş) Nedir, Ne Demektir?

04.11.2019
4.538

Nietzsche’nin bengi dönüş ve üstinsan görüşleri birbirinin tamamlayıcısı durumundadır. Nietzsche ebedi dönüş görüşü ile insanın dünyaya tekrar tekrar geleceğini savunur. Nietzsche’ye göre; “insan tüm yaşamı durmadan döndürülen bir kum saatidir”. Sonsuz dönüşteki tehlike, insanın üstinsan olmak için üstesinden geldiği bütün sorunların yeniden ortaya çıkmaları ve yeniden üstesinden gelme zorunluluğudur. Üstinsana ulaşmada insanın önündeki en büyük engeli Tanrı olarak görmektedir.

Nietzsche’nin felsefesinde en ölümcül noktalardan biri “sonsuz dönüş” veya “ebedi yineleme” dediği öğretidir. Bu kavram, Nietzsche’yi hayatın sonsuz bir istekle “evet”leme, onaylama sonucuna ulaştıran bir öğretidir.

Hayatın tekrar kere, sonsuza kez yinelenmesi durumu, üst-insanın oluşa verdiği ad, bir isimdir. Yazgıdan farklı ve çok çok daha güçlü bir olumlama şekli olan sonsuz dönüş, yani ebedi yineleme, uzayda maddenin sonlu olması ve zamanın sonsuza dek devam eden bir süreç olmasından dolayı her anın, her yaşamın, sonsuza dek tekrar tekrar yaşanmasıdır.

Nietzsche, sonsuz dönüş öğretisi için şöyle der: “En yüce gücü sağlamaya yönelik böylesine gelip geçici bir düşünce örneği: Yazgıcılık, onun da en uç şekli: Sonsuz dönüş!”

Yazgıcılığın uç şekli olarak tanımladığı bu fikir, yaratıcılığa ek bir hareket verir. Hayatı, her türlü duygu duruma ve sertliğe karşın olumlama, üstinsana giden yolda bir rehber, üstinsan için ise bir düsturdur.

Doğanın yaratıcı enerjisini üstünde toplayan insan, yaratıcılıkla, yani sanatla yeşerdiğinden dolayı, felsefe ve sanatın birbirinden ayrılmaması gerektiğini düşünen Nietzsche, en büyük yaratıcının özümsemesi gerektiği ilk şartını sonsuz dönüş olarak ortaya koyar.

Sonsuz dönüş, Nietzsche’nin eserlerinde sıkça belirttiği tanımıyla bir “Dionysos” haldir. Yani, trajik-üstinsanın bir vecd hali. Bir bakıma, var oluş zincirinin en yüksek seviyede ve topyekün onaylama halidir.

Dionysos, bir yunan tanrısıdır. Adı, antik yunan mitolojisinde şarap ve eğlence tanrısı olarak geçer. İnsanlığın şarabı keşfetmesiyle yaratıcılık duygusunun artması durumu sebebiyle, insan yaratıcılığına büyük değer atfeder.

Bu tanrı, Nietzsche gerçek anlamını bulur ve sanatın iki koruyucu ve yaratıcısı haline gelir ki öteki Apollo’dur. Dionysos; taşkınlığın, yaratıcılığın, uyumun, müziğin ve şarhoşluğun tanrısı; Apollo ise ölçünün, dengenin, biçimin ve ışığın tanrısıdır.

Apollo-Dionysos çatışma ve uzlaşmasının iç içe ve ayrılamaz şeklini, sonsuz dönüşte barındırır. Sonsuz dönüş, Nietzsche’nin “Zerdüşt” adlı eserinde, “üç değişme üstüne” de tanımladığı “çocuk”un ayrılamaz bir ilkesidir.

Her türlü acının, ızdırabın, kederin, hüznün ve buna ters olarak, çoşkunluğun, mutluluğun, sevincin iç içe ve ayrılmaz bir bütünlük oluşturduğu Dionysosvari durum, Irvin Yalom’un ünlü eseri “Nietzsche Ağladığında” adlı romanda da işlenmiş ve büyük ilgi toplamıştır.

Kurgusal bir diyalogda , gerçeğe yakın olarak şöyle demişti Nietzsche Dr. Bruer’e: “Düşünün ki var oluşun ebedi kum saati defalarca tersine, bir daha tersine çevrilip duruyor. Her seferinde siz de ben de içindeki her zerrede sürekli tersine çevriliyoruz. Zaman ezeli; zaman sonsuza dek uzanıyorsa, olabilecek her şey zaten daha önce olmuş değilmidir? Şu anda geçen her şey daha önce de aynı şekilde geçmiş değil midir? Zamanın hep var olduğunu, sonsuza dek geriye uzandığını düşünün. Böyle sonsuz bir zamanda, dünyayı oluşturan bütün olayların yeniden bir araya gelişleri, sonsuz kereler kendilerini yinelemeleri demek olmuyor mu?”

Irvin Yalom’un kurguladığı ve gerçek karakter ve mekan içeren bu ünlü diyalog, Nietzsche’nin benzersiz öğretisi olan ebedi yinelemeyi tanımlar gibidir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...