Felsefe hakkında her şey…

Thales’in Şeylerin Doğası (Arkhesi) Sudur Görüşü

12.11.2019
12.825

Thales’e göre şeylerin doğası sudur. şeylerin doğası sudur derken suyun her şeyin ana unsuru, ana maddesi, her şeyin kendisinden meydana geldiği ilk neden olduğu kast edilmektedir. Su, kendisi değişmeyen fakat diğer bütün varolanların kendisinden doğup yine kendisine döndüğü ana maddedir.

Aristoteles, Thales’i karakterize eden bu görüşü iki bakımdan ele alır. Aristoteles’e göre bu görüş bir yandan deneyime, öte yandan da mitolojiye dayanır. Suyun her şeyin kökeninde bulunmasının deneyime dayanan yanı, her şeyin nemlilikten beslenmesi, hayatın su ve nemlilikten kaynaklanmasıdır (Metafizik, 983b27). Suyun köken olarak kabul edilmesinin mitolojik temelleri ise yukarıda yeryüzünün su üzerinde bulunması anlayışının da kendisine dayandırıldığı Okeanos’la ilgili söylencede bulunur. Bu anlayışa göre Okeanos, dünyanın başlangıcında bulunur. Okeanos’un kızları ise insanların hayat güçlerinin tazelenmesini sağlarlar. Birbiriyle ilişkili bu iki söylencenin yanı sıra, eskiler ve kahramanların Okeanos’un bir kolu olan Styx üzerine yemin ediyor olmaları da suyun kutsal kabul edildiğinin göstergelerinden biri olarak belirtili (Metafizik, 983b27-30).

Thales’in her şeyin kökeninde su olduğunu kabul eden anlayışının felsefi açıdan tartışılması ise dünyadaki nesnelerde meydana gelen değişimler de göz önünde bulundurularak ağırlıklı olarak Aristoteles’in Oluş ve Bozuluş Üzerine adlı kitabında gerçekleşir. Bu kitaptaki anlatımlara göre filozoflar Aristoteles tarafından,  evrendeki çokluğu açıklamak için ilke olarak kabul ettikleri Ögeler hakkındaki görüşleri bakımından sınıflandırılırlar. Aristoteles, evrenin tek öğeden oluştuğunu savunan filozoflarla evrenin birden çok öğeden oluştuğunu savunan filozoflar arasında ayrım yapar. Bunlardan birincileri duyulur cisimlerin dayanağının tek olduğunu ileri sürerlerken ikincileri için ise bu öğelerin sayısı birden çoktur.

Thales’in de içinde bulunduğu ilk gruptaki filozoflara göre her şey maddi yapıdaki bir unsurdan doğar. Diğer bütün şeyler, söz konusu unsurdan nicel değişme yoluyla seyrelme ve yoğunlaşmayla meydana gelir. Temel sorun, bütün evrendeki çokluğun tek bir öğeden nasıl oluşabileceğidir. Aristoteles’e göre söz konusu her iki anlayışın temsilcileri de dünyadaki değişmeleri ancak kısmi olarak açıklayabilmektedirler. Aristoteles’e göre, evrenin tek tözden meydana geldiğini açıklayabilmek için bu filozoflar, oluş ile başkalaşmanın aynı olduğunu kabul etmek zorundadırlar. Çünkü geri kalan evrenin her bir öğesi, bu öğenin dönüşümünden oluşmak durumundadır. Bu yüzden Aristoteles’e göre tek töz kabul eden filozoflar bundan rahatsızlık duyarlar. Çünkü bu durumda özne tek ve özdeş kalmaktadır. Oysa Aristoteles, tek nesnede hem başkalaşmanın hem de büyüme ve küçülmenin meydana geldiğini belirtir.

Öte yandan evrenin temelinde çok öğenin bulunduğunu savunan filozoflar için oluş ile başkalaşma farklı anlama gelir. Bu ikinciler için oluş, öğeler çokluğunun çeşitli şekillerde bir araya gelip ayrışmasıdır (Oluş ve Bozuluş Üzerine, 214a-215a).

M.Ö. 2500’lerde Girit’teki Minos uygarlığı ve daha sonra Yunanistan’daki Miken uygarlığı, fiziksel fenomenleri açıklamak için dine dayanıyorlardı.

M.Ö. 1100’lerde, Babil yaradılış efsanesi olan Enuma Eliş, dünyanın ilk halinin bir su kütlesinden oluştuğunu söylemiştir. M.Ö. 700’lü yıllarda Yunan düşünür ve şair Hesiodos, Tanrıların evreni nasıl yarattıklarına dair büyük bir eser kaleme almıştır. M.Ö. 5. yüzyılın başlarında Empedokles, evrenin toprak, su, hava ve ateş olmak üzere dört elementten meydana geldiğini ifade etmiştir. M.Ö. 400’lerde de Leukippos ve Demokritos, kosmosun sadece atomlardan ve uzaydan oluştuğu sonucunda karar kılmışlardır.

Arkaik dönem (M.Ö . 8. yüzyılın ortalarından 6. yüzyıla kadar geçen dönem) boyunca, Yunan yarım adasının halkları yavaş yavaş bir grup şehir-devlet kurmuşlardır. Alfabetik bir yazı sistemi geliştirmişler ve şimdi Batı felsefesi olarak bilinen sistemin temellerini atmışlardır. Daha önceki uygarlıklar çevrelerindeki fenomenleri açıklamak için dine başvurmuşlar ama bu yukarıda adını saydığımız yeni nesil filozoflar, daha doğal ve akılcı açıklamalarda bulunmaya çalışmışlardır.

Bu yeni bilimsel düşünürlerin ilki, bilinen kadarıyla, Miletoslu Thales’tir. Thales’in yazılarından hiçbirisi günümüze ulaşamamış olsa da kendisi hakkında birçok şeyi, felsefe tarihine bakarak görebiliyoruz.

Thales, M.Ö. 585 senesindeki tam Güneş tutulmasını önceden bilmesiyle ünlüdür. Bu pratik düşünme tarzı ona dünyadaki olayların doğaüstü müdahalelerle değil, aklın ve gözlemin ortaya çıkarabileceği doğal nedenlerle meydana geldiği fikrini aşılamıştır. Thales ayrıca her büyük kara parçasının bir su kıyısında biter gibi göründüğünün de farkına varmıştır. Bu nedenle de tüm yeryüzünün içinden çıktığı bir su yatağı üzerinde yüzdüğü varsayımına ulaşmıştır.

Thales, depremlerin sudaki bazı dalgalanma ve çalkantılardan oluştuğunu da ifade etmiştir. Ancak Thales’in teorilerinin detayları kadar ilginç bir başka konu da bunların Thales’in felsefe tarihindeki en önemli figürlerden biri sayılmasındaki esas neden olmamalarıdır. Ünlü filozofun gerçek önemi, nesneleri ve olayları kaprisli tanrıların isteklerine bağlamak yerine temel sorulara doğaya uygun, akılcı cevaplar arayan bilinen ilk düşünür olmasındadır. O ve Miletos okulunun kendisinden sonraki filozofları böylelikle Batı dünyasının gelecekteki bilimsel ve felsefi düşüncelerinin temellerini atmışlardır.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. İlayda Ayan dedi ki:

    Thales bana göre ciddi bir biçimde felsefenin babasıdır.

  2. Br dedi ki:

    Çok iyi

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...