Felsefe hakkında her şey…

Freud Kişilik Gelişiminin Dönemleri

12.11.2019
3.233

Freud’a göre bireyin davranışlarına yön veren cinsel dürtünün doyurulma isteği Freud’un kişilik kuramını biçimlendirmektedir.

Daha önce de bahsedildiği üzere cinsel dürtüler sadece cinsellikle ilgili değil başarılan bir işten zevk almak gibi, tüm zevk alma durumlarını kapsamaktadır. Freud tarafından cinsel dürtünün yarattığı enerji olarak tanımlanan libido birey olgunlaştıkça vücudun farklı yerlerinde yoğunlaşmaktadır. Libidonun vücut içersinde yoğunlaştığı bölgeler bebeklerin olgunlaşmasıyla yer değiştirir. Cinsel enerji eğer olgunlaşma sürecinde bir şekilde vücudun belli bir bölgesinde takılıp kalirsa saplanma meydana gelir. Belli bir vücut bölgesinde yaşanan saplanma bireyin ileriki yaşamında kişilik davranışlarında belli değişimlere öncülük etmektedir.

Oral dönem

Bebek 18 aya kadar olan süreçte dış dünya ile ağzı yoluyla bağlantı kurar. Her şeyi ağzına götüren bebek için beslenmenin, dış dünyadaki nesneleri tanımanın, emme ve yutmanın yolu dudaklar dil ve dişleri içeren ağız bölgesinden geçer. Bu sebeple libido ağız bölgesinde yoğunlaşır. Oral yönden doyum sağlayan çocuklar ileride iyimser ve bağımlı yetişkin özellikleri, az doyum sağlayanlar saldırgan ve kötümser özellikler sergilerler. Freud’a göre bu dönemdeki saplanma ileride yaşanabilecek alaycı, tartışmayı seven, kolay aldanabilen, kendine güvenden yoksun kişilik yakından ilgilidir.

Anal Dönem (18 ay-3,5 yaş)

Bu dönemde çocuklarda libido anal bölgeye kaymaktadır. Çocuk açısından bu dönem tuvalet eğitiminin verilmesi bakımından önemli bir dönemdir. Çocuklarda tuvalet eğitimi verilirken sıkı ve baskıcı uygulamalara gidilmesi ilerde bu durumla sıkıntılı kişilik özelliklerinin yaşanmasına neden olabilmektedir. Çocuk tuvaletini tutarak kontrolü elinde tutmak ister. Bu dönemdeki çok sıkı tuvalet eğitimi sonrası çocuklar yetişkinliklerinde çabuk öfkelenen kendine zarar veren kişilik özellikleri gösterebilirler. Freud, inatçılık, cimrilik, aşın titiz ve düzenli olma gibi kişilik özelliklerinin yine bu dönem yaşanan saplanma ile ilgili olduğunu ileri sürer.

Fallik Dönem (3-5 yaş arası)

Bu yaş dönemindeki çocuklarda cinsel enerji cinsel bölgeye doğru kayar. Cinsel organlarını keşfetmeye başlayan çocuk aynı cinsiyetten olan ana-babasına karşı kıskançlık hissi geliştirirken, karşı cinsiyetten olan ana-babasına karşı ise aşırı bağlılık göstermeye başlar. Erkek çocuğun annesine karşı bu tarz aşırı bağlılık göstermesini, Freud Yunan mitolojisinde bilmeden babasını öldürüp annesi ile evlenen Oedipus’tan yola çıkarak Oedipus kompleksi (karmaşası) olarak adlandırmaktadır. Erkek çocuklarda bu dönemde babalarına karşı kıskançlık ve anneyi paylaşamama durumu vardır. Kız çocuklarında babaya duyulan tutku ve hayranlık, anneyi aşırı kıskanma durumu ise Elektra kompleksi olarak adlandırılmaktadır. Kendi cinsiyetinden olan ana-babanın, kendisinden daha güçlü olduğunu gören çocuk sonunda kendi cinsiyetinden olan ana-baba ile özdeşim kurarak onu kendine model olarak alır ve toplumca uygun görülen davranış özelliklerini kazanmaya başlar. Bu dönemlerde saplanma gösteren bireylerde değersizlik, utangaçlık gibi kişilik özellikleri görülebilirken öte yandan yine bu dönemi başarı ile atlatamayan bireylerin cinsel güçlerini aşırı derecede sergilemeye yönelik kişilik özellikleri göstermeleri mümkündür.

Gizli Dönem

Fallik dönem sonlandıktan sonra çocuklarda cinsellik ilgisi kaybolmaya başlar. 5 6 yaşlarında başlayan bu süreç bir şekilde ergenlik dönemine kadar sürer. Bu dönemde çocuk cinsiyetle ilgili konularla ilgilenmez ve bu dönemde kızların ve erkeklerin oyun gruplarında seçimleri genellikle kendi cinslerine yöneliktir. Çocukların sevgi gösterilerini ev dışında arkadaşlarına yönelttiği bu süreçte okul çağı çocuğuna karşı olumsuz davranışlar sergilenmesi, çocukta aşağılık duygusu yaratır.

Genital Dönem

Ergenlik dönemiyle birlikte başlayan ve son psikoseksüel basamak olan dönem genital dönemdir. Dönem itibariyle cinsel dürtülerin uyanmasıyla birlikte doyurulmamış cinsel dürtülerin cinsel ilişki yolu ile karşılanması durumu söz konusudur. Fakat bu aşamada en ideali, sorumluluk duygusu ve diğer insanları da düşünme gibi konuların ağır basmasıyla dürtülerin ertelenmesidir (Morris, 2002). Freud’un kuramı, genel olarak erkeği merkeze alan ve cinselliği vurgulayan bir kuram olarak eleştirilere maruz kalmıştır. Freud’un öne sürdüğü üzere, kızların penisleri olmadığı için penis kıskançlığı adını verdiği durum yüzünden aşağılık duygusu yaşadıklarına dair sayı artık pek kabul görmemektedir. Kişilik gelişiminde kadın erkek farklılığını bu sebebe bağlamak kişilik gelişimi açısından yetersiz olarak görülmektedir. Bireylerin toplumda cinsiyetlerine göre edindikleri görevlerin farklılaşması onların farklı kişilik özellikleri kazanmalarına neden olabilmektedir. Freud’un kuramının her şeyi açıklamaya dönük gücünün sınırsız olması eleştirilmektedir. Bu duruma göre insanın her davranışını sorunlu bir davranış olarak tanımlamak mümkündür. Bilimsel açıdan doğruluğu ispatlanamayan görüş ve hipotezler sıkıntı yaratabilirler. Bu sebeple, Freud’un kuramı deneysel yöntemin uygulanmasına pek olanak vermediğinden bilimsel yöntem açısından eleştirilmektedir.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...