Felsefe hakkında her şey…

Nisargadatta Maharaj Kimdir?

10.11.2019
2.294

Sri Nisargadatta Maharaj (doğum adı: Maruti Shivrampant Kambli) (17 Nisan 1897 – 8 Eylül 1981) Hintli filozof, ruhsal önder. Advaita okuluna mensup olan Nisargadatta Hint maneviyatının Navnath Sampradaya tarikatının Inchgiri koluna mensuptur.

Ramana Maharshi’den sonra Advaita Vedanta okulunun yirminci yüzyıldaki en önde gelen temsilcilerinden biridir.

Batı dünyası tarafından geniş bir şekilde tanınışı Marathi dilindeki konuşmalarının I Am That, başlığıyla İngilizce’ye çevirildiği kitapla mümkün olmuştur.

17 Nisan 1897’de dindar bir hindu çifti olan Shivrampant Kambli ve Kambli’nin oğlu olarak Bombay’da dünyaya geldi. Doğduğu gün Hanuman’ın doğum gününe denk geldiği için kendisine ‘Maruti’ adı verildi. Maruti Shivrampant Kambli, Maharashtra’nın Ratnagiri bölgesinde küçük bir köy olan Kandalgaon’da iki erkek ve dört kızkardeşiyle birlikte büyüdü. Babası Shivrampant Mumbai’de evlerde hizmetli olarak çalıştı, daha sonra Kandalgaon’da çiftçilik yaptı.

1933’de arkadaşı Yashwantrao Baagkar aracılığıyla gurusu, Navnath Sampradaya’nın Inchegiri kolunun başında bulunan Sri Siddharameshwar Maharaj ile tanıştı. Gurusu ona, “Sen, kendinin olduğunu zannettiği şey değilsin…” dedi ve ona basit talimatlar verdi. Kendisi daha sonra gurusunun talimatından şu şekilde söz etmiştir:
“Gurum dikkatimi başka hiçbir şeye değil sadece ‘Ben’ duygusuna vermemi emretti. Ben de sadece itaat ettim. Nefes çalışması veya meditasyon veya kutsal metinlerin tetkiki gibi herhangi bir çalışma yapmadım. Her ne olursa olsun dikkatimi başka herşeyden çekip ‘Ben’ duygusunda kalmaya devam ettim. Bu son derece basit hatta kaba görünebilir. Bunu yapmaktaki tek sebebim Gurumun bana öyle söylemesiydi. Ve de işe yaradı!”

Gurusunun talimatlarını izleyerek “Ben” üzerine yoğunlaşan Nisargadatta, yıllarca sessizlik içinde kendi içine yöneldi, meditasyon yapıp ilahiler söyledi. Yaklaşık ikibuçuk yıl süren bir dönemden sonra Sri Siddharameshwar Maharaj 9 Kasım 1936’da vefat etmişti. Öz farkındalığa ulaşan Maruti, “doğal durumda ikamet eden kişi” anlamına gelen ‘Nisargadatta’ adını aldı ve Inchegeri kolunun manevi önderliğine atandı.

1937’de Mumbai’den ayrıldı ve tüm Hindistan’ı dolaşacağı bir seyahata çıktı. 1938’de Mumbai’deki ailesinin yanına döndü ve hayatının geri kalanını da orada geçirdi. 1942-1948 arasında kızı ve eşi Sumatibai’yi kaybetti. 1951’de gurusu Sri Siddharameshwar Maharaj’dan aldığı manevi talimatla mürid kabul etmeye başladı.

1966’da emekli olduktan sonra ziyaretçilerini evinde ağırlamaya ve eğitici konuşmalar yapmaya başladı. 8 Eylül 1981’de 84 yaşında gırtlak kanserinden hayata gözlerini yumuncaya kadar sevenleri ve öğrencilerine yolun ilkelerini aktarmaya devam etti.

Öz Bilgisi

Öğretebileceğiniz tek şey anlayıştır. Gerisi kendiliğinden gelir.

Yapılacak birşey yok. Kendinizi bilmek, kendiniz olmak. Kendiniz olmak, kendinizi şu veya bu olmak hayalinden kurtarmak. Sadece olun. Bırakın hakiki fıtratınız zuhur etsin. Zihninizi arayışla rahatsız etmeyin.

İhtiyaç duyacağınız tek şey sükuna kavuşmuş bir zihindir. Diğer herşey zihniniz sükuna kavuştuğunda doğru bir şekilde olacaktır. Tıpkı güneş doğduğunda dünyadaki hayatı canlandırdığı gibi benliğinizin farkındalığı da zihninizi değiştirecek, sakin ve istikrarlı öz farkındalığın ışığında iç enerjileriniz uyanacak ve zahmetsizce mucizeler yaratacak.

Yalnız bir tek hata yapıyorsunuz: Siz içi dış, dışı iç gibi kabul ediyorsunuz. İçinizde olanı dışınızdaymış gibi, dışınızda olanı ise içinizdeymiş gibi algılıyorsunuz. Zihin ve duygular dışsaldırlar, fakat onları yakın ve mahrem iç hayatınız olarak kabul ediyorsunuz. Dünyanın nesnel olduğuna inanıyorsunuz, ama o tümüyle psişenizin bir projeksiyonudur. Temel yanılgı budur…

Hiçbir şey olmadığımı gördüğümde bu, hikmettir. Her şey olduğumu gördüğümde bu, sevgidir. Hayatım bu ikisi arasında gidip gelmekten ibarettir.

Gündelik Yaşam

İçinizden ne yapmak geliyorsa onu yapın. Kendinize zorbalık etmeyin. Şiddet sizi katı ve donuk hale sokar. Yolunuza engel olarak dikildiklerini düşündüğünüz şeylerle savaşmayın. Sadece, onlarla ilgilenin, onları gözlemleyin, sorgulayın. Bırakın olsunlar -iyi ya da kötü. Fakat kendinizi onlara sakın kaptırmayın.

Eğer ihtiyacınız olmayanları istemezseniz ihtiyacınız olan şeyler size gelecektir. Ama pek az kimse bu tamamen tutkusuzluk haline erişebilir. O çok üstün bir durumdur. Özgürlüğün hemen eşiğidir.

Görmüyor musunuz ki sizin bu mutluluk arayışınız, kendinizi mutsuz ve çaresiz hissetmenizin asıl nedenidir? Diğer yolu deneyin; hazza ve acıya kayıtsız, onları ne isteyerek, ne de reddederek, bütün dikkatinizi “Ben-im”in ebediyyen var olduğu düzeye verin. Çok geçmeden idrak edeceksiniz ki huzur da, mutluluk da sizin kendi doğanızdır ve onları belli kanallarla aramanız karışıklık ve sıkıntıya neden olmaktadır.

Siz koşullarınızı değiştiremezsiniz, fakat tavır ve tutumunuzu değişitirebilirsiniz. Esasa ilişkin olmayan şeylere bağımlı olmayın. Sadece gerekli olan iyidir. Sadece aslî olanda sükûn ve huzur vardır.

Ruhsal Yol

Siz doğru olun, doğru Guru sizi muhakkak bulacaktır. Bir Guru aramayın, hatta birini düşünmeyin bile. Hedefinizi Guru’nuz olarak kabul edin. Sonuçta, Guru bir amacın aracıdır, kendisi amaç değildir.

Guru’nun sözü, bozulup telef olması mümkün olmayan bir tohumdur. Kuşkusuz, Guru’nun, bedenin ve zihnin ötesinde, bilincin ötesinde, zaman ve uzayın, dualitenin ve birliğin ötesinde, anlayışın ve tarifin ötesinde gerçek bir Guru olması gerekir. Birçok şey okumuş, söyleyecek birçok şeyi olan iyi insanlar size birçok yararlı şey öğretebilirler. Fakat onlar, sözleri şaşmaz şekilde doğru çıkan gerçek Gurular değildirler….Gerçek Guru sizi asla aşağılamayacağı gibi, sizi kendinize karşı yabancılaştırmayacak, kendinizden soğutmayacaktır. O sizi, sizin içte yatan mükemmelliğiniz gerçeğine tekrar tekrar geri döndürecek ve içinizi aramanız için cesaretlendirecektir. Fakat kendince Guruluk iddiasında olan kimse, öğrencilerinden çok kendisiyle meşguldür.

Siz kişisel seçiminizle öğrenci olmazsınız; o bir kişisel iradeden çok, bir kader meselesidir. Öğretmenin kim olduğu önemli değildir – onlar hepsi sizin iyiliğinizi isterler. Önemli olan öğrencidir – onun dürüstlüğü, ciddiyeti ve içtenliği. Doğru mürit daima doğru mürşidi bulacaktır.

(Farklı manevi yollarla ilgili bir soru üzerine) Gurular genellikle hedefleri her ne olursa olsun, kendilerini sözkonusu hedeflerine ulaştıran sadhanaları öğretilerler. Bu da son derece doğaldır çünkü kendi sadhanalarını yakından bilmektedirler. Bana dikkatimi ‘Ben im’ (I am) duygusuna vermem öğretildi ve ben de bunun çok etkili olduğunu keşfettim. Bu yüzden bununla ilgili tam bir güvenle konuşabilirim. Fakat genellikle insanlar çok nahoş kullanılmış, çarpıtılmış ve güçsüz bedenleri, beyinleri ve zihinleriyle buraya gelirler ki şekli aşan bir dikkat hali onları aşmaktadır.[kaynak belirtilmeli] Bu durumda bazı basit içtenlik simgeleri uygun olur. Bir mantra’nın tekrarı veya bir resme sabit bakış onların beden ve zihinlerini daha derin ve daha doğrudan araştırmaya hazırlayacaktır. Herşeyden önce içtenlik kaçınılmaz ve gerekli bir unsurdur.

(Spiritüel hayatta ilerlemenin işaretleri nelerdir, sorusuna Maharaj’ın verdiği yanıt) Tüm endişelerden kurtulmuşluk, bir rahatlık ve sevinç hali, içte derin bir huzur, dışta bol enerji.

Kesin olan, basit olandır, karmaşık olan değil. Her nedense insanlar sade, kolay ve her zaman el altında olana pek güvenmezler.

Zayıf arzular iç gözlem ve meditasyonla giderilebilirler ama kökü derinde olan güçlü arzuların doyuma uğratılmaları ve meyvelerinin -acı ya da tatlı- tadılması gerekmektedir.

Dünyadan ve Tanrı’dan hiçbir şey talep etmediğiniz, hiçbir şey aramadığınız, hiçbir şey beklemediğiniz zaman En Yüce Hal size gelecektir, davet edilmeden ve beklenmeden!

Hakikat ne faziletli davranışın karşılığı ne de bazı metinleri kavramanın bir mükafatıdır. Hakikat böyle elde edilemez. O, temel, doğmamış ve herşeyin kadim kaynağıdır. Siz zaten siz olduğunuzdan bu hakikate uygunsunuz. Hakikate değer atfetmenize gerek yok. O zaten sizindir. Sadece peşinden koşarak ondan uzaklaşmayı bırakın. Halde ve sükunette kalın.

Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 3. Sınıf “Çağdaş Felsefe Tarihi” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM)

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...