Felsefe hakkında her şey…

Agnostisizm

29.03.2023
2.050
Agnostisizm

Agnostisizm; insanın bizzat kendisi tarafından deneyimlenen fenomenlerden elde ettiği olgusal gerçekliğin ötesindeki hiçbir şeyin varlığını bilemeyeceği görüşündeki felsefi sistemdir.

Bu terim genel olarak dinî meseleler hakkında ortaya konan şüphecilik ile ve özel olarak da modern bilimsel düşüncenin etkisi altında kalmış bulunan geleneksel Hristiyan inançlarının reddedilmesi ile eş tutulmuştur.

Agnostisizm terimi, Yunanca “bilinemez” anlamına gelen “agnōstos” sözcüğünden türetilmiştir. Bu terimi kullanan ilk kişi ise İngiliz biyolog ve Darwinci evrim teorisinin savunucularından birisi olan Thomas Henry Huxley olmuştur. Huxley bu terimi “Benim bilmediğim şeyler hakkında çok şey bildiğini iddia eden Kilise tarihinin ‘Gnostik’ yapısının tam olarak zıddı…” diyerek ortaya atmış ve kendi epistemolojik konumunu belirginleştirmiştir.

Günümüzde “agnostik” terimi, mesele Tanrı’nın varlığı olduğunda, bir Tanrı’nın var olduğu fikrini göz önünde bulundurmakla beraber onun varlığı konusunda ileri sürülen bu fikrin ne doğru ne de yanlış olduğu sonucuna varılabileceğini savunanlar için kullanılmaktadır.

Huxley bu terimi kanıtçılık (evidentializm) dediğimiz normatif bir epistemolojik ilkeye atıfta bulunmak için kullanmıştır. Kabaca Huxley ilkesi diyebileceğimiz bu ilkeye göre, mantıksal olarak tatmin edici bir kanıt olmaksızın bir önermenin doğruluğunun bilinmesi veya bunun doğru olduğuna inanılması yanlış bir tutum olacaktır (Huxley 1884-1889).

Agnostisizmin anlamı üzerindeki en büyük etki, gene Huxley’nin bu ilkeyi teizm ve ateizm çerçevesinde, Tanrı inancına uygulaması sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu sonuca göre, teizm de ateizm de kanıtlarla yeterince desteklenmediğinden, bir tanrının var olup olmadığı konusundaki yargı askıya alınmalıdır.

Modern felsefenin bir terimi olarak agnostisizm aklın gerçeği bilmeye yönelik yapısal yeterliğini reddeden ve özünde Bilinemez olanın kavranmasıyla sonuçlanan insan bilgisinin sınırlarına ilişkin teorileri tanımlamak için kullanılır. “Mutlak gerçeklik” agnostik yaklaşımda genel olarak var kabul edilirken aynı zamanda mutlak gerçekliğin bilinebilirliği reddedilir.

Agnostik anlayış Kant, Hamilton, Mansel ve Spencer gibi filozofların felsefi sistemlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Fenomenalizm, agnostisizmin iddialarını tamamen reddederken pozitivist filozoflar olan Comte ve Mill, fenomenin ötesinde yer alan ve var olan bir şeyin varlığına ilişkin yargıda bulunmaktan kaçınırlar.

Thomas Henry Huxley

Thomas Henry Huxley

Modern anlamda agnostisizm ise yukarıda bahsettiğimiz ilk örneğinden farklı olarak ana soruya, yani insanın bilme gücüne yönelir: Neyi bilebiliriz?

Bu soruyu ortaya atan ilk filozof ise Kant’tır. Kant, David Hume’a verdiği yanıtta, “bilinebilir fenomenler” ile “bilinemez kendinde şeyler” arasında bir ayrım yapar. Kant’a göre ancak görünen şeyler bilinebilir, öz ise bilinemez:

“Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir süjenin birbirlerine olan ilişkisinden doğmuştur.”

Immanuel Kant

Modern agnostisizm Kant’ın yaptığı bu ayrıma bina edilir ve nihai bilimsel, felsefi veya dinî fikirlerimize karşılık gelen hakikati bilemeyeceğimizi ileri sürer.

Albert Camus’nün agnostisizm yorumu ise şöyledir:

“Evren uyumsuzdur ve bilinemez. İşte ağaç, sertliğini duyuyoruz. Bu kadarla yetinmek zorundayız. Bilim, giderek bize elektronların bir çekirdek çevresinde toplandıkları görünmez bir gezegenler takımından söz edecektir. Bu bir varsayımdır. Böylece dönüp dolaşıp şiirin alanına geldiğimizi ve hiçbir şeyi bilemeyeceğimizi anlarız.”

AGNOSTİSİZM NEDİR?

Agnostisizm; ilahi veya doğaüstü varlıkların mahiyetinin bilinemeyeceğini, bunların bilimsel kurallarla ispatlanamayacağını ve gözlemlenemeyeceğini savunan tanrı tasavvurudur.

Agnostisizm, tanrının varlığına inanmak ya da inanmamak konusunda insan aklının yetersiz kaldığını savunan felsefi anlayıştır. Agnostik terimi Yunanca olumsuzluk eki olan “an” ile “bilen ve bilgisi olan” anlamına gelen “gnostikos”, sözcüğünün birleşmesiyle oluşmuş bir kavramdır. Bu anlayışa inanan kişilere ise agnostik denilmektedir.

Agnostik kavramı ilk kez İngiliz düşünür Thomas Henry Huxley tarafından 1869 yılında “İngiliz Metafizik Derneği” adlı kuruluşta kullanılmıştır. Huxley, bir insanın kendi aklıyla tanrının varlığını ya da yokluğunu ortaya koymasının bilimsel bir dayanağının olmadığına vurgu yapmaktadır. Huxley’in agnostik anlayışına göre, başta tanrı olmak üzere dinî inançların doğruluklarının bilinmezliği ve bilinemeyeceği tezi ön plandadır.

Kavram aynı isimle kullanılmamakla birlikte İlk Çağ Yunan felsefesinde insan kaynaklı çalışmalarıyla ön plana çıkan Sofist geleneğe kadar geri gitmektedir. Sofist düşünürler doğa felsefesine gerekli önemi vermeyerek insan aklını yüceltici önermeler kullanmışlardır.

Protagoras objektif anlamda geçerli bir bilginin bulunmadığını ve genel geçer bir doğrunun olamayacağını ifade etmektedir. Şüpheciliğin o dönemdeki temsilcilerinden olan Georgias ise kendisini görecelikle sınırlamayıp varlığın bilinemeyeceğine vurgu yapmıştır. Onun felsefi düşüncesinde ne varlığın var olması ne bilinmesi ne de bir başkasına aktarılması mümkündür.

Agnostisizmin 19. yüzyıldaki savunucularından olan William Clifford “İnanç Ahlakı” adlı makalesinde zaman, mekân ve kişi farkı gözetmeksizin yeterli kanıt taşımayan inanç önermelerine karşı çıkmaktadır. Kavram, 20. yüzyılda ise Bertrand Russell tarafından savunulmuştur.

Agnostisizm genel olarak zayıf, güçlü ve kayıtsız olmak üzere üç başlık altında incelenmektedir.

Bunlardan açık ve deneysel agnostisizm olarak da adlandırılan zayıf agnostisizmde, tanrının varlığının en azından bugün için bilinmemekte olduğu savunulmaktadır. Ancak yeterli deliller sunulursa tanrının bir gün kanıtlanabileceği tezi öne sürülmektedir.

Sert ya da katı agnostisizm olarak da adlandırılan güçlü agnostisizmde ise tanrının varlığının ya da yokluğunun bilinemezliği ileri sürülmektedir.

Son olarak kayıtsız agnostisizmde ise tanrının varlığı tartışılmamakta ve tanrı gibi fizik ötesi bir varlığın insan bilgisinin ötesinde olduğuna vurgu yapılmaktadır.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...