Felsefe hakkında her şey…

Ürün Olarak Bilim Anlayışı

13.11.2019
17.648
Ürün Olarak Bilim Anlayışı

Ürün olarak bilim anlayışı, bilimi ve bilimsel kuramları bilim insanının yaratıcı çalışmasının sonucu ortaya çıkan ürün olarak görür. Mantıkçı pozitivizm olarak da bilinen bu yaklaşıma göre bilim; bilimsel yöntemle elde edilmiş kuram ve kanunlardan oluşmuş kesin, nesnel, birikerek ilerleyen bilgiler yığınıdır.

Bilimin ürünleri, bilimsel yöntem kullanılarak ve bilim insanının bireysel yaratıcılığı ile elde edilmiş bilgilerdir. Bilimi anlamanın yolu ürün olarak ortaya konmuş bu bilgiler yığınını incelemektir. Başka bir değişle bu yaklaşım, bir ürün olarak gördüğü bilimin yapısını, dilini ve yöntemini açıklamaya çalışır.

1920’li yıllarda Viyana’da belirli aralıklarla toplanan bir grup bilim adamı ve filozofun geliştirdiği bir yaklaşımdır. “Viyana Çevresi” denilen bu düşünürlerin en ünlüleri; Hans Reichenbach (Hans Rayhınbah), Rudolph Carnap (Rudolf Karnap) ve Carl Gustav Hempel (Karl Gustav Hempel)’dir. Bunların yaklaşımları ise mantıkçı pozitivizmdir. Bu yaklaşıma göre öncelikle bir bilimsellik ölçütü geliştirilir, daha sonrada bu ölçüte dayanılarak bilim ve felsefe metafizik kabullerden ve metafizik önermelerden ayıklamaya çalışılır. Bu ölçütlerden ikisi anlamlılık ve doğrulanabilirliktir.

ÜRÜN OLARAK BİLİM

Carl Gustav Hempel

Carl Gustav Hempel

Carl Gustav Hempel ve Ürün Olarak Bilim

Hempel de bilimi ürün olarak ele alan filozoflardandır. O da bir ürün olarak gördüğü bilimin yapısını ve yöntemini açıklamaya çalışır. Ona göre bilimsel açıklama iki türlü yapılır: tümdengelimle ve tümevarımla. Tümdengelimle yapılan açıklamalara “yasalı”, tümevarımla yapılan açıklamalara ise “olasılıklı açıklama” der.

Bilimsel yöntemin tümevarım ve tümdengelimin bir birleşimi olduğunu savunursa da tümden gelimin, tümevarıma göre daha ağırlıklı rol oynadığını düşünür.

Bütün bu açıklamalarına rağmen Hempel’e göre bilimde buluş yapmanın ve ürün ortaya koymanın kesin bir yöntemi yoktur. Bilimde önemli olanın buluşun nasıl gerçekleştirildiği değil, ortaya konulan ürünün bilimselliğinin nasıl ve hangi yöntemlerle kanıtlandığıdır. Aynı zamanda Hempel’e göre bilimsel açıklamaların iki koşulu vardır; mantıksal uygunluk ve deneysel uygunluktur.

Rudolf Carnap ve Ürün Olarak Bilim

Rudolf Carnap’a göre bilimsel önermeleri doğrulamanın en iyi yolu “sembolik mantıktır. Ona göre bir önermenin anlamlı olabilmesi için ya doğrudan olgusal bir dille ya da olgusal bir dilin kısaltılması olan sembolik mantık diliyle ifade edilmiş olması gerekir.

Bir önermeyi çözümlemenin başlıca amacının o önermenin doğrulama yönteminin belirlenmesi olduğunu ileri süren Carnap’a göre, doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki tür doğrulama vardır.

Örneğin, “Dışarıda yağmur yağıyor.” Önermesini camdan dışarıya bakarak doğrudan doğrulayabilirim. “Bu küpe gümüşten yapılmıştır.” önermesinin doğrulaması ise ancak gümüşü çeşitli testlere tabi tutarak anlaşılabileceğinden dolaylı bir doğrulama olacaktır. Bu önermelerle ilgili deney ya da gözlemlerimiz olumlu sonuç verirse doğrulukları büyük oranda kesinlik kazanır. Fakat tam kesinliğe hiçbir zaman ulaşılamaz.

Ona göre hiçbir doğrulama tam değil kısmi bir doğrulamadır. Örneğin , “Bütün insanlarda safra kesesi vardır.” önermesi, bütün insanların safra keselerinin olduğunun test edilmesi ile doğrulanabilir. Böyle bir gözlemin yapılması mümkün olmadığından söz konusu önermemiz ancak kısmi olarak doğrulanabilir.

Carnap, doğrulanabilirlik açısından metafizik önermeleri de incelemiştir. Ona göre metafizik önermeler teorik ve olgusal kategoriye girmeyen önermelerdir.

Örneğin, “Evrenin ana maddesi havadır.” gibi bir metafizik önermenin doğruluğunu ya da yanlışlığını kanıtlayacak bir yöntem yoktur. Yani bu tür önermeler test edilemezler.

Ne doğrudur ne de yanlıştır denilemeyeceği ve doğruluğunu ortaya koyacak deneysel yöntem mevcut olmadığı için bu tür önermeler anlamsız ve saçmadırlar. Bütün bunların sonucunda Carnap şöyle der: Bir önermenin anlamlılığı ya da doğruluğu kanıtlama yöntemine bağlıdır. Eğer bir kanıtlama yöntemi yoksa o önermenin bir doğruluğu da yoktur.

Hans Reichenbach ve Ürün Olarak Bilim

Reichenbach; bilimi çözümlemek ve onu açıklamak için bilim dilini çözümlemek gerektiğini savunur. Bilimsel Felsefenin Doğuşu adlı eserinde şu düşünceleri savunur; bilim konuşma diline dayalıdır. Eğer dili çözümler, onun belirsizliklerini ortadan kaldırır yani sembolik bir dizgiye çevrilebilirse bilimin çözümlenebileceğini düşünür.

Reichenbach’a göre bilimselliğin ölçütü doğrulanabilirliktir. Doğrulanabilen önermeler anlamlıdır. Anlamlı önermeler doğrulanabilme ya da yanlışlanabilme özelliğine sahip olan önermelerdir.

Bilim dışı önermeler doğruluk değerine sahip olmadığı için bilimsel değildir. Metafizik, estetik ve etiğin önermeleri doğrulanamaz, bu tür önermeler anlamlı önerme değildir. Kısaca olgulardan elde edilip tekrar olgularla denetlenemeyen önermeler bilimsel önerme değildir.

Reichenbach’a göre Anlamlı önerme doğrudan doğrulanabilen önermedir. şimdiye ait önermeler doğrudan doğrulanabildiği halde geçmişe ve geleceğe ait önermeler dolaylı olarak doğrulanabilmektedir.

Doğrulamanın en yalın yolu doğrudan gözleme başvurularak yapılır. “Bilgin Baran’ın boyu 1.15 cm’dir.” önermesi doğrudan doğrulanabilir bir önermedir. Metre ile Bilgin Baran’ın boyu ölçülür, eğer 1.15 cm gelirse önerme doğru gelmezse yanlış olur. “Kar beyazdır.”, “bugün hava yağışlıdır.” vb. önermeler de doğrudan doğrulanabilen önermelerdir. Kimi önermeler doğrudan gözleme tâbi tutulamaz. Örneğin; “Cumhuriyet, ülkemizde 29 Ekim 1923’te ilan edildi.” gibi geçmişe ait bir önerme ancak bir takım araştırmalarla ve belgelerin incelenmesiyle dolaylı olarak doğrulanabilir.

Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 3. Sınıf “Çağdaş Felsefe Tarihi” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...