Felsefe hakkında her şey…

Baruch Spinoza ve 17. Yüzyıl Felsefesi

03.11.2019
2.436

Spinoza’da Descartes felsefesinin özgün izleyicilerinden biri olmuştur.

Malebranche gibi onun da rasyonalizmi ve mistisizmi birleştirmeye yönelik bir çabası olduğu bilinmektedir. Spinoza’nın temel ilkesi “Tanrı sevgisi” olarak belirttiği şeydir. Rasyonalizm bu sevgiye giden yolda kullanılan bir yöntem ve teorik araçtır. Bu bakımdan Spinozacı felsefenin tam bir panteizm olarak görülmesi söz konusu olmuştur. Ona göre var oluş Tanrı ile doludur, yani evren bizzat Tanrı’nın kendisidir (Malebranche farklı olarak evreni tanrı’da bulmaktaydı).

Tanrı ya da Doğa Spinoza felsefesinde aynı anlamda bulunmaktadır ve burada temel olan Spinoza’nın “tanrı’yı bilmek” şeklinde ifade ettiği şeyi gerçekleştirmektir. Tanrı mutlak tözdür, yani kendisinden başka bir nedene dayanmayana bir nedendir ve var olan her şeyi kendi özünden üretmiştir. Dolayısıyla nesnelerin bütün ideleri de Tanrı’nın kendisinde mevcuttur. Burada nesne ile bilgi, gerçeklik ile kavram bir bütünlük haline getirilmiş olur.

Aynı şekilde mantıksal neden ile gerçek/maddi neden de birleştirilmiş olunur. Böylece Tanrı’nın kendi varlığı var olan her şeyin nedeni ve kaynağı olduğu gibi, Tanrı fikri de her tür bilginin kaynağı ve temeli olarak alınmalıdır. Buna bağlı olarak Spinozacı etik, insanın kendisini Tanrı sevgisine ya da bilgisine yönlendirdiği, kendisini belirleyen temel yasaya ya da zorunluluğa uyması gerektiğini söyleyen bir etik olarak belirir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...