Felsefe hakkında her şey…

Arkhe nedir? Arkhe Problemi

16.11.2019
36.918
Arkhe nedir? Arkhe Problemi

Arkhe nedir, sorusu aynı zamanda arkhe problemi olarak da bilinen felsefe tartışmalarının da açıklanmasına yardımcı olacak bir sorudur. Arkhe, Sokrates öncesi antik dönemde ülkemizin batı kıyılarında yaşamış olan Yunan filozofların “temel”, “ana madde” anlamında kullandıkları bir sözcüktür.

Düşüncemiz, gerçekliğin o sayısız, çeşit çeşit fenomenleri, süreç ve nesneleri karşısında her zaman bir genellemeye ve soyutlamaya gitme ihtiyacı duymuş, bütün bu kaotik çokluğun gerisinde, tekleştirici, bütünleyici bir ilke arayışı, felsefe ve düşünce tarihi boyunca sürüp gitmiştir.

Empirik, deneyimsel dünyanın fenomenlerinin temeline bütünleyici, soyut bir temel ilke yerleştirmeden edememişizdir. Antik Çağ’da Anadolu Yunanları düşünsel çabaya, bir ilk nedeni araştırmakla başlamışlardır.

Şöyle düşünülmüştür: Varlık, varoluşunu öylece sürdürüyor ise bunun tanrıların keyiflerinin üstünde bir ilk ve değişmez nedeni olmalıdır. Dünya nasıl var olmuştur? Bitkiler, hayvanlar, insanlar nasıl oluşmuşlardır? Bütün bu varlıkların başı, kökü, kaynağı nedir?

İşte bu gibi sorular, arkhe arama çabalarının sorularıdır.

ANTİK FİLOZOFLARIN ARKHE ANLAYIŞLARI

Varlığın temelinde yer alan “ilk madde (arkhe) nedir?” sorusu felsefenin de ilk sorusu sayılabilir. “Arkhe nedir?” sorusuna Antik Çağ filozoflarının verdikleri cevaplar şu şekilde sıralanabilmektedir:

  • Thales için arkhe, “su”dur,
  • Anaksimenes “hava”yı ilk neden olarak kabul etmiştir,
  • Anaksimandros ilk nedene apeiron (sınırsız, sonsuz olan)” adını vermiştir,
  • Demokritos için varlığın ilk nedeni “atom”dur,
  • Herakleitos varlığın “ateş”ten meydana geldiğini savunmuştur,
  • Empedokles felsefesinde arkhe, “toprak, hava, su ve ateş” olmak üzere çoklu bir yapıdadır.

Thales’in Arkhe Anlayışı

Bilinen tarih içinde bu sözcüğü felsefi anlamda kullanan ilk filozof, Thales’tir. Thales her şeyin arkhesini “su” olarak kabul etmiştir. Ona göre su, değişen her şeyde değişmeden varlığını sürdürendir. Evrendeki çokluğun temelindeki birliktir. Suyun soğuduğunda buz, ısındığında ise buhar olması suyun tüm varlıklarda farklı biçimlerde var olduğunu gösterir.

Thales sözcüğü her şeyin “ana maddesi”, “dayandığı ilk”, “çıktığı kaynak” gibi anlamlarda kullanıp doğaya ve doğadaki gelişmeler kendi içlerinde bulunan doğa ötesi açıklamalar gerektirmeyen bir kaynağa geri götürme çabasından söz eder. Böylece bilimsel düşüncenin öncüsü de Thales sayılır.

Anaksimandros’un Arkhe Anlayışı

Anaksimandros’a göre ilk neden nicelik olarak sınırsız, nitelik olarak ise belirsiz olmalıdır. Bu da su gibi fiziksel bir madde olamaz. Arkhe; duyusal olmayan bir varlık, soyut bir ilkedir. Sonsuz olan bu ilk neden apeirondur. Apeiron, bütün varlıkların temelidir. Apeirondan ilk olarak birbirine karşıt olan sıcak ve soğuk ortaya çıkmıştır. Bütün varlıklar da bu iki durumun oluşturduğu zıtlıklardan oluşur.

Anaksimenes’in Arkhe Anlayışı

Anaksimenes, Anaksimandros ve Thales gibi arkhe problemiyle ilgilenmiştir. Arkhe, Anaksimenes’te havadır. Hava, Thales’te olduğu gibi somut ancak Anaksimandros’ta olduğu şekliyle sonsuzluk niteliğindedir. O, “Hava olan ruh, nasıl bedeni ayakta tutuyorsa dünyayı ve evreni de ayakta tutan havadır.” demektedir. Hava, yoğunlaşma ve seyrekleşmesiyle diğer varlıkların oluşmasını sağlar.

Empedokles’in Arkhe Anlayışı

Empedokles’te arkhe, dört ana maddeden oluşur: su, toprak, hava ve ateş. Kendinden başka bir şeye indirgenemeyen ve hareketsiz olan bu ana maddeleri hareket ettiren dış bir gücün olması gerektiğini söyler. Bu güç, sevgi ve nefrettir. Tözler değişmez ancak farklı oranlarda bir araya gelerek farklı varlıkların oluşumunu gerçekleştirir. Sevgi birleştirici, nefret ise ayırıcı ilkedir.

Demokritos’un Arkhe Anlayışı

Demokritos’a göre arkhe, maddenin en küçük yapı taşına kadar bölünüp artık bölünemeyecek hâle gelindiğinde elde kalan son parçadır. O, bu parçaya atom demektedir. Atomlar sonsuz, değişmeyen, boşluksuz ve yer kaplayan özelliktedir. Boşlukta hareket eden atomlar, basınçları sonucu sınırsız şekiller hâlinde birleşerek varlıkları oluşturur. Atomların bir araya gelmesi doğum, birbirinden ayrışması ise ölümdür.

Demokritos, atom fikrinin öncüsüdür.

Demokritos, atom fikrinin öncüsüdür.

Pisagor’un Arkhe Anlayışı

Pythagoras, antik Yunan felsefesinin ve matematiğin önemli bir figürüdür. Pythagoras ve Pisagorcular adı verilen takipçileri, evrenin temel ilkesi olan arkhe konusunda farklı bir yaklaşım benimsemişlerdir. Onlara göre evrenin temel ilkesi sayılardır. Sayılar evrenin özüdür ve tüm doğa olayları sayısal oranlar ve ilişkilere dayanır.

Pythagoras ve takipçileri, sayıların evrende matematiksel bir düzeni temsil ettiğine inanmışlardır. Bu düzen, geometri ve müzikteki sayısal oranlarda ve harmonilerde ifadesini bulmaktadır. Özellikle, ünlü Pisagor Teoremi matematiksel ilişkilere önemli bir örnektir.

Pythagoras ayrıca reenkarnasyon inancına sahiptir ve insan ruhlarının bir döngü içinde yeniden doğduğuna inanmaktadır. Ona göre, sayılar ve matematik, ruhların reenkarnasyonunu ve evrendeki düzeni açıklamak için kullanılmalıdır.

Pythagoras’ın arkhe anlayışı, matematiksel düşünceye ve sayıların evrenin temel düzenini açıklamak için kullanılmasına büyük bir vurgu yapar. Pythagoras’ın öğretileri, matematik ve bilimin ilerlemesine katkıda bulunmuş ve daha sonraki filozoflar, bilim insanları ve matematikçiler için ilham kaynağı olmuştur.

Herakleitos’un Arkhe Anlayışı

Herakleitos arkhe (ilk ilke) olarak evrenin temel ilkesinin “ateş” olduğuna inanıyordu. Ona göre, ateş, her şeyin temelinde bulunan ve değişimin temel kaynağı olan ilkeydi. Ateş, sürekli olarak değişen ve dönüşen bir ilkeydi.

Herakleitos’un en ünlü sözlerinden birisi, “Panta rhei”dir, yani “Her şey gider” veya “Her şey değişir”. Ona göre, evren sürekli bir akış ve değişim içindedir. Hiçbir şey sabit değildir ve her şey sürekli bir dönüşüm halindedir.

O, zıtlıkların birliği fikrini vurgulamıştır. Ona göre, zıtlıklar birbirini tamamlayan ve dengeleyen unsurlardır. Bu nedenle, sıcak-soğuk, yaş-kuru gibi zıtlıkların bir arada bulunması, evrenin denge ve düzenini sağlar.

Herakleitos, “logos” kavramını da kullanmıştır. Logos, evrenin temel düzenleyici ilkesi veya mantığıdır. Herakleitos’a göre, logos, her şeyin arkasındaki akıl ve düzeni temsil etmektedir.

Herakleitos’un felsefesi, evrenin değişiminin ve sürekli akışının önemini vurgular. Onun arkhe anlayışı, ateşi temel ilke olarak görmesi ve zıtlıkların birliği fikrini savunmasıyla özgündür. Ayrıca, Herakleitos’un “Panta Rhei” fikri, evrenin sürekli bir dönüşüm içinde olduğunu ve bu değişimin anlaşılmasının önemini vurgular.

METAFİZİK İDEALİZMDE ARKHE PROBLEMİ

Metafizik idealist felsefe de bu ilk (arkhe) düşüncesine dayanır. Metafiziğin en belli ve açık biçimi olan dinsel düşünceye göre bu ilk, Tanrı’dır.

Sokrates öncesi doğa filozofları için arkhe, dünyanın maddi ilkesidir. Ne var ki Sokrates öncesi doğa filozoflarının, arkhe’den, öyle sağlam, bütünlüklü, genleşip yayılıp bütün dünyayı kuran bir temel maddeyi anladıklarını söylemek zordur. Karşımızda maddeden çok, bir soyutlama, maddi kategori bulunmaktadır.

Bu yönden bakıldığında Thales’in, her şeyin su’dan geldiği ya da Anaximenes’in, her şeyin arkhe’sinin hava olduğu ya da Demokritos’un, atomların ya da boş uzayın dünyanın (gerçekliğin) temel ilkesi olması gerektiği yolundaki tespitleri, dünyanın kimyasal ya da fiziksel özellikleri hakkında bize bir şey söylemeleri anlamına gelmemekteydi.

Burada kastedilen, bütün bu anlayışların ortak paydası olarak anlayabileceğimiz bir şey, bir tür fiziküstü bir ilke, dünyanın maddi birliğini oluşturan metafiziksel bir soyutluktu.

Bu yönden bakıldığında, İlk Çağ materyalizminin ayırt edici bir özelliği, sözünü ettiğimiz ampirik fenomenlerin çok belli bir özelliğini, tipik ve belirleyici bir özellik olarak nesneden, fenomenden koparması, bunu, dünyayı kurucu bir ilke halinde kategorize etmesidir. Suyun özelliği olan ıslaklık ya da nem, kimi maddelerin sertliği, katılığı, havanın ele avuca gelmez kaçıcılığı, uçuculuğu, bu özelliklerdendir.

Demek ki İlk Çağ materyalist düşünürleri, bir algının özel durumunu, diyelim ki ateşin sıcaklığını ya da ısısını, soyut-genel bir ilke olarak fenomeninden kopartıp almış, genelleştirmişlerdir. Ateş değil de sıcaklık genel bir dünyayı kuran temel ilke konumuna yükselmiştir. Sonuçta sıcaklık, ıslaklık, nemlilik gibi genel ilkeler, bütün öteki algıların temelinde yatan nihai özü temsil ederler.

Video Anlatım: Arkhe Nedir?

Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

2005'ten beri çevrim içi felsefe yapıyoruz...